Sabah deli dehşet bir baş ağrısıyla uyandı Bora. Ne rezil içmişti öyle? Doğrulmak istedi ama biri beynine çivi çakmış gibi hissedince geri yattı. Atiye uyuyordu. Ellerini yüzüne kapadı ve yan dönerek tekrar kalktı. Bu defa daha az ağrı hissetti. İlk işi şifonyerin üzerindeki sudan dolu bir bardak içmek oldu. Böyle geçecek gibi değildi bu ağrı.
“Aşkım,” diyen kadının sesiyle başını çevirdi. Atiye oturmuş kendisine bakıyor, sırtını sıvazlıyordu. “Başın mı ağrıyor?”
“Ölecek gibiyim.”
“İlaç getireyim mi? Baş ağrın için?”
“Telefondan 0’a basarsan mutfaktan getirirler.” Atiye Bora’nın dediğini yaptı ve telefonu kullanarak ağrı kesici ve taze sıkılmış meyve suyu istedi. Sonra da Bora’ya döndü. Adamın omuzlarından tuttu ve boynundan öptü.
“İyi misin peki? Dün çok kötü görünüyordun.”
“Bi
