Şayet annesi Olivia’yı tanıma fırsatını yakalamış olsaydı, kendisi ile aynı fikirde olurdu. Birbirlerine birçok yönden benziyorlardı. Annesi de sevdiği kadın gibi kolay pes etmeyen, inatçı ve adildi. Babası gibi katı yürekli bir adama yıllarca katlandığı için sabırlıydı. Çocuklarını büyütürken gösterdiği sevgi ise bambaşkaydı. Olivia da kendisinin çocuklarını doğuracak ve büyütecek, kalesine huzur getirecekti. Ve topraklarında yaşayan herkes, ona saygı duymayı öğrenecekti. Aila da...
Andreas onun hamile olduğunu hissediyordu ama emin olmak istiyordu. Genç kızın böyle bir şeyi kendisinden gizleyecek kadar kötü biri olmadığını düşündü. Bunu asla yapamazdı. Çocuğunun varlığını saklayamazdı. Hamile olabilirdi ve belki de farkında değildi. Eğer farkında değilse ona kızamazdı. Kendi kanını taş
