bc

BİLİNMEZ AŞK

book_age18+
552
TAKİP ET
5.9K
OKU
campus
like
intro-logo
Tanıtım Yazısı

Nefesimiz bile birbirine yakınken Pars'ın gözlerine bakıyordum.

"İstemediğin halde sana bu kadar yakın olucak, ben de buna sessiz kalıcam." diyip gözlerime bakarak konuştuğunda istemsizce kaşlarımı çattım.

   Sırf bunu anlatmak için beni kendine çekmişti.

Birbirine çok yakın üç arkadaş aşk tam ortasında. Pars'ın korumacılıgı Gamze'yi çileden çıkarırken onları arada tutan Ufuk oluyor ama görmedikleri aşklarını onun sayisinde fark edecekler.

Birbirlerine aşk olan iki arkadaş bunu ne zaman görcekler?

chap-preview
Ücretsiz ön okuma
1.BÖLÜM: Koruyucu
Okulun ilk dönemin bitmesine son bir hafta kalmış sınavları bitmesiyle üstüme bir rahatlama gelmişti. Son ders boş olduğuna sevinip kitap okurken yanıma oturan Ayaz dikkatimi dagıtmıştı. “Gamze ne okuyorsun? Beraber okuyalım.” diyip kolunu omuzuma koydu. “Ayaz bi' git boş derste kafamı ütüleme." dedim omuzuma attığı kolunu sert bir şekilde ittim. “Sakinnn. Vakit geçirelim istedim.” “Kalk sıramdan." dedim ittekliye itekliye zorla sıradan kalkarken Ayaz yere düştüğünde sınıftakiler gülmeye başladı. Ayaz sinirle düştüğü yerden kalkıp kolumdan tuttu. “Ne yapıyorsun kızım sen?" diye bağırdığında kolumu kurtarmaya çalıştım. "Bırak kolumu!" dedim sinirden kaşlarımı çatarken bu tepkime Ayaz daha çok sinirlenip kendine çekti. Bana ders vereceğini düşünüp yanamı öpmeye çalıştığında bacak arasına vurmamla acı ince kıvranmaya başladı ve ben onu umursamadan çantamı alıp sınıftan çıktım. Sınıftakilerin hiç bir şeye müdahale etmeyip izlemeleri daha da sinirleme sebep olurken hızlı adımlarla okuldan çıkıp eve geldim. Yol boyu nasıl yürüdüğümü bilmiyorum eve girdiğimde telefonuma bakarken Pars birden fazla aramıştı. Daha fazla merakta bırakmamak için hemen onu aradım. - 'Alo Pars.' --'Sınıfa baktım yoksun. Gamze, sen nerdesin?' -'Ya ders boştu, ben eve geldim.' - -'Neden mesaj atıp haber vermiyorsun? Ne kadar merak ettik.' - 'İyiyim iyiyim merak etme.' --'Demesi kolay. Birazdan yanında olurum o zaman hesap verirsin.' - Pars. Beni duymadan tekefonu kapattı bile ve umarım sınıfta olanları öğrenmememiştir. Üstümü değiştirip muftakta kendime sandviç yapmaya hazırlanırken kapı çaldı. Gidip açtığımda sinirle bakan Pars'ı gördüm. Tüm sirinliğimle ona gülümsedim. "İyimisin?" diye telaşla sordu. Bu bakışlar sınıfta olanları öğrendiğini gösteriyor ya ortalığı karıştırmamıştır inşallah. "İyiyim dedim ya, hadi içeri gir." diyip mutfağa geri girderken Pars'da beni takip ederek etti. Hiç bir sey anlatmadan sandviç yapmaya devam ettim. "Gamze." diyip kolumu tuttuğunda acıyla yüzümü buruşturdum. Pars elini hızla çektip dolaptan buz torbası çıkardı."Sen koluna buz koy." dediğinde buzu alıp içerye geçtim. Pars'da bir süre sonra sandviçlerle içeriye geldi. "Anlat bakalım, ne oldu?" diye Pars yanıma oturup sordu. "Pars, bir şeyim yok." dedim onu rahatlatmak için gülünsediğimde o kaşlarını çatıp bana baktı. Şuan gerçekten kızmamak için kendini zor tutuyor. Bakışından anlıyorum ama iyi olduguma inanırsa anlatması kolay olur diye düşünüyorum. "Doğruyu söylemek için üç saniyen var." diye her zamanki gibi şart koyduğunda güçlükle yutkundum. Sonuna kadar inkar yolunu deneyelim... "İyi..." dedim ama lafımı tamamlama izin vermedi. "Birrr......" "Yok...." "İkiii....." "Offff." dedim son olarak direnmek boşaydı. Kaçış yok. Pes... "Sen kendini korumuşsundur ama merak etme bir daha yeltenemez." dediğinde rahatlamam için elimi tuttu. "Pars, sen ne yaptın?” dedim sorguya çekmesi sırası bana geçmişti ama umursayan kim yanından kalkıp mutfağa gidince peşinden gittim. "Kime diyorum ben ya?" diye hafiften çıkıştı. "Çay içer misin?" diye kendine doldururken sorsada ben sorumun cevabını alamamıştım. "İçerim" dedim oda biliyor ki kızsamda üzülsemde ya çay ya çikolata iyi çözümdü. Of şimdi aklıma nerden geldi. "Ne güzel alt yapı yamışsın." dedim imâlı bir şekilde. "Çikolata." dedim bir umut. "Bugün ilaçlarını aldın mı?" diye sorduğunda çayları bana uzatıp dolabı açtı. Bir gün okulda seker hastası oldugumu bilmeden bayıldığımda Pars'ın panikleyip okulu ayağa kaldırmıştı. Çok korumacı olduğunu demişmiydim. "Aldım. İzin verdiğine göre kesin bir şey yaptın." dedim gözlerimi kısıp baktıgımda dolaptan annemin yaptığı çikolatadan tabağa koyup ağızıma bir parça verdi. "İçeri geçelim cevaplarım." dedi elimizdekilerle içeri geri geçip koltuğa tekrar oturduk. "Sinem'den öğrendim. Ufuk'la beraber Ayaz'a gerekeni yaptık." dedi sakince söylediğine göre kesin Ayaz'ı dövmüştü. "Ya Pars sen niye laftan anlamıyorsun. Benim yüzümden kavğa ediyorsun, Ayça teyzenin kulağına gidiyor sonra da bizim yüzümüzden annemle arası açılıyor." dedim sesimi biraz yükseltip ayağa kalktım. Bu yükselişimle Pars birden belimden tutup kedine çekti. Ne olduğunu anladan nefesimiz birbirine yakınken Pars sadece gözlerime bakıyordu. "İstemediğin halde sana bu kadar yakın olucak, ben de buna sessiz kalıcam." diyip gözlerime bakarak konuştuğunda istemsizce kaşlarımı çattım. İnanmıyorum ya sırf bunu anlatmak için beni kendine çekmişti. "Sana izin verdiğimi kim söyledi." dedim belimi saran elimden kurtulup odama çıkacakken bileğimden kavradı. "Özür dilerim. Ben durumu anla diye şey...." dedinğinde susup durumu anlatıcak kelime bulmaya çalışıyordu anlaşılan. Biraz daha kıvransa iyi olur ama neyse yanlış anlamasın.... "Şaka!" diyip gülüsediğimde Pars'ın rahatladığı yüzünden okunuyordu. Tekrar yerimize oturup bir türlü yiyemediğimiz sandvinçlerimizi yedik. Sorunun bir kısmını hallettikten sonra Pars eve gitti. Ben de odama çıkıp yatağa uzanırken yorgunluktan gözlerim kapandığında kendimi uykuya bıraktım. Gözlerimi tekrar açarken hava kararmıştı. Odamdan çıkıp annemle babam gelmiş mi diye evin bütün ışıkları açarak tüm odaları gezdim ve bizimkiler gelmemişti. Daha sonra telefonumu çıkarıp babamı aradım her zaman ki gibi kapalıydı. Bir de annemi aradığımda meşgule attıktan sonra henen mesaj geldi. Annem: "Bu gece babanla dışarda olucaz merak etme" Mesajı okuduktan sonra boş evde kendi kendime söylenerek aşağıya indim. "Aman anne ben niye tek