❄️SESSİZ TEMAS 🔥

1352 Words
İSTANBUL / Güneş Kralının Şirketi🔥 Kağan , odasında dosyalara gömülmüş halde çalışıyordu . Kapı tıklatıldı . Elinde bilgisayarla Taylan içeri girdi . “Efendim . . . Buzlar Kraliçesi'nin Türkiye’ye gelmek için bilet aldığı söyleniyor ,” dedi . Kağan aniden yerinden kalktı, yumruklarını sıktı. Çenesi gerilmişti . “Türkiye ’ ye indiği an haber verin . Her adımını takip edin,” diye emretti sert bir sesle. Taylan başını hafifçe eğdi. “Efendim. . . Kimse Buzlar Kraliçesi ’ nin yüzünü görmedi . Onu nasıl takip edeceğiz ?” Kağan içinden bir "Off. . ." çekti. “Kuzeni Arya Karan . . . Mutlaka bir fotoğrafı vardır. Onu izleyin. O bizi Buzlar Kraliçesi ’ ne götürür . Ama sakın izinizi belli etmeyin,” dedi . Eli boğazındaki eski yara izine gitmişti . Gözleri dalgındı . Bu geliş hayra alamet değildi . Neden geldiği belliydi: Kuzeni Alya için . Ve İstanbul . . . artık savaşa açılan ilk cepheydi . NORVEÇ / Alina’nın Karargâhı❄️ Alina ve Arya , Türkiye ' den gelen sinyallere hızla yanıt vermek zorundaydı . Alya ’ yı alıp dönmeliydiler . Orası onların toprağı değildi . Kapı çaldı . Alina başını dosyadan kaldırdı . “Evet ?” Jonas tedirgin adımlarla içeri girdi . “Efendim . . . Güneş Kralı , Türkiye ’ ye gideceğinizi öğrenmiş .” Alina başını hafifçe salladı . Yüzünde sinsi bir gülümseme belirdi . “Yüksek ihtimal , takip ettirecek . . . Bırak etsinler .” Hazırlıklar tamamlanmıştı . İstanbul ’ daki konaklama ayarlanmış , planlar şekillenmişti . Alina yanına fazla adam almayacaktı — en fazla elli kişi . Kış Norveç ’ i çoktan teslim almıştı . İstanbul’un havası ise hâlâ bir muammaydı . 1 HAFTA SONRA / İSTANBUL HAVALİMANI Soğuk bir yabancının ayak izleri , sıcak bir ülkenin kalbine indi . Valizlerin döndüğü bantta, siyah gözlüklerinin ardındaki mavi gözler etrafı tarıyordu . Alina . . . Buzlar Kraliçesi . Norveç ’ ten Türkiye’ye ilk kez inmişti. Ama bir turist değildi. Oyun başlamıştı . Arya dikkat çekmemeye çalışarak gerideydi . Gözleri güvenlik kameralarındaydı . Şimdilik yaklaşan yoktu . Alina valizini aldı . Ayakkabılarının sesi bile kalabalığın içinde duyulmuyordu . Sanki etrafındaki dünya sessize alınmıştı . Kontrol noktasında sadece bir bakışıyla görevliyi durdurdu ; kimlik bile istenmeden geçti . Arya birkaç adım geriden geliyordu . Sade ama keskin kesimli siyah elbisesiyle dikkat çekmeden ilerliyordu . Başındaki dağınık topuz , planlı bir kamuflajdı . Alina terminal kapısından çıkarken güneş gözlüğünü çıkardı . Bakışlarını gören biri donakalabilirdi . Ama Türkler dikkatliydi. Fazla dikkat çekmemeliydi . Ama belki biraz iz bırakmak istiyordu . “Arabayı getiriyorlar ,” dedi Arya alçak bir sesle . Alina başını salladı. “Takip var mı ?” “Şimdilik yok . Ama Kağan Tanırhan öğrenmiş. Eminim biri çoktan peşimize düşmüştür ,” dedi Arya . Alina cebinden bir kart çıkardı . Üzerinde yazı yoktu, sadece bir Maça Ası . Gülümsedi . “O zaman biraz ipucu bırakalım .” O sırada uzaktan bir adam onları izliyordu. Alina hiç fark etmemiş gibi davranarak önüne yanaşan araca bindi . “Arya, takip var. Plaka: 34 GK 2318.” Arya çantasından bilgisayarını çıkardı , sunuculara bağlandı . Birkaç saniye sonra konuştu: “Güneş Kralı’nın adamlarından biri.” Alina gülümsedi. “Güzel. Takip etsin.” Zihninde şekillenen o hoş geldin hediyesi, her şeyin başlangıcı olacaktı. 🔥🔥🔥 Kağan , Buzlar Kraliçesi ' nin her hareketini bir haftadır izliyordu . İstanbul ' da , şehrin en soğuk noktasında bir ev alınmış , uzaktan talimatlarla hazırlanmıştı . Ama olan bitene rağmen Kağan , hâlâ elini uzatamıyor gibi hissediyordu . Hem kendi adamı hem de Buzlar Kraliçesi ’ nin gölgesi kaybolmuştu . Bu bir oyunun başlangıcıydı . Geç fark etmişti . Oysa Alina , ilk andan beri bu oyunun bir parçasıydı. Hem de ustaca . Kağan öyle düşünüyordu ama ikisi de tam olarak oyunun içinde olduklarının farkında değildi . Bir haftanın sonunda , Atlas , Alina ’ nın havalimanındaki konumunu almıştı . Gölge gibi izliyordu . Ve . . . Arya Karan ' ı fark ettiğinde, elindeki tabletten onu kontrol etti . Doğrulama tamamlandı . Takip başladı . ❄️❄️❄️❄️ Alina takibin farkındaydı . Ama hiç bozuntuya vermedi . İstanbul ’ un havası başkaydı . Soğuk değildi henüz. Ama şehrin üzerinde bir pus , bir gizem vardı . Norveç çoktan kara teslim olmuşken , burada hâlâ sonbahar hüküm sürüyordu . Hayatında ilk kez geldiği bu ülke , kendi kökenlerine aitti . Yine de kendini buralı gibi hissetmiyordu. Bir yabancıydı . . . Ama güçlü bir yabancı . “Kontinapolis”. . . Tarih kitaplarında geçen o büyülü isim . İstanbul , henüz adımladığı birkaç sokaktan bile göz kamaştırıyordu . Etrafına baktı . İnsanlar montlarına gömülmüş , atkılarını burunlarına kadar çekmişti . Ne kadar naiftiler . . . Deniz kenarına yürüdü . Arya birkaç adım gerideydi . Karşıya baktığında , ufukta ilerleyen gemiler , köprüler ve . . . Kız Kulesi . Sanki eski bir masalın başkahramanı gibiydi . Alina elini uzattı, gözleri kıpırtısızdı . “Şu meşhur Kız Kulesi sanırım . . . ” dedi buz gibi ama hayranlıkla . Arya yanına geldi , birlikte kuleye baktılar. “Evet Alina ,” dedi sade bir sesle . “Masallar kadar eski .” 🔥🔥🔥 Atlas, saatlerdir Buzlar Kraliçesi ’ ni izliyordu . Ekibi çevresine dağılmıştı . Ama gözleri başka birine takılmıştı : Arya . Kestane rengi saçları , omzuna düşen bir tutam rüzgârla hafifçe oynamıştı . Atlas , kendini toparlayana kadar birkaç saniye geçmişti bile . Bir anlık zaaf . . . Ama bu onun işi değildi . O saç telini gözleriyle yakalayamadı ama elindeki telefonu kaldırıp fotoğrafları çekti . Yanındaki adama döndü, hızlıca dosyaları gönderdi . “Güneş Kralı ’ na ulaştır . Hemen .” Gözleri tekrar Arya ’ ya kaydı . Buzlar Kraliçesi’nin Veliahtı ' na . . . Kağan, fotoğrafa bir kez daha baktı . Sarıya çalan saçlar, simsiyah gözlükler ve gölge gibi duran beden dili . . . Alina . Bir sonraki karede Kız Kulesi'ni işaret ettiğini görünce, içinden bir şey kıpırdadı . Bu bir tehdit değil . . . bir meydan okumaydı . ❄️❄️❄️ Simsiyah elbisesi, arabanın içindeki loş ışıkta daha da derinleşiyor , karanlığın bir uzantısı gibi üzerinde akıyordu . Kulaklığını taktı . “Takip edilen aracı en kısa sürede etkisiz hale getirin . İçindekini istiyorum . Canlı .” Camdan dışarı bakarken fısıldadı : “Kontinapolis . . . Seni ezberleyeceğim .” ❄️Buzlar Kraliçesi’nden❄️ “Kağan Tanırhan beni izliyor. Ama izlediği kişi ben değilim. O hâlâ benim gölgemi tanıyor. Karanlığın kendisini değil.” Takipçi aracı gözümün ucuyla fark ettim . Sinyal bile vermedim . Jonas’a bir bakış attım , o ne yapması gerektiğini biliyordu . Bir dağ yoluna girdiğimizde emir verdim : “Temas kur . Etkisiz hâle getir . İçindekini al .” Takibe izin vermek zayıflık değildi . Bu, onların ne kadar cesur olduğunu görmekti . Atlas Soyer . Güneş Kralı ’ nın sadık köpeği. Şimdi elimizdeydi . Elleri kelepçeli , gözleri bağlı . Onu ben getirtmedim . O zaten gelmişti . Atlas ’ ın gözlerindeki bandajı açtıklarında göz göze geldik . Sadece birkaç saniye . . . ama yetti. Titriyordu . Soğuktan mı , yoksa benden mi . . . bilmiyorum . Ama hangisiydi , çok da umurumda değildi. Yavaşça adımlarımı yaklaştırdım . Omuzlarımda siyah elbisemin ağırlığı vardı ama beni yavaşlatmıyordu . Ona baktım. Başımı hafif yana eğdim . Ve dudaklarımdan sessizce şu döküldü : "O piti piti, kremalı sepeti . . . Ya ondadır, ya bunda . . . ” Dondu . Gözleri büyüdü . Sesimde hiçbir eğlence yoktu . Bu bir şaka değil , bir tehditti . Sonra gülümsedim . Elimdeki silahı ona doğrulttum . Sakince konuştum : “Güneş Kralı’na söyle . . . Buzlar Kraliçesi geri döndü .” Kafamla işaret ettim . Adamlarım onu soğuk depodan çıkardılar . Koltuğuma oturdum . Beni izleyen herkes sustu . Ve ben , İstanbul ’ un karanlığında sessizce fısıldadım : “Yeni gelmedik . Geri geldik .” Ve Buzlar Kraliçesi’nin Türkiye’ye gelmesiyle oyun resmen başlamıştı . . .
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD