17.Bölüm

1061 Words
Strigoi Sarayı – Düğün Gecesi Kaosla Bölünüyor Ayla, Luke’un bakışlarının derinliğinde kaybolmamak için kendini zorladı. Onun dokunuşlarına alışmaya başladığını fark ettiğinde irkildi. Ama tam o anda, sarayın devasa kapılarından gelen patlama sesi gecenin karanlığını yırttı. Luke anında doğrulup Ayla’nın önüne geçti, gözleri öfkeden parlıyordu. “Lanet olsun, kim cesaret edebilir?” diye hırladı. Ayla nefesini tuttu. İçinde bir şeyler ters gidiyordu. Kendisini tanıyan biri, onu almak için gelmiş olmalıydı. Ama kim? Kapılar tekrar sarsıldı ve aniden büyük bir güçle açıldılar. İçeriye Emma ve Arın, beraberlerinde birkaç savaşçıyla girmişti. “Ayla!” diye bağırdı Emma, gözleri endişeyle parlıyordu. Luke’un dudakları alaycı bir gülümsemeyle kıvrıldı. “Ne hoş bir sürpriz. Bize düğün hediyesi mi getirdiniz?” Arın öne çıkıp sert bir şekilde konuştu. “Onu bırak, Luke. Buraya ait değil.” Ayla’nın içi titredi. Emma ve Arın buraya nasıl gelmişti? Neden bu kadar büyük bir riske girmişlerdi? Luke hafifçe başını yana eğerek güldü. “Bırakayım mı? Ama o benim karım. Onu kendi isteğiyle kabul etti, değil mi prenses?” diye Ayla’ya döndü. Ayla’nın nefesi kesildi. Burada kalmayı kendisi kabul etmişti ama bu onun için güvenli olduğu anlamına gelmiyordu. Emma ve Arın kaçmak için buraya geldiyse, onları reddetmek zorundaydı. Onların hayatı Luke'un elinde olmamalıydı. “Gidin.” diye fısıldadı Ayla, gözlerini yere indirdi. Emma gözleri büyüyerek ona yaklaştı. “Ne diyorsun sen? Seni buradan almaya geldik!” Ayla, Luke’un dudaklarının hafifçe yukarı kıvrıldığını fark etti. “İşte bu yüzden onu seviyorum.” dedi ve elini Ayla’nın beline doladı. “Sadakat böyle olmalı.” Arın bir adım daha yaklaşıp kılıcını kaldırdı. “Eğer onu bırakmazsan, bu gece senin için kanlı bitecek, Luke.” Luke gözlerini devirdi. “Gerçekten mi? Siz kimsiniz ki benim sarayımda bana tehdit savuruyorsunuz?” Tam o anda Arın büyü fısıldamaya başladı. Ellerinden çıkan ateş, büyük bir dalga halinde Luke’a doğru ilerledi. Ama Luke hızla Ayla’yı tutup önüne çekti. “Dikkat et, Arın. Karımı yakmak istemezsin, değil mi?” Arın’ın gözleri büyüdü ve büyüsünü kesmek zorunda kaldı. Emma hışımla Luke’a doğru atıldı ama o kadar hızlıydı ki Luke hareket bile etmeden bir anda Emma’yı havaya fırlattı. Emma duvara çarpıp yere düştü, kan tükürdü. “Yeter!” diye bağırdı Ayla, içindeki gücün kabardığını hissediyordu. “Kimseyi incitme, Luke!” Luke başını yana eğdi, yüzünde tehlikeli bir gülümseme belirdi. “Ama prenses, onlar seni benden almak istiyor.” Tam o anda dışarıdan daha büyük bir patlama sesi geldi. Saray sarsıldı. Luke’un yüzündeki eğlence ifadesi anında kayboldu. Kapılardan içeriye ağır adımlarla biri girdi. Gümüş zırhı ışıldıyordu ve gözleri kederle doluydu. Ayla’nın nefesi kesildi. “Dede?” Krallığın Kralı, büyük bir ciddiyetle içeriye girip Luke’a meydan okuyan gözlerle baktı. “Torunumu almaya geldim.” Luke hafifçe başını salladı, gözlerinde öfke ve alay dolu bir ifade vardı. “Kendi düğünüme çok fazla davetsiz misafir geliyor.” Ayla ise donup kalmıştı. İçinde fırtınalar kopuyordu. Onun için savaşan insanlar vardı ama kendisi hâlâ ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Kral adım adım yaklaştı. “Onu kendi isteğiyle bırakmanı öneririm, yoksa bütün ordumu buraya getiririm.” Luke kıkırdadı. “Öyle mi? Ama Ayla bir Strigoi Kraliçesi oldu artık. O bir strigoi. Onu geri alacak bir krallığın kalmadı, Kral.” Ayla