Pusu

Bölüm 7

Uyanış

Yarkın, ağır bir sisin içinden çıkıyormuş gibi göz kapaklarını araladı.

Önce tavanın beyaz ışıkları, ardından steril bir odanın hafif antiseptik kokusu…

Sonra, tam karşısında duran bir çift göz.

İri, hareli ela gözler.

Derin, ışığı içine çeken ama aynı zamanda içinde fırtınalar dönen gözler.

Bir an için, nerede olduğunu unuttu.

O gözler… Sanki bir zamanlar başka bir mevsimde, başka bir hayatta ona bakmıştı.

Güneşli bir bahar günü… Bir bahçe… Zarif ama içten gülüşler…

Ama görüntü, sanki görünmez bir perdeyle aniden karardı.

Başının içinde bir baskı, bir gürültü… Hafızası, oraya erişmesine izin vermiyordu.

Dilay şaşırmıştı. Yarkın’ın bu kadar erken uyanmasını beklemiyordu.

“Teğmen Yarkın Atalay, beni duyabiliyor musunuz?” dedi kadın.

Sesi sakin ve kontrollüydü ama içinde görünmez bir titreme vardı.

Yarkın gözlerini ondan ayıramadı.

“Tanışıyor muyuz?” diye sordu, kelimeler ağzından kontrolsüzce döküldü.

Kadın hafif bir gülümseme ile başını salladı.

“Ben Operatör Doktor Dilay SERPER. Sizin ameliyatınızı ben yaptım.”

“Dilay SERPER…” Yarkın ismi mırıldandı, sanki zihninde bir yer bu heceleri başka bir kelimeye dönüştürmeye çalışıyordu.

Ama bulamadı.

O an kapı aralandı, tekerlekli sandalyesini iten hemşire ile Alper girdi.

Gözleri hızla Dilay’dan Yarkın’a kaydı. “İyisin komutan, kimse seni kolay kolay yıkamaz” dedi, sesinde sahte bir neşe vardı.

Yarkın, Alper’i sağ gördüğünde göğsünden bir ağırlık kalktığını hissetti.

‘Azrail’i bu seferde atlattık’ dedi.

Dilay sert bir tavırla ‘Sizin yatağınızda olmanız gerekiyordu başçavuş!’ dedi.

Alper ‘Kızma hemen doktor! Kardeşimi kendi gözlerimle görmek zorundaydım!’ Dedi.

Dilay ile Alper’in bakışları bir an birbirine kitlendi.

O kısa bakışta, söylenmeyen bir anlaşmanın ağırlığı vardı: Ona söylemeyeceğiz. Henüz değil.

Alper ‘Doktor hanım beni öldürmeden gideyim. Toparlanmaya bak kardeşim.’ Dedi ve hemşire onu odasına götürdü.

Yarkın, yine gözlerini Dilay’a çevirdi.

O ela gözler, zihninin kapalı odasında bir anahtarı yoklamaya devam ediyordu.

Fakat kapı hâlâ kilitliydi.