Tüm mahalle, alevlerin yükseldiği konağın kapısına yığılmıştı. Herkesin gözünde panik, dilinde dualar… Derken konak önünde bir araba durdu. Kapı sertçe açıldı, içinden Zinar Ağa indi. “Ne oluyor?!” diye bağırdı öfkeyle, korkuyla. “Yangın çıkmış, Ağa’m! Hanım Ağa odadaymış!” dedi bir koruma, titrek sesle. Zinar Ağa, kelimeleri duyar duymaz koştu yukarı. Merdivenleri ikişer üçer atlayarak çıktı. Leyla, gözyaşları içinde babasına sarıldı: “Baba… ne olur, yardım et! Bir şey yap! Rozerin içeride!” İki adam bir olup kapıyı kırmaya çalışıyordu. Alevler artık çatıyı yalayacak kadar büyümüştü. Sonunda… Kapı büyük bir gürültüyle devrildi. Hiç düşünmeden, hiç duraksamadan girdi içeri Zinar Ağa. Alevlerin arasından geçti, nefes almakta zorlanarak… Ve sonunda yere yığılan Rozerin’i buldu