kalıyorum. Bilsem Pars'ın eve gitmesne izin vermezdim." diyip koltuğa oturduğumda kapı çalınca koşar adım hızla açtım. "Acaba kim diye sorsamıydın?" diye söylenirken haklıydı, herzaman ki gibi kim niye sormamıştım. "Hırsız kapımı çalıyor Pars?" diyip onu kapının önünde bırakarak içeri girerken, "Kapıyı ört" diye seslendim. "Yok hırsızlar için açık bırakıcaktım." diye söylenerek peşimden geldiğinde ışıkların birden kesilmesiyle küçük bir çığlık attım. Pars'ın belimi kavrayıp tutmasıyla nefesim kesilecek gibi hissettim. "Sakin ol ben yanındayım." diye fısıldadı. Biz yine nasıl duruma düştük anlamıyorum. Pars telefonun ışığını açınca çok yakın olduğunu fark ederken uzaklaştırmak istediğimde birden kendine çekti. "Yavaş düşüceksin." diyip aramızda mesafe kalmayınca telefonun ışığından mı bilmiyorum Pars'ın bakışları daha da heycanlama sebep olmuştu. "Bırak" dedim sesimi ben zor duyarken ışıkların gelmesiyle mi bilmiyorum Pars belimdeki elini çektiğinde mutfağa gidip kendime bir bardak su doldurup içtim. Kendine gel içerdeki arkadaşın bunu unutma, kendine gel... İçimden kendime söylenirken Pars'ın sesi düşüncelerimi daha karıştıyordu. "Pizza yiyelim mi? Film izleriz." diye mutfağın kapına yaşlanarak sorduğunda kaşlarımı kaldırdım. "Bu saate ne pizzası? Hem sen gece gece niye geldin?" dedim mutfaktan ona yandan bakış atarak çıkıp oturma odasına geçtim. "Gece gece " diyip gülerek bileğini işaret ettiginde telefonumun saatine baktım. Saat dokuzdu. Pars gülmesi yersiz değilmiş. "Ben yeni uyandım ve saatte de bamadım." diyip kolarımı göğüsümde birleştirip koltuğa oturdum. "Söylüyorum pizzayı, filmi seç." diyip yanıma oturarak telefondan sipariş vermeye uğraşırken ben ne izlesek diye düşünüyorum. "Animayon izliyelim mi?" diye sordum. En fazla çizgi film izlemek istemez ve sırf bu yüzden inatlaşırda şu gerğinliğim biraz geçerdi. "Olur." diye telefondan başını kaldırmadan cevap verdi. "Pars! Çizgi film diyorum. İzliyelim mi?" diye tane tane tekrar sorduğumda Pars başını telefondan kaldırdı. "Güzelim izliyelim dedim ya." diye gülümseyip kumandayı uzattı. Allahım itiraz bile etmiyor. Ooooof Pars Ooof.. "Sen bizde mi kalıcaksın?" diye kumandayı elinden alırken yeni bir sordum. Birazcık bunaltmış olabilirim.. "Güzelim sen gelmemden rahatsız mı oldun?" diye bir anda sorarken bakışlarımı ona çevirdiğimde geldiğne pişman olmuş gibiydi. "Odanı hazırlayalım diye sordum. Ne rahatsız olması aşk olsun." dedim gönlünü almak için yanağını sıktım. "Uğraşma burda yatarım." Pars'ın şipariş ettiği pizza gelince ben ciddi ciddi animasyon açmıştım. Beraber 'Tom ve jerry' izlemeye başladık. İnanması güç kaç yaşına gelmisiz çizgi film izlemek nedir ya? Asıl Pars niye itiraz etmiyor anlamıyorım. Seneye üniversite öğrenci olcaz test çözücegmize oturmuş Tom ve jerry izliyoruz. Bir süre sonra sıkıntıdan gözlerime ağırlık çökünce Pars'ın omuzuna başımı koydum. ☆ Sabah telefonun alarmına uyandığımda odamda olduğumu fark ettim. Ee pars. Pars nerde.?Yataktan hızlıca kalkıp merdivenleri inerken "Pars! Pars!" bağırdıgımda mutfaktan