Periyim ben peri! Ölümsüz değil! Tabi ki kendimi düşüneceğim! Ayrıca düşer yaralanırım canım acır. Hem insanları her kurtaran öyle cafcaflı taytlar, seksi miniler mi giymek zorunda? Siz İstanbul soğuğunu biliyor musunuz? Boğazdan karaya doğru gelen rüzgâr var ya, iliğinize kemiğinize işliyor! Üstelik insanları kurtarınca da kimse teşekkür etmiyor! Zaten insanların çoğunluğu da nankör, ne olmuş o kadını yanlışlıkla çöp konteynerine düşürmüşsem! Hele ki o basın mensupları yok mu? Ne demek adımı Gümüş Kanatlardan Sakar Periye değiştirmek! Nankörler! Zaten bende sizin için değil, kendi vicdanımın rahat olması için o insanları kurtarıyorum. Hem belki bir kişi benim onu kurtarmam sayesin de sevdiğine kavuşur, bir anne evladına, bir baba mutlu yuvasına…
Emir Ali yattığı kanepeden bir çığlıkla kalktı ama bu kalkış resmen tek adımda kapıya ulaşmak gibiydi! Kesin Esra’sına bir şey olmuştu. Onun sesine benzemiyordu ama onun olma olasılığı yüksekti. Merdivenden düşmüştü çünkü. Salon kapısından daha çıkmadan bir de gürültüyü duyduğu anda genç adam adeta aklını yitirmişti. Bir nefeste kızların odasına girmiş ve “ESRAA” diye bir gürlemişti ki, sanırsınız Esra’yı kaçırıyorlar! O sırada yatakta uyku mahmuru bir şaşkınlıkla oturan Esra “Hı? Ne? Efendim!” gibi bir sürü saçmalamış, yatağın yan tarafında yerde oturan Melis ise belli belirsiz bir şeyler mırıldanıyordu! Herkes birbirine şaşkınca bakarken arka fondaki ses herkes için duyulmazdı sanki!
Esra ancak kendine gelmiş ve mahmur bir sesle “Emir Ali sen neden bizim odamızdasın? Eğer böyle paldır küldür her defasında odamıza gireceksen bence evde kalmanı yeniden konuşsak iyi olur.” Uyku sersemi olsa da genç kadının zihni açıktı. Melis ise arkadaşını başıyla onaylamış ve “Olmuyor ama enişte, bundan 5 dakika önce gelecektin. O zalim ejderha beni kovalarken lazımdı o kahramanlık.” Melis küskünce söylemişti söylemesine ama hem Emir Ali’den hem de Esra’dan keskin bakışlar almıştı.
Sevdiğiniz ya da sevdiğinizi sandığınız kişiyi gerçekten tanıyor musunuz?
Duygularını, karakterini, sevdiklerini, nefret ettiklerini, korkularını biliyor musunuz?
Yoksa sadece sevdiğiniz için tanıdığınızı mı zannediyorsunuz?
O halde gelin oturup konuşalım ve YENİDEN TANIŞALIM.
# Türkçe Hikaye #