DEMİR'DEN "Bu, anlatmak istemediğim bir konu, Ela," dedim, sesim çelikten bir duvar gibi sertleşerek. İçimde bir şeyler kırılıyor, bir yara yeniden kanıyordu. "Anladım," dedi, sesi küçük ve kırık. Ardını döndü, eve girmek için adım attı. O an, mantığımı bastıran bir panikle kolundan tutup kendime çevirdim. Bırakıp gitmesine izin veremezdim. Bu, her şeyi daha da kötüleştirirdi. "Çok mu merak ediyorsun onun kim olduğunu?" diye sordum, sesimde öfke ve kaygının tehlikeli bir karışımı vardı. Onun bu acıyla yüzleşmesini asla istemezdim, ama bizi vuracakları en zayıf noktayı bulmuşlardı. "Beni takip et, Ela," dedim, artık kaçışın olmadığını kabul ederek. Sırtımda, yüzleşmek zorunda kalmanın ağırlığı vardı. Onu, arazinin derinliklerine, unutmak istediğim bir sırrın kalbine doğru götürdüm. Yap

