DONMUŞ KALBİN KÜLLERİ

BİR KURT SORUNU

Karşısında sadece etkilendiği için yutkunabilirdi, yakışıklılığı karşısında nefesini tutmuş akşam güneşini arkasına alarak kendisine bakıyordu. Sabahın aksine daha sakin ve kontrollü duruyordu ama aslında öyle değildi, buz gibi olan bedeninin titrememesi için kendisi ile büyük bir mücadele içerisinde idi. Altın saçlarına değen son güneşin parıltısına baktı o da, sabah çok güzel olduğunu düşünmüştü ama şu an fark ediyordu Maisie günün başlangıcında da bitişinde o mükemmel güzelliğini koruyordu.

Atmayı bırakan kalbinin üzerine götürdü elini bu güzellik karşısında heyecanlanan kalbinin atışını duymaya çabaladı ama tık yoktu hala zaman durmuştu ve atmıyordu bunu bilse de bir an için attığını düşündü. Göz göze bakışmaları bir kaç dakika sürdü. İkisi de bu anın tadını çıkararak doyasıya baktılar. Daha fazla ondan ayrı kalmak istemediğini fark etti Cyrus ve bir adım attı. Kendisine yaklaşan adımlar kalbinde yankılanıyordu Maisie’nin. Her adımında heyecanlanan kalbi daha da coşuyordu. Kendisinde böyle bir etki bırakmış olması imkansızdı ama olduğunu hissediyordu. Aşk böyle tarifi imkânsız bir duyguydu sadece hissedebilirdin ama kelimelere dökemezdin.

Tam karşısında durdu Maisie’nin, aradan saatler geçmesine rağmen özlem ile yanıp tutuşan mavi gözlerine baktı, direk ellerini uzatıp karşılık vermesini bile beklemeden tuttu ellerini.

“ O kadar çok özlemişim ki, bir an önce akşam olsun diye zamanla savaştım sanki. Kendimi şu an çok bir savaştan çıkmış gibi çok yorgun hissediyorum ama ellerini tuttum ya bu savaşı kazandığımı hissediyorum. Yorgunluğum şu an bir zafere dönüştü.”

Maisie gülümsedi, dudaklarından dökülen kelimeler ince ince ulaştığı kalbine işleniyordu oda sabahtan beri zamanın geçmesi için kendisini sürekli oyalamaya çalışmıştı o da bu tatlı ve zafer dolu yorgunluktan nasibini almış bir ellerini hafifçe sıktı. Sabahtan beri onunla karşılaştığı an neler soracağını düşünmüştü ama şu an hiçbiri aklına gelmiyordu. Aşk sarhoşluğu ikisini yeniden esir aldığında Cyrus’un burnuna etkilendiği koku daha da net geldi, Cyrus bu kokunun etkisi ile aşkını çoğaltırken bir yandan da kendisini toparladı. Hangi türe ait olduğunu öğrenmek istiyordu, vampirler genelde kurt adamlar ve kurt kadınlar ile iyi anlaşamıyorlardı en eski antik çağlardan bu yana bu iki ırk arasında bitmeyen bir sorun vardı ve o kadar uzun zaman geçmişti ki sorunun kendisi unutulmasına rağmen bir türlü anlaşma sağlanamamıştı ve nesilden nesile aktarılan tek şey sebebi unutulan bir nefret olmuştu. Cryus hangi ırka ait olmasını umursamıyordu Kurt kadın dahi olsa aşkı için savaşmaya çoktan hazırdı. Kurtlar genelde bir sürüye ait olurdu ve kendi aralarında safkan erkekler ile evlendirildi. Tıpkı vampirler gibi kurtlarında bir konseyi olduğunu biliyordu Cyrus ve onunla karşılaştığı andan beri sormaya korktuğu soruyu dile getirdi.

“Hangi ırktansın? Kokun bir insana ait olamayacak kadar ender ve baştan çıkarıcı.”

Maisie bu sorunun er yada geç sorulacağını tahmin etmişti o da çok korkuyordu karşısındakinin kendisinin ırkını öğrenince bırakmasından. O da Cyrus’un bir kurt adam olmasından korkuyordu kurtlar safkan yaratıklardı ve kendi ırkları hariç diğer ırklardan hoşlanmıyorlardı. Sorulan soru ile göz bebekleri büyüdü Maisie’nin vereceği cevap ile kaderleri ya tamamen birleşecek ya da ayrılacaktı. Korka korka dudaklarından dört harf döküldü kendisine beklenti ile bakan Cyrus’a bakarak.

“Cadı.”

Cadı olduğunu duyduğu anda bir memnuniyetlik kapladı çehresini, kurt değildi yani ölümsüz ve ebedi aşkı arasında bir engel yoktu, gülümsedi beyaz ve soluk tenine yakıştığını düşünmese de hissettiği mutluluk ile gülümsedi. Maisie Cyrus’un gülümsemesi ile rahatlık hissi kapladı içini demek ki o da Kürt değildi ve kendisinden nefret etmeyen bir tür olmasından dolayı rahat bir soluk verdi ama o da merak ediyordu koku duyusu bu kadar hassas olan bir ırk olarak kurt adamları biliyordu sadece. Maisie çok gençti ve cadı ırkının öğretileri yerine kendi dünyasını kurmayı seçtiği için birçok önemli bilgiden mahrumdu ama en önemli uyarıları küçük yaştan itibaren ailesinden öğrenmişti. Kurtlar kötüydü ve onlar ile asla bir münakaşaya girmemeli idi.

Soru sormak için araladığı dudaklarını sanki Cyrus anlamış gibi o sormadan cevapladı.

“Vampirim!”

heyecanlanmıştı ve söylerken Maisie’nin ellerini sıktığını fark edememişti buna rağmen Maisie çok az da olsa canı yanmasına rağmen sustu ve onun heyecanını kesmedi. Ellerini tutan bu yakışıklının vampir olmasını beklemiyordu, vampirler hakkında bildikleri çok kısıtlı idi. En son annesini elli yıl önce bir vampir gördüğünü ama o tarihten beridir hiç görülmediğini söylediğini hatırlıyordu. Aşkı ile arasında engeller olmadığı için hem mutlu hem de hayatında gerçekten bir vampir gördüğünü için saf bir merak ve heyecan ile dolmuştu. Öğrendiği bu yeni bilgi karşısında hiç korkmadan baktı gözlerine.

Cyrus, Maisie’nin bu cesur bakışlarından çok etkilendi, vampir olduğunu duyduğunda hava kararmış olmasına rağmen çok net bir şekilde göz bebeklerinin büyüdüğünü görmüştü, saf heyecanı karşısında titredi.

“Bir kurt adam olmamana çok sevindim.”

Hafifçe güldü Cyrus.

“Bende bir Kurt kadın olmamana çok sevindim. Onlarla çok iyi anlaşamıyoruz.”

Maisie de gülümsedi ilk ortak noktalarını bulmuşlardı. Yıldızlar görünmeye başlarken hava kararmış ve soğumuştu.