ELA ‘DAN "Maalesef ki yeni zaafım sensin, Ela Arslan," diye fısıldadı, sesi hırıltılı ve bir o kadar da teslimiyet dolu. "Ve lanet olsun, bir tek sende işe yaramıyor o öfke." Yutkundum. Bedenim, onun kolları arasında ürkek bir ceylan gibi titriyordu. Alnını alnıma dayadı; nefesimiz birbirine karıştı, zaman dondu. Sıcaklığını kaybettiği an, sırtıma ürperti düştü. Sanki bulutların üzerinde süzülürken aniden boşluğa düşmüş gibiydim. Sırtımı saran o koruyucu elin yerini, nedensizce üşüten buz gibi bir rüzgar aldı. Elimden tutup beni evden çıkardı. Bahçedeki adama seslendi. “Mustafa Bey.” “Efendim, Demir Bey.” “Evdeki eşyalarınızı alın. Evi boşaltın ve ana binaya gelin.” Talimatını verir vermez, elimi sıkıca kavrayıp ana eve doğru yürümeye başladık. Adımlarım, içimdeki karmaşayla yarışıy

