“ SAVAŞACAĞIM “

1270 Kelimeler
Koray, arabayı Kenan beylerin evinin önünde durdurup, Yasemin’e baktı. Arabaya ilk bindiklerinde bıcır bıcır konuşan kız, yarım saat kadar sonra uyuyakalmıştı. Çok güzeldi Yasemin, bakınca insanın içini titretecek, kalbini hızla çarptıracak kadar güzel. Koray ilk gördüğünde de güzelliğine hayran kalmıştı, Yasemin’in ama geçen yıllar boyunca yüz ve vücut hatları tam anlamıyla yerine gelmişti. Bu da huzurla uyuyan genç kadını çok daha güzel yapmıştı. Koray her zaman Hakan’ın aptal biri olduğunu düşünmüştü, Yasemin’i tanıdıkça. Kendisi çok güzeldi de kalbine de diyecek bir şey yoktu. Hani derler ya kalbinin güzelliği yüzüne yansımış, öyle bir kadındı işte Yasemin. Koray bir müddet daha yanındaki güzelliği seyre daldı. Bu sırada Hakan, Koray’ın arabasının biraz gerisinde durmuş, önündeki arabaya bakıyordu. Duralı bir beş dakika olsa da arabadan inen kimse olmaması, Hakan’ın başka şeyler düşünmesine sebep oluyor canı sıkılıyordu. Parmakları hızla direksiyonda ritim tutarken, bir an arabadan inip bakma isteğiyle doldu içi. Tam kapısını açacakken, Koray arabadan indi ve yolcu koltuğuna dolandı. Yasemin’in kapısını açan Koray hiç istemese de onu uyandırmak zorunda olduğu için yavaşça omzuna dokundu. Ama Yasemin tatlı mırıltılar çıkarıp uyumaya devam etti. Yasemin hakkında öğrendiği bir diğer şey ise, uykusunun biraz ağır olduğuydu. “ Yasemin uyan güzelim geldik. Yasemin hadi güzelim kalk artık. Yasemin hey Yasemin. “ En sonunda Yasemin Koray’ın seslenmeleriyle uykusundan uyanmıştı. Koray bir kaç adım geri çekildi. Yaseminde emniyet kemerini çıkarıp, kollarını iki yana açarak gerindi. Arabadan inip Koray’ın yanında durdu. Genç adam, bir kolunu Yasemin’in belinden sarıp yanağını öperken, birden gözü biraz gerideki adama takıldı. Hakan arabasından inmiş, sinirle onlara bakıyordu. Koray’ın da kaşları çatılırken, Yasemin’den ayrıldı ve onu eve doğru yolcu etti. Yasemin bahçe kapısından girip, kayboluncaya kadar arkasından baktı. Yeniden Hakan’a bakmasıyla, adamın yanına doğru geldiğini gördü. “ Sen, senin benim karımın yanında ne işin var lan? “ “ Karın mı? Hani şu düğünden hemen sonra terk ettiğin karından mı bahsediyorsun? “ “ Bana bak Koray, arkamdan gel başka bir yerde konuşalım. “ Koray başını aşağı yukarı onayladığını belirtir gibi sallarken, Hakan çoktan arabasına binmişti. Arabasını çalıştırıp Koray’ın yanından geçti. Koray’da hemen arabasına binerek, Hakan’ı takip etmeye başladı. Bir yandan da Hakan’ın hiç bir şey olmamış gibi gelip, Yasemin’e karım demesi sinirlerini bozmuştu. Beş yıl boyunca arayıp, sormadığı kadından şimdi karım diye bahsediyor resmen yüzsüzlük yapıyordu. Hakan da arabasını sürmeye devam ederken, Koray’dan farksızdı. Bir zamanlar yakın arkadaşı olarak gördüğü adam resmen karısına yürüyordu. Tamam hatalı olduğunu kabul ediyordu. Bırakıp gitmişti Yasemin’i ama bunu hem babasına karşı olan inadından hem de Melis’in aşkının gerçek olduğuna güvenerek yapmıştı. İçinden keşke dedi, keşke Melis’in gerçek yüzünü gördüğüm zaman gelseydim buraya. Ama geçmiş hiç bir zaman geri gelmezdi artık. Aşıklar tepesine doğru arabasını sürüp müsait bir yer bulduğunda durdu ve arabadan indi. Koray’da arabasını Hakan’ın arabasının yanına park etti. O da arabasından indi. Şimdi iki adamda karşılıklı duruyorlardı. Hakan Koray’ı şöyle bir süzdü. Spor yaptığı her halinden belli oluyordu. Çoğu kadının hayalinde olabilecek kadar, esmer yakışıklısı bir adamdı. Koray’da aynı şekilde Hakan’a bir bakış attı. Zaten yakışıklı olan adam, yıllar içinde daha bir yakışıklı olmuştu. Zaten kaslı olan vücudu, biraz daha kas yapmasıyla iyice fit bir görünüm elde etmesine neden olmuştu. “ Evet Hakan bey, hangi rüzgar attı sizi buraya? Gelmezdiniz siz İstanbul’a. “ “ Hale’nin nişanı için geldim aslında ama geri dönmeyi düşünmüyorum artık. “ “ Ne demek dönmeyi düşünmüyorum? Ne yapacaksın burada? “ “ En büyük önceliğim karımın kalbini geri kazanmak. Ardından nikah tazemlemek ve en az iki tane çocuk yapmak. “ “ Rüyanda bile bunları görmen zor senin Hakan! Yasemin seni hiç bir zaman affetmez. “ “ Emin misin peki beni affetmeyeceği konusunda? Çünkü ben hala beni sevdiğinden adım kadar eminim. Biliyorum beni affetmesi zor olacak ama onun kalbini kazanmak için elimden gelen her şeyi yapacağım. “ “ Kendine çok güveniyorsun bakıyorum da. Hala seni sevdiğini de nereden çıkardın Yasemin’in? “ “ Öyle hissediyorum ve sende iyi bilirsin ki kadınlar konusunda hisselerim hiçbir zaman yanılmaz. “ “ Yasemin senin o tek gecelik takıldığın, gönlünü eğlediğin kadınlardan değil. “ “ Biliyorum öyle olmadığını. Bu yüzden kalbini kazanmak istiyorum ya işte. Ebediyen yanında olacağım kadın o benim. “ “ Hmm şimdi anladım bazı şeyleri. Sen yaseminin görüntüsünden etkilendin değil mi sadece? Onun nasıl biri olduğunu bile bilmiyorsun. Seninki basit bir hoşlantı sadece. Buraya gelmiş karım, karım diyip duruyorsun ama onu dış görünüşü ile istiyorsun sadece. Ama aşk böyle bir şey değil Hakan! “ “ Aşık değilim evet belki sadece görünüşünden etkilendim senin dediğin gibi ama bu ona aşık olmayacağım anlamına gelmiyor. “ “ Biliyor musun, sadece bekleyeceğim. Senin vazgeçmeni, ve ben sen vazgeçtiğin anda Yasemin’i teselli etmek için yine orada olacağım ve bu sefer ona aşık bir adam olarak. Sen arkanı dönüp geldiğin yere giderken ben onu kollarımda teselli edeceğim. Ve yatağımda. “ “ Zaten sadece teselli edebilirsin Koray! Yasemin sana hiç bir zaman aşık olmayacak. Kalbinde başka bir adam olan bir kadını ne kadar teselli edebilirsin, orası da ayrı bir muamma. Şimdi ben geri döndüm ve Yasemin’den uzak dur! “ “ Bunu yapabileceğimi hiç sanmıyorum Hakan. Ondan uzak durmak istemiyorum çünkü. “ “ Yasemin bana geldiğinde yüzünün alacağı ifadeyi kadar merak ediyorum ki, anlatamam. Her neyse benim şimdi gitmem gerek. Karımı göreceğim daha. “ Hakan son sözlerini de söyleyip arabasına bindi ve oradan ayrıldı. Koray derin bir nefes alıp verdi. Önündeki manzarayı izlerken, az önce Hakan ile yaptıkları konuşma, bir bir aklından geçiyordu. Haklıydı. Yasemin halen onu seviyordu. Çünkü sevmeseydi, Hakan’ı yıllar sonra ilk kez gördüğünde ağlamazdı. Ama kendisi de vazgeçmeyi düşünmüyordu. Aşkı için savaşacaktı. Eğer sonunda Yasemin, Hakan’ı seçerse bile pişman olmayacaktı böylece. Her şeyi yaptım ama olmadı der, kaderine razı gelirdi. Tam olarak iki yıl önce aşık olduğunu anlamıştı, Yasemin’e. Sürekli kendisini ister istemez onu düşünürken buluyordu çünkü. Önce arkadaşı olduğu için böyle olduğunu düşündü ama sonradan bunun arkadaşlıktan fazlası olduğuna karar verdi çünkü, Hale’yi düşünmüyordu hiç. Ya da herhangi bir arkadaşını. Mesela Yasemin’in morali bozuk olsa kendine dert eder, saatlerce güldürebilmek için uğraşırdı. Aklı eskilere giderken, yüzüne bir gülümseme yayıldı. Arabasına binip evine doğru giderken aklında, her zaman olan, tek bir kişi vardı. Yasemin. Hakan ise arabasında giderken Koray’ın dediklerini düşünüyordu. Görüntüsünden etkilenmişti, Yasemin’in yalan yok. Ama bunca yıl ailesi ile yaşaması ve durmadan onu kendisine karşı korumaları, kadının iyi biri olduğunu gösteriyordu. Yasemin’in kalbini yeniden kazanmak için kesinlikle çabalayacaktı. Hele Koray’ın ettiği o lafları ona yedirmek için daha bir istekle mücadele edecekti. Yolda giderken bir çiçekçinin önünde durdu. Yasemin’e çiçek almak istiyordu ama hangi çiçeği sevdiğini de bilmiyordu. Hemen telefonunu çıkarıp Hale’ye mesaj attı. Beş dakika kadar sonra cevap gelmişti. Frezya. Hemen çiçekçiye girip olup olmadığını sordu ama cevap olumsuzdu. Tekrar arabasına binip başka bir çiçekçiye gitti ama sonuç yine aynı oldu. Haziran sonları olduğu için pek bulunmadığını söylüyorlardı genel olarak. Saat akşama yaklaşırken, geldiği onuncu çiçekçinin önünde arabasını durdurdu. İçinden lütfen burada olsun diye geçirip arabasından indi ve çiçekçiye girdi. “ Afedersiniz. “ “ Buyurun. Ne istemiştiniz? “ “ Bem bir demet frezya almak istiyorum da. Siz de var mı acaba? “ “ Hmm frezya mı? Bir bakalım, işte burada biraz varmış. Vereyim mi delikanlı? “ “ Olur efendim. Hepsini alayım ben hatta. “ “ Bu çiçeğin anlamını biliyor musun bakalım? “ “ Hayır efendim bilmiyorum. Nedir? “ “ Beyaz frezya, Umut anlamını ifade eder. Sarı frezya, Sıcak sevgi anlamını ifade eder. Pembe frezya, Azim ve sevgi anlamını ifade eder. Mor frezya, Neşe ve derin sevgi anlamlarını ifade eder. “ “ Çok güzelmiş anlamları. “ “ Öyledir. Al bakalım. “ Hakan çiçek buketini alıp ödemesini yaptı ve kadına yeniden teşekkür ederek, arabasına binip eve gitmek için yola çıktı. Yolda giderken, yan koltuğa koyduğu çiçeklere bir bakış attı. Her renginin anlamı da Yasemin’i temsil ediyordu gerçekten. Tam onu anlatan bir çiçek seçmişti. Arabasına tatlı, hafif baharatlı ve çiçeksi bir koku yayılırken, huzurla yoluna devam etti.
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE