Selamlar @Bora kişisi: Balat sahilinde buluşalım mı? Yanıt hemen geledi.
@Atiye: Tamam. Çıkıyorum o halde?
@Bora: Ben çıktım bile. Bizim orada bir pub var. Orada oturur beklerim seni.
@Atiye: Orada da bir mekanınız olmasına neden şaşırmadım acaba?
@Bora: Sen böyle söyleyince kendimi senin gözünü parasıyla boyamaya çalışan bir çapkın gibi hissettim.
@Atiye: Çapkın mısın bilmem ama para gözümü boyamaz.
Bora sırıtıyordu. Bilindik bir çapkınlığı yoktu ama hoşlandığı kadınları etkilemekten geri durmazdı. Magazine düşmemeyi bilir, ne yaşıyorsa mahreminde yaşardı. Üstelik Atiye’nin gözünü boyamak için zenginlik gibi avam planlara ihtiyacı yoktu. Zeki bir adamdı, planını ince ince işlerdi elbette.
Atiye Bora’dan sonra geldi mekâna. Bora o sırada bar bölümünde kendine bir içki söylemiş, kafasını yatıştırmaya çalışıyordu. Atiye onu görmeden sahile bakan bir masa buldu ve yerleşti. Bora içkisini bitirdiği sırada kadını fark etti. Atiye geldiğini haber veremeden garson geldi ve Bora’nın kendisini izlediğin fark etmeden su söyledi. Sonra karmaşa düğümünün ilk ilmeği atıldı.
Kaya Beyoğlu Paşazade'lerin mekanına giriş yaptı. Varlığının dikkat çektiğinin bilincinde bir keyifle sırıtıyordu. Atiye’nin ardındaki masaya sırtı ona dönük oturdu. Bora kalakaldı. Atiye’nin yanına giderse Kaya onu görür planı bozulurdu. Eğer Kaya’nın yanına giderse de Atiye onu görür, plan yine çöp olurdu.
Bir garsonu Kaya’ya yollayarak derdini öğrenmeye karar verdi. Garson beş dakika geçmeden geri geldi.
“Ne istiyormuş?” diye sordu Bora gergin.
“Sizinle görüşmek istiyormuş efendim. Söyle patronun gelsin, burada olduğunu biliyorum, dedi.”
Şimdi her şey kopmak üzere olan bir halatla birbirine bağlanmıştı. Bora Ceviz ağacının tepesinden Atiye’yi de Kaya’yı
da görüyordu ama ne Atiye farkındaydı ne de Kaya.