çıkıp merdivenlerin ucuna gelmişti. "Güzelim sakin ol. Ne oldu?" dedi panikle, ilk başka dikkatimi çekmemişti ama Pars üstündeki çiçekli mutfak önlüğüyle çok komik görünüyordu endişeli sesim gitmiş gülme krizine girmiştim. "Gamze kızıyorum. Önce panik olmuş şekilde geldin şimde gülüyorsun." diyip kaşlarını çattı. "Tamam tamam. Sabah kendimi yatakta görünce seni gece eve gittin sandım. Sonra da böyle görünce......" dedim üzerini göstererek gülmeye devam ettim. '"Hadi üstünü değiştir, okula geç kalıcaz." dedi komut verir gibi. "Tamam annecim." dedim merdivenlerden odama geri çıkmaya başladım. "Gamze!!" diye arkamdan bağırdı. "Seni ciddiye alamıyorum bu haldeyken!!" diye son kez cevap verdikten merdivenleri hızlıca çıkıp odama girdiğimde okul için hazırlamaya başladım. Banyoya girip rutin işlerimi hallettikten okul kıyafetlerimi giydim. Tekrar aşağıya indiğimde kahvaltı hazır Pars beni bekliyordu. Pars benim için pankek bir de yapmıştı. Ah bu çocuk böyle kahvatı hazırlamayı nerden öğrendi, daha ben bile bilmiyorum. "Ellerine sağlık da şimdi utandım, misafiri çalıştırmış oldum." dedim sandelyemi çekip oturdum. "Güzelim artık alınıyorum, ben misafir miyim?" "Degilsin tabi. Pankek yapmak için kaçta kalktın?" diye sorduğumda tabağıma pankek aldım. "Pankeki seviyorsun senin çin değer." dediğinde pankekime şurup dökmüştü. Parsla beraber kahvaltımızı yaptıktan sonra sofrayı beraber toplayıp evden çıktık. "Sen okul için hazırlanmıcak mısın?" diye tam çıkarken sorduğumda dönüp bakışlarını bana çevirdi. "Annem çanta mı ve eşyalarımı sevise verecekti." dediğinde kapıyı örtüp bahçede yürümeye başladık. "Tamam o zaman." dedim bahçeden çıkarken servis gelince beraber bindik. Okula yaklaşmaya yakın telefonum titremesiyle irkildim. "Ne oldu?" diye Pars sorarken telefonumu cebimden çıkardım. "Telefonum? Annem arıyor." diyip cevapladım. -'Efendim annecim.' --'Okula hazırlandınız mı kızım?' -'Başımda Pars varken geç kalır mıyım?. Servisteyiz.' --'Peki ilaçlarını aldın mı?' -'Hı hı... Aldım aldım.' --'Tamam kızım. Okul çıkışı da Pars'la bize geçin. Biz de Ayça teyzenle bütün gün beraber oluruz.' -'Tamam annecim görüşürüz.' Telefonu kapattığımda Pars sorgular bakışlarla gözlerime baktığında annemle konuşmamı özetledim. "Annem çıkışta bize geçin diyor. Akşam annende gelicekmiş." diye gereksiz konuları geçip kısaca özetledim. "Başka?" dedi sezmiş gibi. "Başka yok okula geç kalmayalım diye aramış." dediğimde servis durdugu için herhangi bir soru sormayıp araçtan indik. Okula beraber girdiğimizde sınflara geçerken vedalaşdık. Aynı sınıftaydık ama Pars sayısal ben eşit ağırlık okuyordum. İlaçlarımı unuttugumu söylesem dersi düşünmez eve giderdi. Okul çıkışına kadar dikkat etsem yeterli olurdu umarım. Matematik hocasının girmesiyle ders başlayınca Ayaz bugün gelmediği dikkatimi çekmişti. Acaba dün ben girdikten sonra ne olmuştu. Yanında oturan Sinem'i dürttüm. "Ayaz neden gelmedi biliyor musun?" diye fısıldıyarak sordum. "Yerinde olsam bende gelmezdim. Dün seninkiler herkesin içinde öyle bi rezil etti ki bir kaç gün gelmez." diye fısıldıyarak abartlı şekilde durumu anlattı "Sinem abartma istersen." "Pars döverken Ufuk elinden Ayaz'ı zor aldı. Artık sen düşün o görüntüyü." dediğinde gözlerimi devirerek derse dinlemeye döndüm. Sinem her zaman ki gibi bence olayı abartıyor. Bu kadar ileri gitmemişlerdir. Yani umarım. Ders biter bitmez soluğu Pars'ın sınıfının önünde almıştım. İçeri girmeden kapıdan Pars'a bakındığımda Gizem'le yanyana oturmuş kitapta bir şeye bakıyorlardı.Gizem geldiğimi fark etmişti ve beni görünce Pars'sın koluna girip iyice sokulmuştu ve rahatsız etmemek için sınıfta girmedim. Arkamı döndüğümde koridorda Ufuk'u görürken kavgayı ona da sorabilirdim. "Gamze'm bize mi baktın?" diye sordu. "Evet de Pars meşgul sanırım Gizem'le." dedim üstüne baştırarak söylediğimde Ufuk gelip koluma girdi. "Onları boş ver, gel kantine gidelim." dediğinde merdivenlerden inmeye başladık. "Olur sana dünle ilgili sorcaklarım vardı." dedim. "Ne olmuş ki dün?" dedi hiç bir şey bilmiyormuş gibi konuşuyordu. Kantine girdiğimizde boş bir masa bulup oturduk. Ufuk yiyecek bir şeyler aldıcağını söyleyip gitti. Masaya geldiğinde bana çay ve çikolata almıştı. "Pars'da dün senin gibi yaptı, kızmayayım diye çay ve çikolata kullandı ama şuan bu işe yaramaz. Şimdi anlat?" dedim Ufuk'a gözlerimi kısarak bıktım. "Kahvaltı yapmadım izin ver de karnımı doyuruyum." dedi aldığı tosttan büyük lokma ısırdı. Konuşmamak için ağzını sürekli doldururken son tostu elinden aldım. "Obur musun sen ya? Bu kadar yiyip kilo almıyorsun bir de." diye sitem ederek söylendim. "Gamze'm yiyiceksen al, eyvallahda yemiceksen tostumu alıyım." diyip elini uzatırken tostu havaya kaldırdım. "Olmaz, önce anlat." dedim ayağa kalkınca Ufuk yanına geldi. "Gamze'm canım benim inatlaşmasan mı?" diyip iyice yaklasınca Pars'ın bağırmasıyla Ufuk bir adım geri çekildi. "N'oluyor?." "Kahvaltı yapıyorduk." dedim elimdeki tosttu gösterip. Pars bi' Ufuk'a bi' masaya baktıktan sonra kaşlarını çatıp bana baktı sefer. Neye kızdı şimdi bu....... "Sen yine habersiz çikolata mı yiyicektin? Ufuk bu konuda kaç kere seni uyardım." diye ikimize birden çıkmıştı. "Sakin ol ya, çocuk gibi azarlıyorsun." dedim yüzüne bile bakmadan sandalyeme geri oturdum. "Pars şuan boşa kızıyorsun." dedi Ufuk kolundan tutup sakinleştirmeye çalırken ama Pars kolunu sertçe çekti. "Boşa kızıyorum öyle mi? Rahatsızlanınca yanına-......" diye kızarak söyleyince gözlerimin dolmasına engel olmadım. "Salak mısın oğlum? Ne diyosun sen." diye Ufuk'ta birden çıkılarak kızdı. "Gelmem." diye Pars'ın lafını tamamlarken ikisinin aksine sesim o kadar kısık çıksada yüzlerine bakmadan kantinden çıktım. Koridorda hızlı yürüyüp gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim. Dün beni Ayaz'a karşı koruyan Pars değil miydi? Şimdi neye öfkendi de böyle konuştu. Tuvalete gidip yüzümü yıkadıktan sonra sınıfa gittim. Dersler birbirini kovalarcasına hızla geçerken son dersin bitmesine bir kaç dakika kalmıştı. "Gamze iyi misin? Bembeyaz olmuşsun?" diye Sinem telaşla sorsada belli etmemek için kendimi zorla toparladım. "İyiyim" dedim zar-zor şimdi Sinem'i huzursuz etmek istemiyorum olayı abartırdı. Zil çalınca çantamı toplayıp ağır ağır yürüp sınıftan çıktım. Tuvalete gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra kendimi biraz daha iyi hissederken merdivenlerin demirlerine tutunarak inmeye başladığımda Ufuk'la karşılaştım. "Gamze!!" dedi telaşla gelip koluma girdi. "İyiyim Ufuk, sakin ol." dedim "Bunu bir de kireç gibi olmuş yüzüne bakarak söyle istersen." dedi endişeyle sitem etsede merdivenleri inmeye devam ettik. Ufuk'un yardımıyla dışarı çıktığımda yakındaki banka oturduk. Soğuk havanın yüzüme çarpmasıyla biraz kendime gelmiştim. "Sen ilacını mı unuttun?" diye sorarken yüzüme gelen saçlarımı geriye attı. "Öyle oldu ama iyiyim telaşlanma." dedim içini rahatlatmak için yoksa zor duruyorum. "Pars'a mı alındın? İlacını unuttuğunu niye söylemiyorsun?." dediğinde cevap vermeyi es geçip dinlenmek için başımı omuzuna koydum. Daha sonra okulun kapısından çıkan Pars'la Gizem'i görürken bizi görüp yanımıza gelince Ufuk'un omuzundan başımı kaldırdım. "Gamze sen iyi misin?" diye Pars telaşla sorduğunda Ufuk tam cevap vericekken konuşmasına izin vermedim. "Niye sordun ki yanıma gelme demedin mi sen." dedim ve ayağa kalkıp bizi bekliyen servişe dogu yürümeye başadım. Diğerleride gelip sevise bindiğinde yolculuk boyu konuşmadık. Eve geldimizde servisten inerken Ufuk sessizce ilacım konusunda uyardı ama bu Pars'ın dikkatini çekmişti ve ben umursamadan servisten inip Pars'ı beklemeden bahçe kapısından girdim. Hızlı adımlarla evin kapısının önüne geldiğimde çantamdan anahtarımı çıkıp kapıyı açarken Pars'ta tam arkamda duruyordu. Eve girdiğimde merdivenleri çıkmak üzereyken yine bağırmıştı. "Gamze ne oluyor?" "Efendim?" dedim niye bağırdığını artık cidden anlamıyordum. "Ufuk'la sen!!? Ne oluyor diyorum!!?" diye bağırınca yaptıgı yakıştırmaya şaşırmıştım. "Sanane!!!!?" diye bağırdım onun gibi. "Ne demek sanane!" Pars'ın sesi yüksek çıkınca bende fark etmeden sesimi yükseltmiştim ve derin bir nefes alıp aldım. Şimdi tartışacak halim hiç yoktu. "Merak ettiğin buysa cevap veririm ama sakince sorduğunda." diyip çıktığım merdiveni geri inip mutfağa girdim. Dolaptan ilacımı alıp Pars'ı umursamadan odama çıktım. Üstümü değiştirip iğne mi vurduktan tekrar aşağıya geri indim. Pars mutfakta bir şeyler hazırlamak uğraşırken o görmeden ilacımı dolaba koydum. "Seninki kadar iyi olmasada sandviç yaptım." dedi az önce hiç tartışmamış gibi davranırken umursamadım. "Yok sağol ben tost yapıcam." dedim tost malzemelerini dolaptan çıkarıp makinenin fişini taktım. Tost ekmeğini çıkarıp peyniri arasına koyarken Pars da beni izliyordu. Tostumu makineye koyup sessizlikte tostumun hazır olmasını beklemiş sonra da tabağa koyup içeri geçmiştim. Pars da beni takip ettip yanına oturduğunda affedilmeyi bekleyen çocuk gibi sessizce oturuyordu. Hiç konuşmadan yemeğimizi yedik. Ortamın sessizligini bozsun diye televizyonu açmak için kumandayı ararken telefonuma mesaj gelmişti. Ufuk merak ettiği için yazmıştı. Deli oğlan: Nasıl oldun?' Ben: Daha iyiyim ilaçımı aldım.' Deli oğlan: Pars sorun çıkardı mı? Servisten inerken beni öldürecek gibi baktı da.' Ben: Endişelenecek bir durum yok.' Deli oğlan: Beni kıskanmıştır o deli.' Ben: Kıskançlıktan mı bilmiyorum ama kalbimi çok kırdı." Deli oğlan: Üzme kendini o sana kıyamaz, hemen hatasını anlar.' Ben: Salak bu arkadaşın var ya. Seni niye kıskanıyorsa? Ufuk'a mesaj atarken Pars'ın beni izlediğini fark ettiğimde telaşla telefomu elimden bıraktım. Daha fazla yanlış anlaşılma istemiyordum çünkü Ufuk arkadaşımızdı. Böyle bir sorun arkadaşlımızı bitire bilirdi. Ufuk tekrar mesaj atınca Pars'da, telefonumda adını gördünce o çatılan kaşları olabildiğinden fazla çatılıcakmış gibi öfkesi yüzünden okunuyordu. "Okulda hasret giremediniz heralde." dedi sinirle oysa biz normalde mesajlaşıyorduk. "Pars yeter. Yeter gerçekten yeter. Ufuk'a haksızlık yapıyorsun." dedim onun aksine sakin davranmaya çalışıyordum. "Arkadaştık ya biz." diye sinirle tekrar bağırdığında artık sabrım taşmıştı. "Gerizekalı!!.. Sabah sınıfına geldim Gizem'leydin rahatsız etmemek için çıktım. Ufuk'la kantinde Ayaz konusunu konuşuyordum. Çıkışta fenalaştım gelme dicektin ya, bende gelmedim." dedim ilk başta bağrırken son söylediğim şeyle sesim zor çıktı. Anlatımlarımdan sonra bana bir adım yaklaşırken uzaklaşmak istediğimde bileğimden tuttu. "Gamze lütfen." dedi yavarırcasına konuşunca elimi çekip koltuğa oturdum ve oda yanıma oturdu. "Ben sana yükmüyüm?" diye sorarjen ağlamamak için kendini zor tuttuğumda Pars elimi tuttu. "Güzelim bak ben öyle demek istemedim. Ufuk'la sizi öyle..... " diyip lafın sonu getirmeyince ben getirdim. "Yakınsak ne olmuş? Yani Ufuk'la aramda bişey olsa....." dediğim an Pars elimi sıkınca ona baktım. Bu söylediğme fazla gerilmişti. "Sen-....." Pars'ın lafını bitirmesine fırsat vermeden beline sarılıp gögüsüne başımı koydum. Bu yaptıgıma anlık şasırsada oda bana sarıldı. "Özür dilerim çok özür dilerim. Sana bu konuda kızmaya hakkım var mı bilmiyorum." dedi sarılmamla sakinleşirken sesinin tonuna anlam veremedim. "Susar mısın lütfen." dedim hala sarılırken. Ufuk'u niye kıskandı bilmiyorum ama şu yakınlığımızı anlatmaya bir kelime varmı şuan onuda bilmiyorum. "Gamze." diye seslenince başımı kadırıp baktım. Yüzümü avuçlarımın arasına alıp gözlerime baktığında aramızdaki mesafeyi yaklasarak kapattı. İşte şu yakınlığımız kalbimin yerimden çıkmasına sebepti. Nefesimiz birbirine karışıcak kadar yakındık. "Pars bırakır mısın?" dedim bu yakınlığımız doğru değildi. "Ben... Şey... Ben en iyisi çay koyuyum." dedi yakınlığımızın farkına varınca telaşla yamımdan kalktı. Sevdiğim ilk hikayem düşüncelerinizi paylaşmayı unutmayın? Sizce aşk mı? Dostluk mu? ❤️❤️‍🔥

editor-pick
Dreame-Editörün seçtikleri

bc

TYLER (Cherry 2)

read
3.4K
bc

KIRIK ANILAR MAHZENİ

read
4.1K
bc

Çobanaldatan

read
2.1K
bc

KAKTÜS| Texting

read
3.3K
bc

Yasak Sevda

read
55.4K
bc

Zor Ajanlar

read
1.5K
bc

PRENSİN KORUMASI

read
13.0K

Uygulamayı indirmek için tara

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook