Behram’dan Ölmediğimi biliyordum. Xezalemin’e diyeceğim bu kadar şey düzeltmem gereken bu kadar yanlışım varken ölemezdim. Kurşun böğrüme girdikten sonra yolun sonuna geldiğimi zannetmiştim ama küçük karımın kucağında gördüğüm oğlan biraz daha vaktimin olduğunu söyledi bana. Yumuk ellerini açıp kapayıp “baba gel” dedikçe ben de hayatımda etmediğim kadar dua ettim. Benim gibi günahkarların Allah’a yakaracak yüzü pek olmaz, ben de Xezalemin’in hatırına dedim. Hatırı büyükmüş demek, doktor ışığını gözüme gözüme tutup adımı seslendi. “Evlat, beni duyabiliyor musun?” Ağzım kurumuş, cevap vermedim ama başımı hafifçe hareket ettirdim. “Kendini yorma.” Konuşmak bile çok yorucuydu gerçekten, doktor işi biliyor. “Halsiz hissetmen normal, ağır bir ameliyattan çıktın. Neler olduğunu hatırlıyo