Olivia koşarak kendini dışarı attığında, olmasından ölesiye korktuğu şeyle yüzleşti. Andreas kendinden emin bir şekilde birkaç adım ötesinde, kendisini öfkeli bakışları ile süzen amcasına bakıyordu. İki adamın arasındaki gerginlik had safhadaydı. Onları izleyen insanların meraklı bakışları ve korkuları yüzlerine yansımıştı.
Lort Gustov kılıcın sapını sıkıca tutarken, belinden henüz çıkarmamasına rağmen düşmanını öldürmeye hazır bekliyordu. Andreas McGray’i karşısında görmekten şaşkındı. Ürkütücü bakışlarından ve yüz ifadesinden kini ve öfkesi fazlasıyla belliydi. Burnundan soluyordu.
"Demek ölmedin lanet herif!" diyerek meydanı inletircesine bağırdı Gustov. "Burada ne işin var McGray? Seni öldürmem için mi geldin?”
Andreas, onun aksine sakindi. Bir düellonun ortasında, bu derece saki