gözlerini büyüttü. “Ne?” Luke ona döndü ve gülümsedi. “Evet, prenses. Senin kanını içtiğimde artık tamamen bana ait oldun.” Ayla’nın içi buz kesti. Gerçekten de, içinde bir şeyler farklıydı. Peki, gerçekten dönüşmüş müydü? Kral elini yumruk yaptı. “Ona ne yaptın?” Luke göz kırptı. “Sadece ait olduğu yere getirdim.” Ayla başını kaldırıp Luke’un gözlerine baktı. Kendi içinde verdiği savaş büyüyordu. O, artık ne krallığa aitti ne de Luke’a. Ama bu savaşı birinin kazanması gerekecekti. Ve Ayla, seçim yapmak zorundaydı. Strigoi Sarayı – Seçim Anı Ayla’nın kalbi hızla çarpıyordu. Gözleri dedesinin yüzündeki öfke ve hayal kırıklığını, Emma ve Arın’ın endişeli bakışlarını yakaladı. Ancak en çok Luke’un kendinden emin, kibirli duruşu onu ürpertiyordu. “Ayla, bu saçmalığa bir son ver!” diye gürledi Kral. “Sen bir Strigoi değilsin! Bizimle eve dön!” Ayla bir an nefes bile alamadı. İçinde bir çatışma vardı. Burada, Luke’un yanında kalırsa bir daha asla eskisi gibi olamazdı. Ama ona karşı koyacak gücü var mıydı? Luke yavaşça eğilip kulağına fısıldadı. “Kararını ver, prenses. Onlarla mı gideceksin, yoksa benimle mi kalacaksın?” Ayla başını kaldırdı, gözleri Luke’un gözlerine kilitlendi. “Ben…” diye başladı ama sesi titredi. Emma adım attı. “Ayla, ne yapıyorsun? O bir canavar! Seni sevmesi mümkün değil!” Luke kaşlarını kaldırdı. “Öyle mi? O zaman neden hâlâ burada?” dedi alayla. Ayla yumruklarını sıktı. “Çünkü… Çünkü Luke’a aittim. Onun kanını içtim, o da benimkini aldı.” Kral derin bir nefes aldı. “Bunu düzeltebiliriz.” Luke başını yana eğdi, gözlerinde karanlık bir eğlence vardı. “Ama istemiyor.” Ayla dişlerini sıktı. “Beni zorla burada tutmadı.” dedi sertçe. Arın öfkeyle bağırdı. “Bu mu gerçekten istediğin? Bir canavarın oyuncağı olmak mı?” Luke hızla ona dönüp gözlerini kısarak baktı. “Ona oyuncak gibi mi davranıyorum? Ayla, gerçekten böyle mi hissediyorsun?” Ayla derin bir nefes aldı, Luke’un yüzüne baktı. İçinde ona karşı koyan bir şeyler vardı, ama aynı zamanda ona çekiliyordu. Bu bir lanetti belki de. Ama kararını vermek zorundaydı. Gözlerini kapattı, içindeki karmaşayı susturdu ve gözlerini açtığında cevabı bulmuştu. “Ben… Kalıyorum.” Sarayın içinde bir sessizlik oldu. Emma ve Arın’ın gözleri büyüdü, Kral’ın yüzü kasvetli bir ifadeyle gölgelenirken Luke’un dudaklarında zafer dolu bir gülümseme belirdi. “Güzel seçim, prenses.” dedi Luke ve Ayla’yı kendine çekip dudaklarına açgözlü bir öpücük kondurdu. Emma nefretle tükürdü. “Seni buradan çıkaracağım, Ayla. Ne olursa olsun.” Luke geri çekilip Ayla’ya bakarak sırıttı. “Bu aralar bana karşı çok saygısız olmaya başladılar, ne dersin? Düğün hediyesi olarak hepsini zindana atalım mı?” Ayla içindeki çelişkiyi bastırdı ve Luke’un yüzüne baktı. “Bırak gitsinler. Beni geri almak için bir daha gelmeyecekler.” Luke başını eğdi, gözlerinde tehlikeli bir parıltı vardı. “Bunu garanti edebilir misin?” Ayla Emma ve Arın’a döndü. “Bir daha beni almaya çalışmayacaksınız.” Arın’ın yüzü öfkeden kıpkırmızı oldu. “Sen ne yapıyorsun? Bizi mi satıyorsun?” Ayla gözlerini kaçırdı. “Bu benim seçimim.” Kral derin bir nefes aldı, gözleri torununu delip geçerken başını salladı. “Öyle olsun.” dedi soğuk bir sesle. “Ama unutma, Ayla… Bu bir savaş ilanıdır.” Luke gözlerini kıstı, dudakları hafifçe kıvrıldı. “Öyleyse savaşa hazır ol, Kral.” Ve böylece, bir karar her şeyi sonsuza dek değiştirdi.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD