lavinya
aldatmamıştı ikisi de biliyordu çünkü fatma kendi halinde eşine sadık evden pek dışarı çıkmayan itaatkar bir kadındı.
tek derdi çocuk yetiştirmek yemek yapmak eşini mutlu etmekti
lavinya okula başlayalı 2 yıl olmuştu başarılı bir öğrenciydi pek arkadaşı yoktu. arkadaşları sürekli onunla alay eder ve dövmek isterlerdi lavinya arkadaşlarından sürekli kaçardı çok hızlı koşardı bu yüzden çünkü en hızlı koşandan bile daha hızlı koşmak zorundaydı. okulda yapılan koşu müsabakasına katmıştı öğretmeni ailesinin haberi olmadan okulda birinci olmuştu kendisinden yaşça büyük çocuklarda daha hızlı koşmuştu açık ara farkla yenmişti bütün koşucuları.
okuldaki herkes artık onun nasıl koştuğunu biliyordu .
okul müdürü iller arasi müsabakaya katılmak ister misin diye sordu lavinyaya .
lavinya çok istiyordu müsabakaya katılmayı ama önce babasını ikna etmesi lazimdi .
Babasının izin vermeyecegine adı gibi emindi .
Lavinya konuyu önce annesine açti annesi kesinlikle olmaz baban duyarsa ikimizi de öldürür dedi bunu ben söyleyemem anne lütfen bir kez olsun istediğim bir şeye izin verin lütfen çok istiyorum babamla konuş benim için
Ben senin kızın değil miyim kırma beni lütfen diye ağlamış.
Tamam sadece bir kere söyleyeceğim hayır derse ısrar etmeyeceğim lütfen sen de beni zor durumda bırakma ısrar etme olur mu demiş.
senin söylemen bile benim için yeterli olur biliyorum izin vermeyecek ama yine de şansımı denemek istiyorum.
Murat ağa eve gelince eşi Fatma hemen sofrayı hazırladı en sevdiği yemekleri yapmıştı çok güzel karşıladı sofrada Bir kuş sütü eksikti.Bir hayli acıkmış olan Murat ağa sofrayı görünce çok mutlu oldu çocuklarla beraber ellerini yıkayıp sofraya oturdular.
ellerine sağlık hanım bugün döktürmüşsün hayırdır özel bir gün mü benim mi haberim yok diye bir espiri yaptı hepsi aralarında gülüştüler yemeklerini yedikten sonra
Fatma hanım bey sana bir şey söyleyeceğim müsaitsen baş başa konuşabilir miyiz.
Murat Ağa hanımına türlü türlü işler çıkarma şimdi başımıza özel konuşmak da neyin nesi biz şimdiye kadar neyi ayrı gayrı konuştuk da şimdi konuşacağız diye çıkıştı karısına söyle şimdi ne söyleyeceksen
şey bugün lavinya benden sana bir şey söylememi rica etti aslında senden bir şey için izin istiyoruz şey şey deyip durma da ağzında geveleme hanım ne demek istiyorsan söyle hemen bu kara kız ne istiyor bizden
iller arası koşu müsabakası varmış müdürü bir kağıt göndermiş izin verirsen eğer iller arası koşu müsabakasına katılacakmış hani okulda birinci gelmişti ya müdür yollamak istiyor bunun için senin iznin gerekli
Murat ağa kimseyi şaşırtmadı bu da nereden çıktı kız kısmı müsabakaya mı katılırmış okula gönderdiğime şükretsinler sen benim ne cevap vereceğimi bilmiyor musun böyle şeylerle karşıma çıkıyorsun Bir daha böyle şeylerle benim karşıma çıkmayın siz söylemediniz ben de duymadım sakın ola bunu bir daha tekrarlamayın çabuk odana git lavinya seni gözüm görmesin senin gibi birini sofraya oturtmuşum yanımda evlat diye gezdirmişim yetmiyormuş gibi bir de benden izin istiyor Bir daha böyle şeylerle karşıma çıkarsan okula bile göndermem ona göre ayağını denk al
lavinya ağlayarak sofradan kalktı koşar adım odasına gitti kafasını yastığa gömdü doğduğu güne lanetler ederek hıçıkara hıçkıra ağlayarak uyudu. evet Murat ağa şaşırtmamıştı izin vermeyeceğini biliyordu aslında lavinya ertesi gün şişmiş gözleriyle okula gitti ve okul müdürüne babasının izin vermediğini koşu yarışına katılamayacağını söyledi okul müdürü istersen ben konuşayım babanla dedi lütfen hocam konuşmayın eğer siz konuşursanız beni okula bile göndermeyeceğini söyledi biliyorum yapar da okul hayatım bitsin istemiyorum ben okumak istiyorum belki bir gün başka zaman katılırım kim bilir ve aradan yıllar geçti lavinya artık 14 yaşında genç bir kızdı liseye geçecekti sınava hazırlanıyordu ne olursa olsun bu sınavı kazanmalıyım iyi bir lise kazanıp bu evden kurtulmalıyım diye düşünüp gece gündüz ders çalışıyordu babası odasının ışığının bile yanmasına kızar geceleri odasının ışığı yanınca gelip azarlar yat zıbar artık neden hala ayaktasın diye fırça çekerdi. lavinya o kadar hırslı bir kızdı ki babası ders çalıştığını görmesin diye el feneri ile ders çalışırdı çok azimliydi babası ona hiç kitap almazdı harçlık bile vermezdi öğretmenleri lavinya'nın azmini görüp sürekli test kitapları denemeler alırlardı kitapçıların gönderdiği kitapları hep lavinya'ya verirlerdi lavinya öğretmenlerinin yüzünü hiçbir zaman Kara çıkarmazdı deneme sınavlarında çok iyi sonuç elde ederdi. tek kelime konuşacağı bir arkadaşı yoktu artık kimseyle arkadaşlık kurmak için çabalamıyordu çünkü herkesin ona karşı iğrenerek baktığını biliyordum bu ten rengi onun seçimi değildi ki neden insanlar ona böyle davranıyordu Yolda geçen herkes uzun uzun bakıp gözleriyle resmen hakaret ediyorlardı bu yüzden hiç dışarı çıkmaz markete bile gitmezdi evde ev işlerinde annesine yardım eder yemek saatinde dışarıda bulunur onun dışında hep odasında ya kitap okur ya da ders çalışırdı öğretmenlerinin aldığı kitaplar ona yetmez olmuştu sınıf öğretmeni Ali'nin yönlendirmesiyle halk kütüphanesine üye olmuştu orada istemediği kadar kitap vardı bir kitaba alır okur ertesi gün iade eder başka kitap alırdı resmen kitap kurdu olmuştu okumadığı kitap kalmamıştı ve artık sınav zamanı yaklaşmıştı diğer arkadaşları gibi bir heyecanı hiç yoktu. o kadar özgüvensiz bir çocukluk geçirmişti ki sınavı kazanacağına dair hiç ümidi yoktu gel zaman git zaman sınav zamanı geldi sınavının olacağı gün babası ona görücü geleceğini söyledi baba lütfen yapma bile diyemedi. Murat ağa lavinya'ya boşuna sınava girme bir kısmet bulup seni evlendireceğim seninle mi uğraşacağım seni alacak birini bulursam seni bu evden hemen postalayacağım Yeter bu kadar zaman senin karnını doyurduk artık bu evden ayrılma zamanı geldi lavinya annesi evde görücü gelecek diye hazırlık yaparken anne lütfen bugün sınav günü gitmeme izin ver benim için çok önemli söz veriyorum geleceğim ne istiyorsanız onu yapacağım lütfen sadece 2 saat beni idare et vallahi bugün ne diyorsan onu yapacağım ben çok çalıştım sadece sınava girmek istiyorum başka bir şey istemiyorum Fatma hanım ise kızım baban görürse ikimizi de öldürür gidersen ve fark ederse biliyorsun bize ne yapacağını etme eyleme ikimizi de tehlikeye atma koşarak eve geleceğim biliyorsun çok hızlı koşarım hiç kimse görmez emin olabilirsin babam zaten kahvede bu saatte hayatta eve gelmez.
hayır olmaz kızım izin veremem dedi Fatma hanım bu ikimiz için de intihar gibi bir şey olur eğer baban duyarsa seni de beni de biliyorsun öldürür. lavinya gözyaşları içerisinde odasına geri döndü ama odada duramıyordu hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı daha sonra yatağına oturdu derin bir nefes aldı bir plan yapmalıydı elden bir şey gelmiyor deyip köşeye çekilmek artık onun gibi biri için yapılacak iş değildi odada bir sağa bir sola olta atıp duruyordu yerinde duramıyordu bir çözüm yolu bulmalıydı sonra perdeyi araladı camdan dışarı baktı arkadaşları birer ikişer sınava gitmeye başlamışlardı neden o da diğer çocuklar gibi olamıyordu herkesin ailesi elinden tutmuş sınava götürüyordu o ise sınava gitmek için bile çaba harcamak zorundaydı neden bütün hayatı bir şeyleri kazanmak için hep çabalamaktı.
lavinya perdeyi hızlıca çekti ve artık durmanın zamanı değildi o da çok iyi biliyordu annesi mutfakta akşam için hazırlıklara başlamışken ayakkabılarını eline aldı Bir kalem Bir de silgi cebine koydu kimliğini alıp parmak ucu ile yürüyerek evin dışına çıktı ayakkabılarını giydiği gibi sokaktan fırlayarak koştu 10 dakika içerisinde sınav yerindeydi öyle hızlı koşmuştu ki kendisi bile inanamamıştı ve görevliler son 5 dakika sınava girmek isteyen varsa gelsin yoksa artık içeri alınmayacak kimse diye anons yaptılar. lavinya soluğu görevlilerin yanından aldı gerekli aramalar yapıldıktan sonra lavinia artık içerideydi derin bir oh çekti sınav yerine gitti ve sırasına oturdu görevlilerin birer ikişer sınav kağıdı dağıtmasıyla sınav artık başlamıştı. lavinya herkesten önce sınavı bitirdi hızlıca eve gitmesi gerektiğini çok iyi biliyordu koşar adım evin yolunu tuttu kapının önüne gelince kapıyı çalmamak için bir süre bekledi giren çıkan kimsenin olmadığını gördü babası evde miydi değil miydi bilmiyordu parmaklarıyla kapiyi tıkıdatti neyse ki kapıyı açan annesiydi annesi lavinya'yı dışarıda görünce sen dışarıya mı çıktın neden haber vermedin ya baban gelseydi biz ne yapardık yoksa sınava mı gittin diye çıkıştı anne lütfen başlama biliyorsun benim için bu sınav çok önemliydi gitmem lazımdı babam gelmediyse sesini çıkarma kimse duymasın deyip içeriye sızdı odasına geçip kıyafetlerini çıkardı nedense garip bir mutluluk vardı içerisinde sanki akşam ona görücü gelmeyecekmiş gibiydi aslında o da biliyordu kim gelirse gelsin ten renginden dolayı onu beğenmeyeceklerdi o kadar emindi ki bu yüzden umrumda bile değildi annesinin boş yere hazırlık yaptığını biliyordu anneciğim sana yardım edeyim diyerek mutfağa gitti anne diye seslendi efendim lavinya dedi annesi biliyorsun beğenmeyecekler beni neden bu kadar hazırlık yapıyorsun sen daha çok hazırlık yapınca daha mı çok beğenecekler diye düşünüyorsun lütfen yapma biliyorsun ben evlenmek istemiyorum benim tek bir amacım var bir an önce bu evden kurtulmak ama başkasıyla evlenerek değil. bütün hazırlıklar bitmişti Murat ağa eve geldi her şey hazır mı dedi Fatma hanım hazır bey dedi inşallah bu kez bu kızı vereceğiz lavinya o kadar emindi ki onu beğenmeyeceklerinden bu yüzden çok umursamıyordu kimin gelip gittiğini . babasına lavinya'ya git şu üzerine güzel bir şeyler giy yüzüne gözüne bir iki boya sür gerçeği sürsen de bu ten renginde ne belli edecek ben ne günah işledim de Allah senin gibi bir evlat bana nasip etti çekil gözümün önünden gözüm görmesin seni bu kez de beğenmezlerse sen düşün artık başına gelecekleri git ona göre giyin süslen. akşam oldu misafirler geldi lavinya mutfakta bir şeylerle uğraşıyordu babası kızına seslendi lavinya kahveleri getir lamina kahveleri aldı herkese bir bir ikram etti çocuk başını kaldırıp lavinya'nın yüzüne baktı lavinya hiç ona bakmıyordu . herkes kahvelerini içti daha sonra koyu bir sohbete başladılar lavinya bir köşede oturuyordu çocuk hiç lavinya'nın yüzüne bakmadı artık çünkü beğenmemişti çocuğun babası Murat aga ya dönerek mübarek genç bir kızım var dedin de neden kapkara bir kızının olduğunu söylemedin söyleseydin bu kadar yol tepip buralara gelmezdik sizi de böyle zahmete koymazdık sert bir söylemle çıkışlı Murat ağa'ya Murat Ağa sinirlendi siz bana kızımın ten rengini sorsaydınız ben de kara bir kızım olduğunu söylerdim siz bana bunu hiç sormadınız ki .
lavinya derin bir nefes aldı çok mutlu olmuştu �yi ki de kimse onu beğenmiyordu yoksa babası onu çoktan evlendirmişti bu topraklarda bir genç kız ergenliğe girdiyse artık evlenmesinin vakti gelmiş demekti ama lavinya'yı kimse beğenmiyordu çünkü bu topraklarda henüz doğru renkte kimseye rastlanmamıştı.
görücüler Murat Ağa müsaden olursa biz kalkalım biz buraya bir Arap kızı almaya değil bir Türk kızı almaya geldik senin kızın Araplara benziyor kusura bakma yemeğinizi yedik çayınızı içtik ama benim oğlumu alacak kız mı yok senin kızını alamam kusura kalma deyip evden çıktı.
onlar evden çıkınca Murat Ağa sinirle kızının üzerine yürüdü sen ne biçim bir insansın yine kendini beğendiremedin ben sana demedim mi git yüzüne gözüne bir şeyler sür güzel giyin yine kendini beğendiremedin nedir senden çektiğimiz bir kurtulamadık gitti seni evden atabildiğim gün kurban keseceğim vallahi yeter doyurduk senin karnını Fatma hanım bundan sonra bu kıza ekmek de suda vermeyeceksin bunun yerine bir inek besleseydik hiç değilse bize her gün süt verirdi. Fatma hanım kocasının önüne geçerek yapma ağam onun ne suçu var onun kaderi böyle yazılmış biz mi yapacak bir şeyimiz yok Allah onu böyle yaratmış sen de ben de bunun önüne geçemeyiz etme eyleme.
Murat Ağa kızına çabuk odana git gözüm görmesin seni diye bağırarak azarladı ve kolundan tutup odasına doğru fırlattı lavinya yerden kalktı odasinin yolunu tuttu . lavinya bunca şey yaşamıştı ama hiç üzülmemişti küçükken esmer olduğu için çok üzülürdü şimdi ise sürekli şükrediyor Allah'ım eğer ben esmer olmasaydım babam beni çoktan evlendirmişti şimdi Allah'tan kimse beni beğenmiyor da evlendirilmiyorum başını yastığa koydu derin bir nefes çekti içindeki huzurla uykuya daldı alışmıştı artık babasının sözlerine tartaklanmalara lavinya çok güçlü bir kızdı yaşıtlarına göre oldukça olgundu onun bütün arkadaşları kitaplarıydı o kitaplariyl ayrı bir bağ kurmuştu her gün sabah kalkar bütün evi temizler yemek yapar abilerine hizmet eder annesinin sözünden çıkmaz babasının kıyafetlerini ütüler ayakkabılarını parlatır kim ne derse onu yapardı evde bir hizmetçiden farkı yoktu günler böyle hızlıca geçmişti ve sınav sonucu açıklanmıştı sınav sonucuna bile bakamıyordu çünkü yaşıtları gibi ne telefonu ne de bilgisayarı vardı korkudan babasına da söyleyemiyordu okul müdürü aradı babasını Murat Ağa tebrik ederim kızın ilde 1. oldu istediği okula gidebilecek biz onunla gurur duyuyoruz okulumuzun medarı iftarı onun gibi bir çocuk yetiştirdiğin için seni de tebrik ediyorum yarın ilk fırsatta ikinizi de okula bekliyorum gelin konuşalım hangi okulu yazmak istiyorsunuz . Murat Ağa çok sinirlendi hoca ne dediğini kulağın duyuyor mu senin kim dedi ki ben bu kızı okutacağım diye bu saatten sonra artık onun için okul hayatı bitmiştir değil onu okula göndermek burnunu kapıdan bile çıkarmayacağım demek benden habersiz gidip sınava girdi şimdi gidip onun bacaklarını kırmaz mıyım sen bir de aramışsın benden habersiz sınava girmiş kızımı hangi okula yazdıracağımı mı soruyorsun ben gidip şimdi bunun hesabını anası olacak o kadından Bir de o kızdan soracağım sen kapat hele telefonu diyerek hocanın suratına telefonu kapattı ve burnundan soluayarak eve vardı. kapıya öyle sert yumrukladı ki Fatma hanım kapıyı açmaya korktu ne olmuştu acaba kimdi bu gelen neden bu kadar alacaklı gibi çalıyordu kapıyı yavaşça kapıyı açtı Fatma hanım'ı bir eliyle kenara itti kadın sere serpe yere düştü hızlıca lavinya'nın odasına gitti kapiyi kırarcasına açtı ve girdi içeriye öyle bir tokat attı ki lavinya neye uğradığını şaşırdı ne oldu Baba hayırdır yine niye sinirlendin demek benden habersiz sınava girdin ha deyip bir tokat daha attı lavinya'nın dudağından kan akmaya başladı Baba sana söyleyecektim ama izin vermezsin diye söyleyemedim tabii ki izin vermeyecektin Bir de sana izin mi verecektim dedi baba lütfen vurma söz bir daha senden izinsiz hiçbir şey yapmayacağım bir de müdür olacak adam aramış beni tebrik ediyor çocuğunuz okulda ve ilde birinci oldu diyor ben buna sevineceğim ve sen de okula götüreceğim öyle mi Yok öyle yağma lavinya bir anda duraksadı birinci olmuştum yanlış mı duydum yoksa farkında olmadan bir tebessüm etti Murat Ağa bu duruma daha çok sinirlendi ne sırıtıyorsun yediğin dayak az mı geldi deyip bir tokat daha attı Baba lütfen yapma elini ayağını öpeyim izin ver bana okumama izin ver biliyorsun bu hayatta istediğim tek şey okumak lütfen bana izin ver ne istersen yaparım nasıl istersen öyle biri olurum sadece hayallerimi çalma benden okumama izin ver sen ne dersen o olacak bundan sonra.
Murat Ağa alaycı bir şekilde gülümsedi zaten ben ne dersem o oluyor benim sözümün üzerine söz mü söyleyeceksin senin okul hayatın bitti bundan sonra seni asla okula göndermeyeceğim tez vakitte de bir kısmet bulup bu evden def edeceğim Bir de seni okutacağımı mı düşünüyorsun senden kurtulmak için ne gerekiyorsa onu yapacağım kel kör topal dul kim gelirse ona vereceğim Yeter ki seni alsın götürsün bu evden bıktım artık senin gibi birisinin benim evimde olmasın da lanetli misin nesin dünyaya geldiğinden beri hiçbir işimiz rast gitmedi.
dedikten sonra lavinya'nın odasından çıktı işte bulabilya'yı çok üzmüştü onu tek yıkacak şey okul hayatının bitecek olmasıydı ve babası bu konuda çok kararlıydı babası sana 3 gün yemek yasak odadan çıkmayacaksın ben izin vermediğim sürece odanın dışına çıkmayacaksın sana ekmek de yok su da yok içeride ölüyor musun geberiyor musun ne oluyorsa olsun benden habersiz sınava gitmenin cezasını çekeceksin.
Murat Ağa ertesi gün evden çıkmıştı yoldan lavinya'nın okul müdürüne rastladı ben de size geliyordum dedi okul müdürü Ahmet bey bize mi geliyordun ne için geliyordun hocam diye sordu dün konuşmuştuk ya Murat ağa
lavinya için konuşmaya gelecektim seni yolda gördüğüm iyi oldu önce seninle baş başa konuşalm hele gel Bir yerde oturalım celallenme hemen hocam senin ne dediğini kulağın duyuyor mu ben sana diyorum ki ben bu kızı okutmayacağım evlendireceğim bir an önce evimden defolup gitmesi için her şeyi yapacağım benimle onun okulu için konuşacaksan boşuna çeneni yorma benim kararım kesin onu evlendirip evimden def edip konuşmayacağım artık tamam Murat Ağa önce benim söylediklerimi dinle sonra istediğini yap bak senin kızın birincilikle kazanmış bu kızına burs veren çok olur gönder bir yatılı okula hem görmezsin de hem de burs verenlerden para da alırsın senin için bir gelir kapısı olur hoca Murat ağayı nereden vuracağını çok iyi biliyordu tam da onun anlayacağı dilden konuştu onun dini imanı paraydı çok severdi parayı zaten bu kızı istemiyordu kızını gözden çıkarmıştı hoca çok iyi bir teklife gelmişti aslında Murat Ağa bir durdu düşündü Emin misin hoca şimdi onun için para verenler olur mu dersin bu kızın rengini görünce vazgeçmesinler eminim Murat Ağa kimse onun rengine bakmayacak zaten sadece birinci olduğuna bakıp burs verecekler onu hiç görmeyecekler bile bana güven hatta şimdiden 2 tane zengin iş adamından Bursa'ya ayarladık eğer izin verirsen bu kızın sana artık hiçbir yükü olmayacak kendi kendine okuyacak ve sana para kazandıracak sen sadece izin ver çıksın bu evden bu saatten sonra görmek istemiyorsan bile görme yatılı bir okula veririz kız orada kendi kendine okusun zaten bu kızı alan kimse yok sen de ben de iyi biliyoruz bu köyde kaldığı sürece kimse bunu almayacak bırak gitsin okursa ileride size bile bakar bu büyük adam olur bak Murat Ağa iyi düşün taşın senin kız altın yumurtlayan tavuk gibi bu saatten sonra önünü kesmezsen eğer senin için bir gelir kapısı olur her daim faydasını görürsün zehir gibi kafası var ben çok iyi tanıyorum lavinya'yı çok güzel yerlere gelir sen yeter ki bir he de senden hiçbir şey istemiyoruz sadece izin vermeni istiyoruz gel hadi ilk bursunu ben sana vereceğim para lafını duyunca Murat Ağa gözleri parladı oldu bitti parayı çok severdi hoca da nereden vuracağını çok iyi biliyordu Murat Ağa hocam hadi bir eve gidelim de bu durumu etraflıca bir konuşalım sen şimdi diyorsun ki bu kız okuyup büyük adam mı olacak bize mi bakacak evet öyle diyorum dedi hoca.
sen bu kızı evlendirirsen sana hiçbir faydası olmayacak evlenip bu evden çıkıp gidecek çocuğa karıştıktan sonra yüzünü bile görmeyeceksin ama okutursan eğer senin için para kaynağı olur her daim destek olur . Murat Ağa içten içe bu durumu kabul etmişti zaten para lafını duyunca akan sular durdu hoca ile hızlıca eve gittiler Murat Ağa kızına seslendi lavinya kızım bir gelir misin dedi lavinya çok şaşırdı babası ilk kez bu ses tonuyla onu çağırmıştı ve kızım demişti bu işte bir iş vardı daha dün bir sürü dayak yemişti babasından babası çağırır çağırmaz odasından çıktı ve onun yanına geldi hocasını görünce çok şaşırdı hoş geldiniz hocam dedi elini öptü . hoş buldum kızım dedi hocası gel otur kızım lavinya dedi Murat ağa lavinia anlam veremeyeceği bir şekilde babasına baktı acaba babası neden böyle davranıyordu ilk kez babasından bir sıcaklık gördü aslında babasının lavinya'ya değil paraya duyduğu sıcaklıkti bu
kızım seni istediğin liseye yazdıracağız gel hele nereyi istiyorsun onu konuşalım.
lavinya babasının bu değişimine bir anlam veremiyordu lavinya bir babasına baktı bir hocasına ikisi de çok mutlu görünüyorlardı acaba bu değişiminin sebebi neydi Murat Ağa sonra lafa girdi kızım boş boş bize bakmadan git hocana bir çay getir lavinya mutfağa gitti hala olayın şokunu atlatamamıştı çayı aldı geldi hocasına baktı Baba sen ciddi misin dedi evet kızım ciddiyim seni istediğin okula göndereceğim hatta en iyi okul neresi ise oraya gönderelim bir sürü hayırsever varmış sana burs verecekmiş okumana yardımcı olacaklarmış deyince lavinya'nın jetonu düştü şimdi anladım dedi kendi kendine babasının ne için değiştiğini ama çaktırmadan istediği okulları söyledi hocasıyla istişare ederek en iyi okulları yazdılar lavinya bilerek evinden en uzak okulları yazdı çünkü bir daha buralara gelmek istemiyordu ne kadar uzak olursan o kadar mutlu olurum diye düşünüyordu uzak ama en iyi okullara yazdı puanı çok iyiydi nereye yazsa da gelecekti hatta bazı okullarda teklif bile geldi durum aynen hocasının dediği gibi oldu birçok hayırsever iş adamı lavinya'ya burs verdi hocası verdiği sözü tuttu aslında lavinya da durumu bildiği için babasına hiçbir zaman parasız bırakmadı kendisi kitap dışında hiçbir harcama yapmadı aldığı bütün paraları babasına yolladı çünkü çok iyi biliyordu babası parayı az bulursa okula göndermezdi. evinden ayrılan diğer çocuklardan çok farklıydı o kadar mutluydu ki kafesten çıkmış kuş gibiydi kendini özgürleşmiş hissediyordu henüz 15 yaşındaydı ama o kadar olgundu ki yaşıtlarından çok farklıydı. yeni okulunda bir sürü arkadaşı vardı buradaki arkadaşları köydekiler gibi lanetliymiş gibi davranmıyordu lavinya ilk kez kendini insan gibi hissediyordu kimse ona hakaret etmiyor aşağılamıyordu saygı duyuyordu. yeni okulundaki arkadaşları tıpkı kendisi gibi çok başarılıydı çünkü bu okul seçilmişlerin geldiği bir okuldu lavinya daha fazla çalışması gerektiğini çok iyi biliyordu elinden geleni yapıyordu. okulda spor müsabakalarının da olduğunu öğrendi ve çocukken gidemediği koşu müsabakası aklına geldi üzüldü oda arkadaşına durumu anlattı arkadaşı Esra lavinya'yı çok seviyordu sen de katılsana müsabakaya dedi küçükken yapamadığını belki şimdi yaparsın dedi ama be Esra geçti bizden o zaman küçüktüm içimden geliyordu şimdi sanki geçmiş gibi hissediyorum saçmalama lavinya ne geçmesi daha bizim yaşımız kaç önümüzde çok uzun yollar var hem ben çok isterim arkadaşımı desteklemek müsabakalara ben de seninle beraber gelirim gerçekten gelir misin dediler beni ya gelirim tabii ki seve seve hem senin arkandan tezahürat yaparım lavinya lavinya lavinya ikisi beraber gülüşmeye başladılar Esra ve lavinya ikisi beraber müsabakalara yazılmak için gittiler yalnız Esra'nın hiçbir yeteneği yoktu sadece arkadaşına destek olmak istiyordu aynen de öyle oldu lavinya müsabakalara katılmaya hak kazandı ama Esra elendi çok atletik bir vücuda sahip lavinya gerçekten sanki koşu için yaratılmıştı.
babasına yalvarmak zorunda olmadan müsabakaya katılabileceğini düşünmek bile lavinyayı çok mutlu ediyordu hem derslerine çalışıyor hem spora gidiyordu iki alanda da çok başarılıydı müsabakalarda sürekli 1 geliyordu iller arası yarışlarda da birinci oluyordu Bir gün ülke geneli bir koşu yarışına katıldı onda da birinci olunca televizyona çıktı. Murat Ağa'nın akrabaları televizyonda lavinya'yı görünce hepsi bir bir Murat ağayı aramaya başladılar hiçbiri tebrik etmek için aramadı tabii ki bu bize yakışmaz bir kız çocuğunun televizyona çıkması oldu mu sanki çok iyi bir halt etmiş gibi boy boy fotoğrafları var sen böyle mi gördün bizden sen bu kızın önünü almazsan yarın öbür gün başına ne işler açar haberin var mı diye Murat
agayi sinirden deliye çevirdiler Murat Ağa bir hışımla lavinyayı aradı lavinya telefonu açtı efendim baba sen orada ne haltlar yiyorsun bir seni okumaya gönderdik sen ne yapıyorsun hemen valizini topla seni gelip ilk otobüsle köye getireceğim deyince klavyenin ya beyninden vurulmuşa döndü baba ne oldu neden böyle konuşuyorsun ben seni televizyonlara çık diye mi gönderdim oraya oku diye gönderdim ben zaten okuyorum Baba dedi lavinya sus cevap verme hadsiz gelip seni getireceğim beni herkese rezil ettin dua et şimdi yanımda değildin yoksa seni evire çevire öyle bir döverdim ki hiç kimse elimden alamazdı ben sana koşu yarışlarına katılmayacaksın demedim mi daha el kadar bebeği iken ne çabuk unuttun o günleri Baba ben kötü bir şey yapmadım lütfen affet bir daha olmayacak sana söz veriyorum affet beni lütfen . babası telefonu kapatıp hemen otogara aradı o kadar sinirlenmişti ki kızını getirmeye çok kararlıydı ilk otobüs yarın akşamaydi hemen bir bilet aldı ilk otobüse kızının yanına gidip onu getirecekti çok kararlıydı rezil olmuştu . ertesi gün oldu otobüs saati gelmişti Murat Ağa otobüse bindi yol bir türlü bitmedi büyük şehre gidiyordu daha önce hiç gitmemişti kızının kaydını bile yapmaya gitmemişti her şeyi lavinya tek başına halletmişti okulu nasıl bulacaktı nereye gidecekti bilmiyordu neyse sonunda kavuştu artık istanbul'daydı Sora sora kızının okulunu buldu kızını aradı hemen valizimi toplayıp aşağı gelmesini söyledi lavinya valizini toplamadı durumu esra'ya anlattı Esra ise hemen bir çözüm yolu bulmak için çok sevdikleri bir hocasının yanına gitmeyi önerdi beraber Mehtap hocanın yanına gittiler Mehtap hoca duyduklarına inanamadı hangi devirde yaşıyoruz böyle şey mi olur buna kesinlikle müsaade etmem dedi hocam ne yap ne eti kurtar beni babam beni saçımdan sürükleyerek de olsa götürür öyle şey mi olur dedi bu ülkenin kuralları var baban da olsa senin saçından sürükleyerek hiçbir yere götüremez siz haklarınızı bile bilmiyorsunuz kızlar dedi gelin benimle beraber gidiyoruz babanın yanına Mehtap hocaya o kadar çok güveniyorlardı ki arkasına geçip beraberce babanın yanına gittiler Murat Ağa tam elini kaldırdı lavinya'ya Tokat atacaktı ki Mehtap hoca engel oldu ne yapıyorsunuz beyefendi indirin o eli sen de kimsin be kadın dedi Murat ağa lütfen düzgün konuşun ben bu okulda hocayım hoca mısınız nesiniz şimdi kızımı alacağım ve buradan defolup gideceğim siz de buna engel olamayacaksınız
öyle bir engel olacağım ki göreceksiniz dedi Mehtap hoca
kız benim değil mi istediğim yere götürürüm kimse bana engel olamaz siz öyle zannedin bu ülkenin kuralları var şimdi bir polis çağırsam kızınıza şiddet uyguladığınızı söylesem uzaklaştırma kararı ile bir daha asla kızınızı bile göremezsiniz değil onu zorla Bir yere götürmek eğer hapse girmek istemiyorsanız geldiğiniz yere geri dönün.
sen ne diyorsun hoca kız benim değil mi kendi kanımdan canımdan olan kızımı ister döverim ister severim ona kimse karışamaz kızımı dövdüm diye beni hapse mi atacaklar .
Mehtap hoca bir deneyin isterseniz hapse atıyorlar mı atmıyorlar mı görürsünüz sizin hangi hapiste olduğunuzu bile bulamaz aileniz hele bir tokat atın bu kıza bakın bakalım neler oluyor.
Murat Ağa birden tırstı acaba bu hocanın dedikleri doğru muydu bu kızı daha önce defalarca dövmüştü ama kimse onu hapse atmamıştı çünkü kimse bu durumumu şikayet etmemişti .
Mehtap hoca Murat ağa'ya dönerek beyefendi bu kız siz dövmeseniz bile şimdi gitse babam beni dövüyor şiddet uyguluyor deyip polise başvursa sizi şikayet etse şu an dövmeseniz bile sizi gözaltına alıp hapse atabilirler isterseniz deneyelim bunu göze alabilecek misiniz yıllardır bu mesleğin içerisindeyim sizin gibi velilerle defalarca karşılaştım bir kısmını da hapse attırdım merak etmeyin isterseniz siz de deneyin sizi de attırayım .
deli kadın senden mi korkacağım dedi Murat ağa .
tamam korkmayın dedim Mehtap hoca şimdi güvenliği çağırıyorum ve bir polis çağırttırıyorum siz burayı dingo'nun ahırı mı zannettiniz güvenlik bir bakar mısınız diye seslendi Mehtap hoca buraya hemen bir polis yönlendirir misiniz mümkünse ekip arabasıyla gelsinler diye rica eder misiniz. Murat Ağa tamam hocam hele bir durun vazgeçtim götürmüyorum lavinyayı ne yapıyorsa yapsın bırakın beni gideyim. Mehtap hoca Yok öyle yağma siz demediniz mi çağırın gelsin çağırıyorum işte bekleyin dedi Murat ağa'ya
Murat ağa ise etme hocam eyleme evde bir hanımım var beni bekliyor başka çocuklarım da var bırak beni gideyim diye yalvarmaya başladı.
Mehtap hoca Murat ağa'ya dönüp bir kez bile bu kızı rahatsız ettiğinizi duysam kendinizi kodeste bulursunuz ona göre ayağınızı denk alın .
tamam hocam vallahi billahi bir daha arayıp sormam bile şeytan görsün bu kızın yüzünü ne yapıyorsa yapsın hiçbir şey istemiyorum Yeter ki bana dokunmasın Mehtap hoca tekrar güvenliğe seslendi güvenlik polisleri iptal edin lütfen gelmesinler sorun çözüldü dedi Murat Ağa Bir hayli korkmuştu gerçekten bu deli kadın her şeyi yapabilirdi ona topuklarına baka baka geri gitti hemen geldiği yoldan otogara geri döndü ilk otobüse bilet aldı saatlerce otogarda otobüs saatinin gelmesini bekledi otobüsüne binip köyüne geri döndü .
Esra ve lavinya Mehtap hocaya dönüp hocam cesaretinize hayran kaldım ciddimiydiniz bu konuda .
Mehtap hoca kızlara dönerek elbette ki ciddiydim sizce blöf yapıyormuş gibi bir halin mi vardı lütfen haklarınızı bilin öğrenin hiçbir zaman kendinize ezdirmeyin bu sizin babanız bile olsa bir şey yapmak istiyorsanız sonuna kadar arkasında durun ve onu yapın başarsanız da başarmasanız da başarınızın da arkasında durun başarısızlığınızın da.
lavinya Mehtap hocaya dönerek hocam ben şimdi babamı şikayet etsem hapse atarlar mı yani araştırıp atarlar eğer şikayetinde haklıysan çünkü bu ülkenin yasaları var kuralları var birçok kadın nelere sahip olduğunu henüz bilmiyor.
hocam ben küçükken çok dayak yiyordum bunun için babamı şikayet etseydim onu hapse mi atarlardı Mehtap hoca lavinya 'ya dönerek tabii ki atarlardı seni de büyük ihtimalle çocuk esirgeme kurumuna verirlerdi.
peki hocam annem de dayak yiyor annem babamı şikayet etse babamı yine hapse atarlar mı dedi evet baban şikayet etse evden uzaklaştırırlar eve gelmek istese hapse atarlar dedi .
lavinya bir an durdu düşündü acaba annem babamı şikayet eder mi ederse ne olur diye içinden geçirdi neyse dedim ne yapıyorlarsa yapsınlar benden uzak olsunlar.
lavinya derin bir nefes çekti. artık babası onu hiçbir zaman rahatsız etmezdi çünkü babasının çok korkak olduğunu biliyordu babasından Temelli kurtulmuştu o gece ayrı bir huzurla uyudu yatağında şimdiye kadar haklarını bilmediği için de kendine kızdı halbuki kütüphane dolusu kitap okumuştu ama hiç böyle bir şeye rastlamamıştı demek ki bu hayatta öğreneceğim daha çok şey var diye düşündüm içinden Mehtap hocaya binlerce teşekkür ederek uyudu.
Türkiye birincisi olduğu için koşuda okulda onun için bir tören düzenlenmişti okulda artık herkes onu tanıyordu kendini ünlü olmuş gibi hissediyordu . okul müdürü onu ülkeler arası müsabakalara katacağını söyledi antrenmanları daha çok sıkılaştırmasını istedi çünkü artık ülkeni temsil edeceksin bizim bayrağımızı da göklerde dalgalandırmak istemez misin dedi bu çok ayrı bir gurur kaynağı olur ülkemiz için.
tabii ki isterim dediler beni ya ülkemi en iyi şekilde temsil etmek için kanımın son damlasına kadar antrenman yapacağım ve bunun için savaşacağım dedi Bir gün o bayrağı göklerde ben dalgalandıracağım dedi lavinya sabah okul saatinden 2 saat önce kalkıp spor yapıp okulunu aksatmıyordu aynı zamanda da müsabakalara hazırlanıyordu gel zaman git zaman Avrupa şampiyonasına katılmaya hak kazanmıştı her şey bir hayli Zorlu geçmişti onun için hazırlıklar oraya gitme süreci yarışmacı arkadaşları da çok kuvvetliydi antrenmanlar sırasında hepsi ile teker teker tanışmıştı birkaçıyla çaktırmadan yarışmıştı da aslında daha önce onlar antrenman yaparken hepsi çok güçlüydü antrenmanlarda umudu biraz kırıldı çünkü karşısındaki yarışmacılar kendisinden daha hızlı koşabiliyorlardı o henüz onların ulaştığı skora ulaşmamıştı . müsabakalara Mehtap hoca da görevli olarak gelmişti çünkü lavinya'yı çok seviyordu ve yalnız bırakmak istememişti onun gelmesi lavinya'ya ayrı bir destek olmuştu Mehtap hoca ona dönerek kızım ne olursa olsun biz senin yanındayız yapabileceğinin en iyisini yap gerisi takdiri ilahi artık sonuç ne olursa olsun önemli olan bu yarışa katılabilmekti önemli olan yarışmaktı bunu unutma sonuçta bu bir yarış elbette bunun kazananı ve kaybedeni olacak ama ben sana gönülden inanıyorum sen istersen neleri başarabileceğini gördük köyünden kalkıp avrupalara gelecek kadar gözü Kara bir kızsın istemek ve çalışmak başarmanın yarısıdır hadi bakalım bayrağımızı dalgalandır şu göklerde deyip alnına bir öpücük kondurdu ve tribünlerdeki yerini aldı onu en iyi görebileceği yere oturdu yarış başladı lavinya yarışı arka sıralardan takip ediyordu Mehtap hocanın omuzları düştü aslında ümidi yoktu çünkü karşısındaki rakiplerin çok hızlı koştuğunu o da biliyordu bir turu tamamlamışlardı daha 4 tur vardı geride lavinya 5 sıradaydı bu skoru kendisine hiç yakıştıramiyordu lavinya'nın kondisyonu çok iyiydi çabuk yorulmuyordu her gün yaptığı sporun etkisi bunda büyüktü 2 turda da 5 sıradaydı 3 turda 3 sıraya geçti 2 turda bir an hocasına kaydı gözü hocası nefesini tutmuş onu izliyordu onun yüzünü bir an olsun düşürmek istemedi son bir gayret biraz daha hızlandı ve yarışın artık sonuna gelinmişti lavinya birinciliğe oynuyordu hocası ayakta nefesini tutmuş bir onu izliyordu ve lavinya Avrupa şampiyonuydu birinci olmuştu herkes onunla gurur duyuyordu bütün okulda lavinya'nın birinciliği yankılandı .
sıra ödül törenine gelmişti herkese bir bir madalyaları takıldı sıra lavinya'ya geldi birincilik madalyasını ona takmadılar lavinya bir anlam veremedi Bir sağa baktığı bir sola baktı onu madalyasını neden takmıyorlardı ismini bile zikretmediler . bir hata mı yapmıştı Bir an durdu düşündü ne hata yaptım acaba diye madalyayı elinde tutan lavinya siyahi olduğu için madalyayı takmadı birinciliği siyahi birine veremeyeceklerini açikladi bu kabul edilebilir değildi lavinya'nın rengi burada da onun madalyasının önüne geçmişti ne yapacağını bilemedi Mehtap hoca hiçbir şey yapamadı yapacak ne vardı nasıl yapacaktı hiç bilmiyordu bu insan haklarına aykırıydı aslında madalya takılmamıştı