ANGELO

1467 Words
İDİL GÜNÜN ÖZETİ... Sabahın huzur veren gün doğumu ile uyanışım yatağımda kollarımı bacaklarımı iki yana açarak gerilmenin ardından yataktan doğruldum. Açık penceremden içeri ılık esinti perde hareketlenişi yataktan kalkıp pencerenin önüne geldim ılık esintiyi tenimde hissetmek ruhuma huzur veriyor. Gözlerimi kapatmış esintin ve buram, buram bahar kokusunu içime çekmiş günlük rutinime hazır hale gelişim her sabah aynı saatte güne başlamak enerji veriyor. Pencerenin önünden ayrılmış adımlarımı banyo ya yöneltim yüzüme suyu çarparak kendimi uykudan arındırmış günlük bakım kremlerimi uygulamış sonrasında giyinme odasının yolunu tuttum. Burası ayrı dünya ya kapılar açılır cinsten aradığınız her şey bu oda da bulabilirsiniz şıkır, şıkır giyinmeyi, takıp takıştırmayı, süslenip püslenmeyi seviyorum. Çantalarım, takılarım ve vazgeçemedim o topuklu ayakkabılarım bildiğiniz butikleri aratmıyor. Şimdiden böyleyim yaşlandığımda sanırım kokoş yaşlı kadınları aratmayacağım kendi kendime gülüyorum gözümün önünde yaşlanmış halim geldi geldiği gibi de geri o görüntüyü yok ettim. Galiba yaşlanma korkum var hiç yaşlanmak istemiyorum mankenlere aratmayan fit vücuda sahip fiziğim boyum tam orantılı ve ölçülerim yerinde. Birden fazla bakım kremlere sahibim her bakımımı kendim üstlenirim beslenmeme sağlığıma özen gösteren kendi işini kendi yapan biriyim. Bu yüzden elimin altında her şey mevcut olması gerekli güzellik salonlarında vakit harcamak yerine evde işlerimi yürütebilmeli ve bakımlarımı aksatma fırsatı tanımam. Yalnız olmanın tez avantajlarından olarak görüyorum bir dakika bile boş zaman yaratma fırsatım olmuyor. O yüzden kendi işimi kendim yapmayı seviyorum sonuçta elim ayağım tutuyor çok şükür. Dolaptan elime hatlarımı belli eden taytımı ile birlikte sporcu büstiyerimi giyindim spor ayakkabılarımı ayağıma geçirdim kulaklıklarımı takarak merdivenler aşağı indim. Telefondan müziğimi açmış spor için hazırdım evden çıkarak güne başlamak için bir adım daha attım... 1 saatlik sporun ardından eve dönmüş kendimi kısa duşun altına bıraktım. Bedenimin gevşemeye bırakması çok uzun sürmüyor saat sabahın 6 ‘sı evden çıkıp şirkete gitmem için 1 saatim var. Makyajımı sade bir o kadarda göz alıcı tonlarda gözlerime mavi aylaynırı çektim siyah tercihlerimin arasında pek fazla bulundurmuyorum. Renkli tonlar her zaman tercihimdir. Makyajımın tamamladıktan sonra saçlarımı kurulayarak düzleştirip tependen toplayarak at kuyruğu yaptım ardından akşamdan hazırladığım kıyafetlerimi giyinmekle meşgulüm beyaz askısız göbeğimi açıkta bırakan büstiyerim şeker pembesi kalçalarımın altında yeleğim aynı tonda kısa eteğimi giyindim peşinden seçimim gold topuklu açık ayakkabılarım. Aynanın karşısında son rötuşlarım yani takılarımı seçimim bugün goldtan yana bir kaç farklı boyutlarda zincir detaylı kolyem bilekliğim ve küpelerim kolyeme uyum sağlamıştı. Yüzüklerimde taktıktan sonra kıyafetime uygun rujum ortalığı yıkıyor. Benden önce gelişimin haberini veren parfümlerimden birini baştan aşağı üzerime püskürtüm son bir kez aynadan kendime bakıp gülümsedim. Sonunda hazırdım yarattığım İdil Ateş markası yine kendinden emin özgün ruha sahip yeri göğü inleten tarzım ve duruşum karşısında kimse durmaya cesareti olamaz ama akıllara kazınacak kadar etkileyici bu beni eşsiz ve güçlü yapıyor. Kimse ulaşamayacağı kolay elde edemeyeceği o kadın olmak gücüme güç katıyor.... Şirketin önünde aracım durmuş görevliler kapımı sonuna kadar açarak karşılandım içeri girişimle saygı ile ayağı kalkıp hoş geldiğiniz diye karşılanmak ayrı bir gurur. Küçük bir baş selamı ile karşılamalarına