Suriye

1127 Words
Beria korkuyla uyandı. Kapısı o kadar hızlı açılmıştı ki, korkuyla uyuduğu uykuyu sıçrayarak uyandı. Kapıya baktı. Rehat ağayı ona bakarken görünce örtüye sarılıp yataktan atladı uyku sersemi. "Çık odamdan" dedi sinirle. Rehat ona yaklaşırken güzel yüzüne bakıyordu. İç çekti güzel kız İçin. "Yarın gece benim olacaksın güzelim" dedi. "Defol git, seni istemiyorum" diyerek kenara kaydı Beria. Rehat büyük bir adımda onu duvar ile arasına sıkıştırdı. Beria onu itti ama henüz 18'inde bile olmayan güçsüz bir kızdı. Rehat sadece itmek için bile olsa göğsüne dokunmasıyla hırıltılı bir nefes verdi. Önünde ki kızın narin ellerini avuçlarının içine alıp transa girmiş gibi narin parmakları öpmeye başladı. Beria çığlık atmaya başladı. "Kurtarın beni. Yenge" diye sesi kısılana kadar bağırdı. Rehat çığlıkları ile kendine geldi. Büyük elini kızın ağzına koyup onu susturdu. "Sabrımı çok fazla zorluyorsun Sevgilim. Sen benimsin, bunu o güzel kafana sok" dedi. Beria 'nın gözyaşları eline akarken o elinin altında titreyen kıza hayranlıkla bakıyordu. Suriyenin en zengin ailelerinden birinin ağasıydı. Hatırı sayılır parası. 3 tane karısı vardı. Son olarak Beria' yı alıp 4'ü tamamlayacak kadın hakkını tamamlayacaktı. 35 yaşının getirmiş olduğu bir olgunluk vardı yüzünde. Eşleri esmer güzeli iken, Beria tam aksine beyaz tenli bal rengi gözleriyle bir içim suydu. İçini alev alev yakıyordu bu kız. Birde ona karşı koyuşu yok muydu? İşte iç güdüleri burda devreye giriyor onu altına almamak için kendisiyle cebelleşiyordu. Elinin altında kaçmaya çalışan kızı sıkıca tutup boynuna eğildi. Beria elinin altından çeşitli çığlıklar atsa da elinin içinde kayboluyordu. Boynuna yaklaşıp kokulu bir öpücük aldı el değmemiş beyaz boynundan. Aleti çoktan şaha kalkmış, Onun içinde olmak için boxeri yırtıp geçecek gibiydi. 35 yaşına kadar hiç böyle olmamıştı. Belki de hiç hayır cevabı almadığı için böyle hissediyordu tam emin değildi. Beria kurtulmaya çalışırken kalbi hem hızlı atıyor, hemde ona dokunduğu için midesi ağzına gelmişti. Abisinin onu satması karşılığında bu adamla dini nikahla evlenip kuma olacaktı. Metehan'ın Suriye sınırlarına geldiğini öğrenmişlerdi. 18'ini doldurmasını o yüzden bekleyemezlerdi. Eğer beklerseler Metehan Beria'yı elinde ki belge ile alıp giderdi. Ne Beria'nın abisi, nede Rehat buna izin veremezdi. Rehat Beria için küçük bir servet vermişti. Yani Beria onun hakkıydı. Kim olursa olsun onu elinden alamazdı. Rehat bacak arasına inen tekmeyle acıyla inledi. Kendini toplayamadan ikinci tekme gelince geriye çekilip duvara tutundu. Beria fırsatını bulunca kapıya doğru kaçtı. Elini kapının koluna koyunca birden açıldı kapı. Yengesini karşısında görünce ağlayarak ona sarıldı. Yengesi içeriye bakıp Rehat ağayı görünce sinirli bir soluk bıraktı. Beria kucağında titreyerek ağlarken "Geçti canım ağlama" dedi şefkatli sesiyle. Beria sakinleşmek yerine daha fazla ağlamaya başladı. Hıçkırıklara tüm konakta yankılanırken abisi çıktı üst kata bu sefer. "Neler oluyor burda?" diye sorunca karısı ona sinirle döndü. "Rehat ağa kıza saldırdı, ne olacak?" dedi sinirli sesiyle. Mirza karısına sert bir bakış attı. "Haddini aşma Dicle. Rehat ağa onun kocası" dedi. Dicle hayal kırıklığı ile kocasına baktı. "Nikah olmadan ne kocası Mirza ağa?" diye sordu ama onun düşüncesinin bir hükmü yoktu. Çünkü Beria satılmıştı çoktan. Mirza karısına ters bir bakış atıp odaya baktı. Rehat ağa kendini zor toparlayıp kapıya kadar geldi. "Bu ne demek Rehat ağa? Evimizi sana açtık diye Beria'ya saldırabileceğini kim söyledi?" Sesi kendinden emin olsa da karşısında ki adamın umrunda değildi. Biliyordu biraz daha fazla para verse, önünde kız kardeşini becerse bir şey demezdi ama alttan almaya karar verdi. " Sadece konuşmak istemiştim" diyerek elini cebine koydu ve bir kutu çıkardı. "Hemde ona hediye getirmiştim, bizzat takmak istedim" dedi pişkin pişkin. Beria'nın hıçkırıkları ortamın sesi olurken Mirza derin bir nefes aldı. Yine en zayıf noktasından vurulmuştu. "Kahvaltı dan sonra verebilirdin" dedi normal ses tonuyla. Beria yengesinin omuzundan ayrılıp abisine baktı gerçek bir hayal kırıklığı ile. "Bana saldırdı. Beni duvara sıkıştırıp önce parmaklarımı, sonra boynumu öptü. Eğer bacak arasına tekme atmasaydım çok daha fazlasını yapacaktı" diye bağırdı. Yeterdi artık. Son noktaya gelmişti, sinirleri iyice yıpranmış, psikolojisi bozulmuştu. Rehat ağanın tacizleri ve abisinin bitmek bilmeyen para hırsı yüzünden. " Yarın karısı olacaksın Beria " devam edecekken Beria çıldırmış gibi eliyle saçını başını dağıttı. Yengesi ellerini zorla tutarken "Ben bu sapıkla evlenmek istemiyorum. Onun dördüncü karısı olmak yerine ölmeyi tercih ederim" dedi. Mirza sinirle kolunu kavradı. "Saçmalamayı kes Beria. Rehat ağa sana özel daire açacağını, diğerleri ile muhatap olmayacağını söyledi. Hiç bir kadın senin kadar şanslı değil" dedi durumu normalleştirerek. Beria düştüğü derin kuyuda çırpınıp bir yol ararken abisi onu bu şekilde ikna etmeye çalışıyordu. Daha doğrusu Rehat ağanın yanında sorun çıksın istemiyordu. Yoksa Beria çoktan ağzına tokatı yemişti. Evlenmeyeceğim dedikçe tokat yiyordu. Mirza onu şiddetle bastırıyordu. Babası öldükten sonra abi zulmüne maruz kalmıştı. Babası ona prenses gibi davranırken, abisi onu para kaynağı olarak görüyordu. "İstemiyorum ya" diye bağırdı çatallaşmış sesiyle. Tekrar "İstemiyorum" diyemeden narin tenine bir tokat daha inmişti. Başı yana savrulurken hırslandı. Rehat Mirza'nın elini Beria'nın kolundan çekip onu geriye itti. "Benim olana bir daha vurursan bunun bedeli ağır olur Mirza. O benim karım" diyerek Beria'nın önünde durdu. İkili karşılıklı bakışırken Beria kendini toparlayıp "Allah ikinizin de belasını versin" diyerek merdivenleri çıkmaya başladı. Kendini zorla teras kata attı. Yengesi Dicle peşinden gitti. Beria demirlere tutunup nefes almaya çalışırken yengesi elini omuzuna koyup ona destek oldu. Beria derin derin nefesler alıp yere bakarken "Beni kurtar yenge" dedi boğuk sesiyle. Dicle iç çekti. "Nasıl kurtarabilirim Beria'm. Elimden ne gelir ki?" "Ben ne yapacağım yenge? O adamla evlenirsem günden güne öleceğim" dedi yeniden ağlayarak. Sayısız tacize uğramıştı zayıf bedeni. Rehat hayatına gireli neredeyse bir sene olmuştu. Yani hayatını kabusa çevireli bir sene olmuştu. 17 yaşının başında onunla tanışmak zorunda kalmıştı. Ona abi diyordu. Rehat'ın ona olan ilgisini başta anlamamıştı ama sonra niyetini anladığında her şey için çok geçti. Pahalı hediyeler getiriyordu ona her gelişinde. İstemiyordu onları ama abisi kabul edip satmaya başlamıştı takmadığı mücevherleri. Rehat abisinden yüz bulup ona yaklaşmıştı. Bir gece alem yaptı abisiyle ve o gece ilk temasını gerçekleştirdi. Temas dediği yanağından öpmekti zorla ama o bile onun için çok ağırdı. Doğru düzgün erkek görmemiş, erkekleri tanıyan bir kız değildi. Savaşlar onlar bunlar derken babası onu saklamıştı hep. Beria babasına itaatsizlik yapmadı, hiç çılgın bir kız olmadı. Babasının onun iyiliği için uğraştığını her zaman biliyordu. "Ah baba, neden öldün beni yanlız bıraktın?" derken gözyaşları boynundan aşağıya akıyordu. Yengesi ne diyeceğini bilemez halde sadece ona destek olmaya çalışıyordu. Beria'nın durumunu görüyordu, bu evliliği kaldıramayacağını biliyordu. Mirza ile çok kez ters düştü bu konuda ama Mirza geri adım atmıyordu. İkisi de köşeye sıkışmıştı. Bu evliliğin Beria'yı yavaş yavaş öldüreceğini ikisi de biliyordu ama Mirza alışır evlenince diyerek geçiştiriyordu. Onun için paranın düzeltemeyeceği hiç bir şey yoktu. O yüzden kurban ediliyordu Beria. Para akışı kesilmesin diye 18'ini doldurmadan 4. Kadın olacaktı. Ağlamaktan gözyaşları tükenmişti bal rengi gözlerinde. Güzelliği başına dert olmuştu, defalarca güzel olmasına lanetler etse de durum değişmedi. Defalarca kaçmayı denedi her zaman yakalandı. Zaten savaşlar yeni yeni bitiyordu. Kaçsa da başka bir zalimin eline düşerdi büyük ihtimalle. O yüzden dayanabildiği kadar dayandı ama artık bir çıkış yolu lazımdı ona, düştüğü cehennemden kurtulmak için....
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD