Andreas'ı karşısında bulmanın şaşkınlığı bir yana, onun kendisine söylediği şeyin şokunu yaşıyordu Olivia. Hala yaşıyor olmasına sevinmiş olsa da intikam için peşinden gelmiş olması sevincine gölge düşürmeye yetti. Bu adam ne diyordu? Kendisini nereye götürecekti? Sakin davranmak için üstün bir çaba harcadı. "Nereye?” diye cevap verdi dişlerini sıkarak. “Beni nereye götüreceksin?” "İskoçya'ya Peterson. Evime...” Sinir bozucu derecede rahat ve küstahtı Andreas. Biraz ötede onlarca İngiliz askerinin olması umurunda değilmiş gibiydi. Sadece bir çığlık atması, adamlarının buraya gelmesi için yeterdi. "Yüce tanrım! Sen delirmiş olmalısın. Asla seninle oraya gitmem!” "Gideceksin Olivia.” "Niçin?” "Bedel... Yaptıklarının bedelini ödemek için. Ayrıca unuttun mu leydim, bana ben ölünceye