kayıtsız kalmadım tamam kimse önümde durmaya cesaret edemez sert izlenim vermiş olabilirim otoritemi de koruyorum ama kimseye saygısızlık ederek özellikle çalışanlarıma tepeden bakamam bu oldukça bana ters. Patronluk adı altında olmam bunu gerektirmiyor ben dahil hiç kimse personellerimi aşağılayamaz saygısızlık yapamaz tabi aralarında hak eden olmadığı sürece. Tırnak içinde belirtiyorum patron kavramı benim lugattımda yeri yok sonuçta patron dediğiniz biri etten kemikten oluşan bir insan. Sadece dünya kanuna göre bu lütfu uygun gördüklerinden ayak uyduruyorum. Bu şirkete yerimi aldıktan sonra personeller arasında çok fazla elemeler yapmış kadromu sağlamlaştırarak çalışma ekibimi kurdum en ufak sağ gösterip soldan vuracak insanları barındıramam. Zaman ilerledikçe ortaya çıkan işler ve insanların tavırları doğru yolda olduğumun kanıtı. Ofis katında asansörün kapısı açılmış beni hazırda bekleyen şaşkın asistanım Zoa karşıladı ofisime kadar eşlik ederek günlük çalışma planımı aktarmasının ardından kahvemi odama göndereceğini söyleyerek yapılacak işlerimle yalnız bıraktı. Zoa saf temiz kalpli gözlerimden onun güveneceğim insanların listesine aldım bütün şirket ve şirket dışı işlerimden hepsinden haberdar ağızı sıkı öleceğini bilse bile sırrımı paylaşmaz. Yabancı olduğum bu ülkede sadece şirketi yöneltmiyor Milano sokaklarında hükmü mü sürdürüyorum. Nasıl mı? Bunu zamanla öğreneceksiniz bir kaç kişinin bildiği bu sırrımı kolay, kolay kimse ile paylaşmaya şimdilik niyetim yok. Ortaya atmakta doğru olacağını düşünmüyorum sadece şunu söylemek istiyorum angelo kimliğimle tanıyorum bir yanım iyilik meleği bir yanım ölüm meleği bense tam ortasındayım hangi yüzümü görmek istiyorsanız. Meleklerimden biri tam karşınızda asıl kimliğim açığa çıkmadığı sürecek yaptıklarımdan kimse haberdar olmayacak... Saatler çabuk geçiyor yoğun koşturmalı iş temposunun ardından katta kimse kalmamış kendimi dinlerken buldum. Derin nefes alışlara bırakmış yorgunluğumu gevşeme yolunda ilerliyorken telefonum acı içinde çalışı bütün dikkatimi dağıtmıştı. Çalan telefonumun sesine son vermek için elime aldım ekranda gördüğüm isim gülümsetmiş bir yandan burnuma keskin vukuat kokusu seziyorum. “ Brando Orlando nedense başın bela olduğunu hissediyorum “ “ doğru hissetmişsin beni buradan bir tek sen kurtarabilirsin yetiş “ “ yine nasıl pisliğe bulaştın? “ “ şef şimdi bunu tartışacak değilim sana konum gönderiyorum yoksa bu adam beni çiğ çiğ yiyecek “ “ tamam geliyorum “ Bıkmış şekilde sesim çıktı hayat arkadaşım kardeşim gibi aslında kötü biri değil iflah olmaz serseri yaptıkları ile usandırıyor bu adam benimde güvendiğim sağ kolum. Adımlarımızı birlikte atıyor ikimizin de gözü kara yapacaklarımız sınırı yok belki de şu hayatta tek gözü kapalı sırtımı dayanabileceğim dostum kısacası biz bir elmanın iki yarısıyız. Ofisimde bulunan eşofman takımlarım ile spor ayakkabıları giyinerek şirketten ayrıldım gönderdiği konumu açıp yola koyuldum bakalım bu sefer başını nasıl bir belaya soktu?... Navigasyonun getirdiği hedefe ulaştım bir kaç katlı binanın önündeyim kapıda izbandut gibi herifler bekçilik yapıyor. İçeride ne dönüyorsa iyi korunuyor içeri girmenin bir yolu olmalı kapüşonu başıma geçirdim. Arabadan inerek girişe ilerledim kapı önümde etten duvar örüldü biliyordum içeri girmek kolay olmayacaktı. “ arkadaşım içeride beni davet etti “ “ buraya herkes elini kolunu sağlayarak giremez giriş izniniz gerek “ “ keyfimden gelmedim arkadaşımın çağrısı üzerine burada bulunmaktayım “ “ zorluk çıkarmadan burayı terk edin “ “ neden anlamak istemiyorsunuz? “ Anlayacak gibi değiller kapının önünden ayrılmış etrafı göz attım. İçeri girmenin başka yolu olmalı binanın etrafını turlarken havalandırma kanalları gözüme çarptı mecbur başka yolu görünmüyor. Geniş havalandırma kanalının ızgarasını açmak hiç kolay olmadı. Izgarayı bir kenara attım içeri girdim burada ki havayı solumak iğrenç ötesi midem boğazıma kadar gelmiş dizlerimin üzerinde emekleyerek ilerliyorum her havalandırma boşluk ızgaralarından en azından nereye gittiğimi görebiliyorum. Yoluma çıkan pervane lanet olsun hareket halinde nasıl diğer tarafa geçeceğim? Ah Ornaldo senin yüzünden düştüğüm duruma bak? Bunun hesabını soracağım pervane durmuş bir diğeri devreye girdi. Pervaneler geri dönüşümlü duraksayıp diğerini aktif ediyor. Telefonumu çıkarmış kronometreyi açtım ne kadar süre ile aktif hale geliyor hesaplayarak plan yapmalıyım. Süreyi tutmuş aktif hallerini kontrol ederek plan yapmaya koyuldum. Hesaplamalarımı tamamlamış planımı devreye girmesi ile harekete geçtim birinci pervaneyi geçmiş ikincisinin pasif olmasını beklemekteyim süreyi tekrar başa sarmış durduğu an diğer bölüme girmeyi başarabilmiş yoluma devam ettim. Soluk almak işkence karşıma iki tane çıkış yolu belirdi yukarı ve aşağı yukarı çıkmak nerede ise imkansız tek seçeneğim aşağı inmekte bakalım bu yol beni nereye götürecekti. Kol ve bacaklarımı iki yana açmış aşağı kayarak inmekten başka seçeneğim yoktu uzun kanalın sonunda ayaklarım yere basmış insanların sesleri yakından geliyordu. Emekleyerek ilerlemeye devam ettim ızgara kısmından az çok ileriyi görebiliyorum kalabalıktan oluşan insan yığının yüksek sesleri yankılanıyor. Etrafı inceledim buradan kolay yolunu bularak çıkışı belirlemeliyim gözlerim taradıktan sonra çıkış yönüne ilerledim. Izgaranın olduğu bölümde durdum bu lanet şeyi sıkıştırılmış yine var gücümü kullanarak uzun uğraş sonucu ızgarayı söktüm bulunduğum yerde kimse görünmüyor. Kendimi aşağı sallandırarak atladım en azından varlığım kimsenin gözüne batmayacak. İnsanlarının arasına karışmış neler döndüğünü anlamaktı hedefim çok geçmeden Orlando dövüş kafesinin içinde canına okurken buldum. İçimden derin offf çekerek kafese yaklaştım izbandut adama karşı boş durmuyor ama nedense yenilmeye mahkum gibi kafesin kapısını açmamla gözler üzerime çektim. “ sende kim oluyorsun? “ “ şef sonunda gelebildin “ “ kapa çeneni seninle sonra hesaplaşacağız “ Kafese bir kaç adam daha dahil olmuş “ heyy sana diyorum kimsin? Çık aradan yoksa seni de ezer geçerim “ “ onu da alıp gideceğim sende kimle kafesine almak istiyorsan onu al “ Adam kahkahasını bırakmıştı “ kumar borcuna karşılık canı ile ödeyecek “ Ornaldo ters bakışımdan nasibini almış zor yutkunuyor “ borcunu ödeyeceksen problem yok o zaman bu iti alır gidersin “ “ benim daha iyi fikrim var “ Ne gibisinden bakış attı “ hepinizi alt edersem onu da alır elimi kolumu sağlayarak giderim “ Adamlar kahkahasını atmış özellikle ayının biri kahkaha atmıyor gürlüyor öküz “ ya bizi alt etmeyi beceremez kaybedersen ne olacak?” “ onun borcunun iki katını ödeyeceğim “ “ ödeyeceğine nasıl emin olacağız? onun gibi çulsuzun teki olmadığını nereden bileceğiz? “ “ bir yolu var arkadaşım bahsi geçen para ile buraya giriş yapacak kaybedersem parayı alacaksın aksi olur kazanırsam bir bok almadan elimi sallayarak buradan çıkıp gideceğim “ “ kabul “ “ ha bu arada eğer kazanırsam verdiğiniz sözden dönerseniz burayı başınıza yıkarım “ Adam o iğrenç sesi kulaklarımı tıkamak istediğim kahkahasını patlattı beni fazla hafife alıyorlardı. Kiminle dans ettiklerini bilmiyorlar eee kendimi tanıtmam gerekiyorsa tanıtmanın tamda sırası....
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD