Hülya’dan Ali’nin kolunda Emre’yi alıp yatak odasına doğru sürüklemeye başladım. Gerizekalı herif, evlendiği gün zil zurna sarhoş olması yetmezmiş gibi, bir de Ali’yi eve sokmuştu. Arkamdaki Ali’yi görmek için döndüğümde kapı pervazına yaslanmış, pis bir sırıtışla bakıyordu. “Sağol, gerisini ben hallederim. Yolu biliyorsun,” deyip evden çıkmasını istedim. Ama gözleri üzerimde dolaşıp hiç hareket etmeden bakmaya devam ediyordu. Emre, Ali’ye baktığımı görünce kelimeleri yarı anlaşılır şekilde: “Sen hamilesin, Ali yardım etsin,” demedi mi! Sinirden ayağımı yere vurdum. Çekiştirmeye devam ettim ama ayakta duracak hali yoktu. Ali hemen gelip sırtımdan sarıldı: “Önden geç, odanızı göster,” diyerek pis bir şekilde bana bakıyordu. Mecburen önlerine geçip yatak odasına doğru yürüdüm. Ali,

