Umay Gizcioğlu Kafamda sadece silah sesleri vardı. O sesleri tekrar duymak beni mahvetmiş, üzerine kilit vurduğum anılarım tekrar canlanmıştı. Ben kendimi iyileştirmeyi bu kadar zor başarmışken bu seslerin beni hemen etkisi altına alması sinirlenmeme sebep oluyordu. Ahh! Birde Onur Bey var. Onu görmek bile güvenli limana ayak basmışım gibi hissettirmişti. Ama bana katalanamıyor oluşu kalbimi de orta yerinden ayırıyordu sanki. Ben düşünceler içinde boğuşurken Arda Bey’in bizi yolladığı tarafın perdesi yıtılırcasına açıldı. “Al şu s.. telefonunu!” bir uzattığı telefonuma baktım birde onun öfkeden deliye dönmüş suratına. Kaşlarımı çatarak baktım “Ne oldu? Ne bağrıyorsun kırmızı görmüş boğa gibi?” diye sormamla daha da kızarıp bozarırken bir an telefonumu duvara fırlatacak sanıp hışımla aldı

