"Masal bu diyorum sana Aras," derken huysuzlandı Ahu hiç âdeti olmadığı halde. "Niye bozuyorsun?" Genç adamın göğsü saatler önce sarsılarak ağladığı için yanmamış gibi çevresinde bir kıpırtı hissetti. Bu akşam o kıpırtı okunu nereye çevirirse boynunu eğip peşinden gidecekti. "Bir şey demiyorum," dedi bu yüzden kısık sesiyle. Hafif bir muzipliğin ses tellerine bulaşmadığına inandıramazdı kimse Ahu'yu. "Anlat sen masalını." "Bir şey demiyorsun öyle mi?" Kız yüzüne yalandan gücenmiş bir ifade yerleştirdi. "Hemşire peri mi olur dedin az önce. Her şeye inanıyorsun da hemşire kılığına girmiş periye mi inanmıyorsun?" Kayalara bir hengâmeyle vurup köpüren dalgalar sakinleşmişti. Aradan saatler geçmişti. Aras'ın kabuğu düştükçe tekrar kanayan, dikişleri patlayan, iğneyi ipliği kendi eline alması

