Genç kız dolu gözlerle arabasını eve sürdü.Çalan telefonuyla düşüncelerinden ayrılan Ahu telefonunda devranın ismini görmesiyle hemen cevapladı.
"Alo de-devran"
"Prenses iyi misin sen birşey mi oldu?"
"De-devran ben böyle olacağını bilemedim"
"Ahu sakin ol Ne oldu anlat bana istiyorsan yanına geleyim.Biri birşey mi yaptı?"
diyen adamla ağlamaya başlayan genç kız konuşmaya başladı.
"Mirzanın istediği a-araziyi aldım sadece bana söylediklerini ödetmek istemiştim."
diyen kız daha da ağlamaya başladı.Devrandan ses gelmediğini fark eden genç kız
"D-devran"dedi.
"Ahu sen ne yaptın"
diyen devranla ağlamasını kesen Ahu
"Devran ben anlamıyorum ne de-demek istiyorsun"dedi.
"Abimin orayı almak istemesinin sebebi dedemdi.Ölmeden önce abime o araziyi alıp kendi konağını yaptırmasını istemişti"
diyen adamla Ahunun elindeki telefonun kayması bir oldu.Arabayı durduran kız aşağı inerek yere çöktü.Yağmurun başlamasıyla sırılsıklam olan kız hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam etti.İnsan yaptığının bedelini bir şekilde ödüyordu.Mirza ağa kalbini bu kadının ellerini vererek bu bedeli öderken ahunun nasıl bir bedel ödeyeceği gerçekten merak konusuydu.
1 Gün Sonra
Mirza ağa siyah gömlek ve siyah kumaş pantolonuyla gene çok şık duruyordu.Evdeki hizmetli olan genç kızlar gözlerini genç adamdan alamıyorlardı.
Mirza ağa dünden beri olanları düşünüp dururken kafayı yemek üzereydi.Kafasında tartıyor biçiyor Fakat bir sonuca varamıyordu.Düşüncelerinden annesinin sesiyle sıyrılan Mirza ağa annesine döndü.
"Mirzam bugün dilanlara gidicez berfini ve bebeğide göreceğiz. Geliyorsun değil mi?"
diyen Sultan hanımla tebessüm eden mirza
"Gelirim ana"
diyerek masadan kalktı.Aklında deli soruların karmaşasıyla duşa girdi.
Hancıoğlu Konağı
Ahu kahvaltı masasındaki sessizlikten çok sıkılmıştı.Çalan telefonuyla dikkatleri üstüne toplayan genç kız aramayı cevapladı.
"Alo"
"Merhaba ahucum Dilan ben nasılsın?"
diyen genç kızla tebessüm eden ahu
"İyiyim canım sen nasılsın"dedi.
"Bende iyiyim ahucum ben şey dicektim.Bugün bizim konağa gelir misin sohbet ederiz birde berfin bebek hakkında sana birkaç şey danışmak istiyor"
"Tamam o zaman gelirim ben"
diyen ahuyla kahkaha atan dilan
"O zaman bekliyorum"
diyerek neşeyle telefonu kapattı.Kahkahasını durduramayan genç kız belini dolanan kollarla çığlık attı.
"Ayyyyy"
"Şşt sakin ol güzelim"
diyen uraz ağanın sesiyle gevşeyen Dilan sinirle arkasına döndü.
"Yaaa korkuttun beni ama"
diyerek dudaklarını büzen genç kız kocasının gözlerinin koyulaşmasıyla ne kadar yanlış bir tepki verdiğini fark etti.
Uraz ağa karısının büzülen dudaklarından gözlerini alamıyordu.Hızla kendi dudaklarını karısının dudaklarına örterek karısını yatağa yönlendirdi.Aylardır evli olmalarına rağmen hala karısını deli gibi arzuluyordu.En son duyulan sözler
"Uraz abimler gelicek ahh rezil olucaz"
diyen dilanın sözleriydi.Uraz ağa dudaklarını karısının boynundan kaldırarak
"Bizde işimizi hızlı yaparız güzelim"
diyerek genç kızın teninde kayboldu.Dilan her ne kadar kocasına şimdi olmaz diyerek isyan etsede yine kazanan uraz ağa olmuştu ve dilan halinden oldukça memnundu.
Ahu dilandan gelen telefonla üstünü giyinmeye başladı.Siyah göğüs dekolteli dizlerinin bir karış üstünde biten elbisesini giyindi.Aynada solgun yüzünü gören gençkız gözlerine sürmelerini çekerek saçlarını dalgalandırdı.
Arabasına atlayan Ahu Şadoğlu konağına arabayı sürmek üzre yola koyuldu.
Şadoğlu Konağı
Dilan ıslak saçlarını kuruturken içinden uraza saydırıyordu.Banyo kapısından bütün yakışıklılığı ile içeri giren uraz karısının söylene söylene üstünü giyinmesini zevkle izledi.Arkasını dönen Dilan çığlığıyla ellerini ağzına kapattı.
"Ayyyyy"
"Güzelim sen gelsene şöyle"
diyen uraz ellerini genç kızın beline atarken kendine döndürdü.
