AŞK SAVAŞI +18Updated at Jan 29, 2025, 05:39
“Günaydın umarım o güzel kahvenden vardır?” Diye kulağına ulaşan ses ile bu sinir kat sayısı daha da artmıştı çünkü Sarp Günsoy, mesaiyi başlatmıştı. Çağla, elindeki icra dosyası ile odadan hızla çıkıp genç adam ile göz göze geldiğinde keskin bakışlarını, alaycı bakışlarına sabitleyerek bir süre baktı ve Sarp, bu bakış ile kalbinin içinde çıldırasıya atmasına engel olamadı. Genç kadının yemyeşil gözleri vardı. Açık teni, sapsarı uzun saçları ve zarif dolgun öpülesi dudakları. O dudaklalar parçalayarak öpmeyi ve onu altında adını inletmeyi o kadar uzun süredir istiyordu ki bunun olmayacağını bilmesi ise canını fena halde sıkıyordu. Sert bakışlarına, alaycı bir ses tonu ile
“Çalışkan Tavşan erkenci” diyerek karşılık verdiğinde Çağla, dişlerini sıkarak,
“Benim bir adım var ve evet sandığından daha çalışkanım” dedikten sonra elindeki dosyayı havaya kaldırarak,
“Bu ve” diyerek içeriye doğru yürüdü ve masasının üzerindeki dava dosyalarını toplayarak hemen arkasını döndü ve çarptığı göğüs ile olduğu yerde kaldı. Göğüs değil de bir duvara toslamış gibi hissetmesi normal miydi? fikri yoktu fakat, bu adam ile bu kadar yakın olması tüm bedeninin ürpermesine neden oluyordu. O an elindeki doyalar düştü ve tüm bedeninin titremeye başladığını hissetti. Yutkunarak bir adım geri gittiğinde yüzünün bembeyaz olduğundan emindi. Başı hatırladıkları ile dönmeye başladığında sendeledi ve Sarp, onu kolundan narince tutup,
“İyi misin?” diye sordu. Genç adamın elini kolunda hissettiği dakika panikle kolunu çekerek,
“Dokunma” diye fısıldadığında sesi oldukça korku dolu geliyordu ve Sarp, anında sanki elini elektrik çarpmışçasına çekip, tamam dercesine havaya kaldırıp kaşlarını çattı ve genç kadınında bir adım geri gitti ve
“Tamam. Şimdi iyi misin?” diye sorduğunda Çağla, elini hemen arkasında olan sandalyenin tepesine yerleştirip,
“Sorun yok. Kahvaltı yapmadım ve tansiyon.” Dedi fakat, Sarp bu kadar basit bir durum olmadığına emin bir bakışla genç kadını süzdü. Nefesi korku kesikliğinde alınıp veriliyordu. Bedeni titriyordu ve aklına ne geldiyse korkudan yüzü bembeyaz olmuştu. Kalbi içinde deli gibi endişe ile atarken içinden hissettiği şey ile neredeyse boğuluyormuş gibi hissetti. Genç kadının adım adım uzaklaşmaya çalışmasına karşılık bir adım attı ve Çağla dişlerinin arasından
“Yaklaşma bana!” diye sert bir şekilde kısık bir bağırma ile ona tepki verdiğinde hissettiğinin doğrun olduğunu net bir şekilde anladı. Sarp, İstanbul’da defalarca tecavüz davalarına bakmıştı. Müvekkilleri her zaman tecavüze uğrayan taraf olurdu. Onların travmatik tavırlarını ezberlemişti ve her birine ona göre davranırdı. Onlara dokunmaz, elini uzatmaz, üstüne gitmezdi. Her zaman üst düzey tedbirli olurdu. Her biri yanına yaklaşan bir erkek olunca benzer acı dolu korkulu tepkileri verirdi. Kendilerine dokunulmasını istemezdi. Hiçbir erkeğin hareket alanına girmesine izin vermezdi. Bu olduğunda ise bayılacak gibi olur, titrer ve aynı bu şekilde bembeyaz olurdu. Her birinde bu his ile kahrolurdu. Mahkemede o pislikleri gördüğünde en ağır cezayı almaları için elinden gelenin fazlasını yapardı ve her seferinde hak ettikleri cezayı fazlasıyla almalarını sağlardı. Fakat, yine de onları elleri le boğarak öldürme isteğinden uzak duramazdı. Tamam, biraz öfke kontrolü olabilirdi. Bunu es geçemiyordu fakat bu durum herkese değildi. Zaten o pisliklerde kibar davranılmayı kesinlikle hak etmiyordu. Bir an kendini tutamayarak,
“Siktir! Ne yaşadın sen?” diye sormaktan kendini alı koyamadı. Lanet olası bu kâbusu nasıl yaşamıştı? Kimdi ve nerede? Diye devam eden soruları içinden sorarken genç kadının ürkek bakışlarını, bakışlarına sabitlediğini gördü. Acı bir anı hatırlıyor ve orada kaybolmamak için derin derin nefes alıyordu. Ayakta durmak adına hemen arkasında olan sandalyeye minnettardı. Yoksa düşebilirdi. Sonra yutkundu ve genç adamın gözlerine bakarak,
Sarp Gürman; Oldukça zeki, başarılı ve girdiği her davayı kazanan güçlü bir avukat,
Çağla Çiçek; En az Sarp kadar zeki, başarılı ve her davayı kazanan hırslı bir avukat.
Her iki avukatın yolu aynı büroda kesişir ve yaşanan acılar, kabuslar ile nasıl baş edilir göreceğimiz bir hikaye. Eros yine okunu eline almış bir açık beklerken ateş ve barut ne kadar yan yana durabilir.
Sarp ve Çağla'nın ateşli bir o kadarda şaşırtıcı hikayesine davetlisiniz...