ÜVEY EFENDİM (b**m)

Annem yeni birisi ile evleneli 2 sene oldu, fakat ben şehirdışında okuduğum için üvey babam ve üvey kardeşim ile daha tanışamadım. Açıkça söylemek gerekirse pekde umrumda değiller. Bugün uçağım var, annemin yanına taşınıyorum, orada bulduğum reklam ajansında işe girmeyi planladığım için gidiyorum yoksa onlarla yaşamaya niyetim yok amacım çalışmak, sıcak bir aile değil. Tüm eşyalarımı topladıktan sonra uçağıma yetişmek için havalimanına giden bir taksinin arka koltuğuna bindim. Taksi ile yolum bi 30 dakika süreceği için kulaklığımı takıp müziğimi dinlemeye başladım. Gözüm taksicinin arka aynasına takıldı arada gözleri ile bacaklarıma bakıyordu. Altımda siyah bir etek ve fileli çoraplarım vardı, bakılmayacak gibide değiller şimdi. Taksici orta yaşlarda hafif yakışıklı sayılacak tipte birisiydi zaten çok da bir yol kalmadığı için biraz eğlenmekten zarar gelmezdi. Beni daha net görebileceği bir pozisyona geçip bacaklarımı araladım o arada telefonla oynuyormuş gibi yaptığım için gözünü benden ayırmıyordu. Elinin birisini şeyinin üzerine atıp okşadığını görünce içimden yazık adama diye geçirdim. Bir süre daha bana bakmasına izin verdikten sonra adamın önünde bir ıslaklık oldu, işini bitirmiş gibiydi. Havalimanına geldiğimizde önü ıslak bir şekilde valizlerime yardım etti, tam giderken ben elimden tutup numaramı istedi. Bende bir anlık gaz ile dudağından öpüp önündeki sana fazla bile diyerek arkamı dönüp uçağıma doğru geçtim, ne maceraydı ama... Uçak yolculuğum çok sıradandı, beni almaya üvey kardeşim Nick gelecekti neye benzediğini bile bilmiyorum... Uçaktan inip valizlerimi aldıktan sonra, çıkışa doğru ilerlemeye başladım çıkışa geldiğimde etrafa bakınıp gördüğüm fotoğraflardan üvey kardeşimi tanımaya çalışıyordum ki birden yanıma siyah takım giymiş 180 boylarında 23 yaşında birisi dikildi. -Merhaba ben Nick, sende Eliza olmalısın. Hiç beklediğim gibi birisi çıkmadı, çok karizmatik bir üvey kardeş. -Evet evet o benim. Bende seni arıyordum. Nick bana arabanın yerini gösterdi ama elimden valizlerimi almadı, önümden yürümeye başladı. Tipin hoş ama sen biraz şeysin sanki Nick diye içimden geçirdim ve sonra valizleri arabaya yerleştirip yanına oturdum. Bana yolun nasıl geçtiğini felan sorup sohbet etmeye başladı benimle. Aslında iyi birisine benziyor ama anlayamadım. Bir süre daha gittikten sonra nihayet eve vardık. Eve gittiğimizde daha erken olduğu için annem yoktu o yüzden nick ile beraber benim kalacağım odaya geçtik ona duşun yerini sordum ve kapımı kapatıp üstüme rahat bişeyler giymeye karar verdim. Altıma kısa şortumu giydim, üstüme ise siyah crop. Tarif ettiği banyoyu ararken aralık bir kapı gördüm, merak edip yaklaştığımda Nickin üzerini değiştirdiğini fark ettim, aslında ordan çekip gitmem gerekirdi ama onu izlemeye başladım. Kaslı vücudu hoş görünüyordu, daha sonra pantolonunu ve boxerini çıkardı, biraz utansamda izlemeye devam ediyordum. Kalçaları harikaydı, önünü döndüğünde gördüğüm o şey aman tanrım bu kadar büyüğünü ilk defa görüyorum. O kadar onun organına dalmışım ki onun beni izlediğini fark etmemişim bile. Birden içeri gelsene diye seslendi bana utancımdan ne yapacağımı bilemedim kekelemeye başladım ya şey şey aslında ben banyoyu şey yapmıştım ama derken çıplak bir şekilde yanıma kadar gelip bende duşa gireceğim zaten istersen sende gelebilirsin diyip yanımdan geçip duşa gitti. O an utanç ve merak içinde ne yapacağımı şaşırmış vaziyetteydim. Ne olacaksa olsun diyerek peşinden banyoya girdim, suyun altında vücudu harika görünüyordu, bana bakıp ne bakıyorsun elbiselerle mi duş almayı düşünüyorsun deyince üzerimdekileri yavaş yavaş utangaç şekilde çıkartıp yanına gittim. İkimizde suyun altındaydık ona arkamı döndüğümde köpüklenmene yardımcı olayım diyerek ellerini boynumda gezdirmeye başladı, dokunması ile tahrik olmam bir olmuştu ve aynı zamanda o büyük aletide kalçalarıma değiyor beni birazda olsa korkurtuyordu. Beni iyice köpükledikten sonra beni kendisine döndürüp saçlarımdan tuttu ve bir anda dizlerimin üzerine çökmüş vaziyette buldum kendimi. Bişeyler olacağını bekliyordum ama bu kadar çabuk değil. -Ağzına al! Diyerek emir verdiğinde korkmadım değil ama öyle bir söylediki kendimi yapmak zorunda hissettim ve aletini ağzıma aldım. Bu kadar büyük olması beni zorluyordu aynı zamanda Nick saçlarımdan beni kendisine var gücü ile bastırıyordu, boğulacak gibi olurdum. Sert tavırları nedense hoşuma gidiyordu hem korkuyor hemde zevk alıyordum. Bir süre sonra tüm menilerini yüzüme boşalttı ve bana bir tokat atıp. -Geç şurda duş almamı bekle! Nedense verdiği emirleri yapmak zorunda hissettiriyordu bana normalde birisi bana yüksek sesle konuşsa ortalığı birbirine katarım ama bu başka. Yine dediği şeyi yapıp köşede duş almasını izledim. Sonra üzerini kurulayıp bişey demeden çıkıp gitti. Bende duşumu alıp neler olduğunu anlamaya çalışıyor bir yandan da pişmanlık ve zevk arasında bir duygu içerisinde git gel yaşıyorum...