"Uraz ya yeter çok utanıyorum zaten herkes duydu sesimizi akşama kadar beklesen ne olurdu."
diyen dilanla kahkaha atan uraz karısının yanaklarına öpücük kondurarak
"Sen yeter ki iste güzelim akşamda yaparız"
diyerek göz kırptı.Kaşları çatılan dilan çalınan kapı sesiyle kocasının kollarından ayrıldı.
"Gir"
"Hanımım Ahu hanım ağam gelmiştir."
"Tamam geliyorum"
diyen Dilan kocasının homurdanmasına aldırmadan sırıtarak aşağı indi.
Ahu kendisine doğru gelen dilan ve berfine sımsıkı sarıldı.
"Hoşgeldin canım"
"Hoşbulduk "
diyen Ahu berfin ve dilanla koyu bir sohbete giriş yapmıştı.Çalan kapı sesiyle ayaklanan dilan
"Berfincim osmanı göstersene ahuya"
diyerek Kapıya yöneldi.
Ahu berfinle birlikte yukarı çıkarak bebeği sevmeye başladı.Çok tatlıydı gerçekten bebek.O sırada odaya giren Sultan hanım ve devranla şaşıran Ahu şaşkınlığını üstünden atarak hepsiyle selamlaştı.Kafasındaki tek soru işareti mirzanın gelip gelmediğiydi.
Sultan hanım ahuyu ve kucağındaki bebeği görmesiyle fazlaca mutlu olmuştu.Bilakis ahunun eline Bebek çok yakışmıştı.İnşallah dedi içinden bu kız gelini olurdu.
Ahu Sultan hanımın sevecen tavrıyla konuşmasını çok beğenmişti.Fakat konuşulanları bir türlü algılayamıyordu.Aklı mirzadaydı.Duydukları ağlama sesiyle ayaklanan dilanı durduran Ahu
"Ben bakayım istersen berfin namaz kılıyordu."
diyerek yürümeye başladı.Odaya geldiğinde ağlayan Osman'ı kucağına alıp sevmeye başladığı izlendiğinden bir haber.
Mirza ağa baran ağa ve devranlara otururken lavaboya gitmek için ayaklandı.Fakat ağlayan bebek sesiyle odaya yaklaşmaya başladı.Kapıda bebekle oynayan ahuyu gördüğünde yüzüne yayılan tebessümle genç kadını izlemeye başladı.Fakat kaşları hatırladıkları ve ahunun elbisesiyle tekrar çatıldı.Minik Bebek işini çok iyi biliyordu.Genç kızın göğüslerine kafasını koyup uyuklayan bebeğe bakan mirza yanındaki telsizi düşürmesiyle içinden bir küfür savurdu.
Ahu duyduğu sesle arkasını döndü.Gördüğü kişiyle donup kalan genç kız kucağında uyuyan bebeği yatırarak mirzaya ilerledi.
Mirza kendisine doğru gelen ahuya baş selamı verip ayrılacakken genç kızın konuşmaya başlamasıyla olduğu yerde durdu.
"M-Mirza konuşabilirmiyiz?"
"Bizim konuşacak neyimiz var ahu"
diyen adam sesinin ayarını kaçırdığını fark etmedi.Genç kız kaşlarını çatarak
"Bebeği uyandıracaksın"
dedi.Mirza genç kızın söyledikleriyle içinde bir yerlerde bir kıpırtı hissetti.Sanki burası onların evi ve orda uyuyanda onların çocukları olduğunu düşündü.Fakat bu uzun sürmedi.Ahu derin bir nefes alıp üzgün sesiyle
"Ben o arazinin senin için bu kadar değerli olduğunu bilmiyordum.Devran anlattı bana deden-"
diyen ahunun sözüyle mirza
"Sus"
diyerek arkasını döndü.Fakat elini kavrayan minicik parmaklarla vücudu bir anda geriye dönüp genç kızı duvara sıkıştırdı.Genç kız asi hallerinden taviz vermeyerek konuşmaya başladı.
"Sen beni susturamazsın insan gibi özür bile diletmiyorsun pişmanım anlıyormusun bu kadarını tahmin etmedim be-"
diyen ahunun sözünü mirzanın parmakları kesti.Genç adam kızın ağzını elleriyle kapatmıştı.Şokla gözleri büyüyen genç kız içinde patlayan baloncukları bir türlü yok edemiyordu.Alnını kızın alnına yaslayan adam burnunun ucuna gelen saçların kokusuyla mest olmuştu.
Ahu alnına yaslanan alınla donup kalırken dudaklarındaki parmak genç kızın belini bulmuştu.Bu adam ona napıyordu?bilmiyordu.Fakat artık bu adama karşı ne hissettiğinden emindi.
Mirza genç kızın sesini çıkarmaması ve gözlerini kapamasıyla tebessüm etti.Dudaklarını kızın alnına bastıran adam kendinden hiç beklenemeyecek bir şey yaptı.
"Dayanamıyorum lanet olsun dayanamıyorum sana kadın"
Bu sözler vuslattı.Bu sözler gelecekti.Bu sözler açılacak ve sarılacak yaralardı.Bu sözler aşktan korkan iki insanın cesaretiydi.Bu sözler onların kaderiydi.Hani herşeyin üst üste geldiği ve insanın pes etmeye karar verdiği o nokta varya işte insan o noktada asla pes etmemeli çünkü o nokta kaderimizin değişeceği noktadır.Tıpkı Mirza ve ahunun kaderini değiştireceği gibi...