Ahu arabasıyla girdiği konağa bakarak derin bir iç çekti.Konağın önü arabalardan görünmüyordu neredeyse.Herkes buradaydı yine geç kalmıştı.Hızla arabadan inen genç kız korumaların hayran dolu bakışlarına aldırmadan içeri girdi.Arkasından konağın açık kapısını kapatan kız burnuna dolan okyanus kokusuyla hızla arkasına döndü.Fakat buna döner dönmez pişman olmuştu.Mirza tüm yakışıklılığıyla karşısında duruyordu Aralarında bir adımlık mesafe vardı.
Mirza kapıdan giren genç kızla gerilen sinirlerinin gevşediğini hissetti.Ahu gözlüsü ona çok çok iyi geliyordu.Fakat üzerine giydiği elbisenin yırtmacı için aynı şeyi söyleyemeyecekti.Sinirleri gerilen adam elbisenin üstündeki düğmeleri görür görmez yavaşça Ahu gözlüsüne ilerledi.
Genç kız mirzanın kolunu kapıya yaslanmasıyla gerilirken gözleri genç adamın dudaklarında takılı kalmıştı.Titreyen sesiyle
"Na-napıyorsun mirza"
diyen genç kız birden bacağında hissettiği ellerle donup kaldı.Bedenine yayılan ateşle birlikte karşısındaki okyanusvari gözleri inceleyen kadın bir anda adamın eğilmesiyle kendine geldi.
Mirza genç kızın üstündeki elbisenin düğmelerini yere kadar ilikledikten sonra Ayağa kalktı.Kendisine bakan yeşil harelere yaklaşan genç adam sadece onun duyabileceği şekilde
"Benim olanları görmesinler güzelim"
diyerek uzaklaştı.Ahu duyduklarının şokuyla kendine gelirken sinirle genç adamın arkasından mırıldandı.
"Nerden senin oluyormuş ya"
Mardin Otel
Meryem Ömer'in evlenme teklifiyle donup kalırken duyduğu sesle Ömer'in ellerin kurtuldu.Karşısında gördüğü delici gözler Boran ağadan başkasına ait olamazdı.Kendisi doğru gelen adamla içini suçluluk duygusu doldurmaya başlamıştı.
Bora'n gördüğü manzarayla sinirden deliye dönmüş bir şekilde Meryem'in kolundan tutup kendisine çekti.Kadının gözlerin gördüğü korku adamın dudaklarının alayla kıvrılmasın sağlamıştı.
"Çek lan elini karımın üstünden "
diyerek tıslayan Ömer'le yeşilimsi gözlerini adama çevirdi.Ellerini Meryem'den çeken adam kafasını sağa sola oynatarak adama döndü.
"Sen kimsinde benim karıma dokunuyorsun lan şerefsiz!"
diyen Boran ağa karşısındaki adamın gözüne yumruğunu geçirdi.Gördüğü manzarayla ve suçluluk duygusuyla kendine gelen Meryem Boran ağayı durdurmak için önüne geçti.
Boran ağa ardı arkası kesilmeyen yumruklarını karşısındaki adama geçirirken kolunu tutmaya çalışan ellerle kendine geldi.
"B-Boran dur lütfen"
diyen Meryem'le ayağa kalkan boran ağa yerde kanlar içinde yatan adamın gözlerine bakarak
"Bundan böyle meryemin adını andığını duymayacağım lan it sen kimin karısına bakıyorsun şerefsiz!"
diyerek Meryem'in kollarından tutarak ilerlemeye başladı.
Meryem yaşadığı suçluluk duygusundan kafasını kaldırmadan Boran ağanın kendisini ilerletmesine izin verdi.
Arabaya gelen ikili yerlerini alırken meryem
"Boran konuşabilir miyiz?"
diyerek kocasına döndü.Boran ağa Meryem'in dediklerine aldırmadan arabayı son gaz sürmeye devam etti.Çok sinirliydi meleğine kendisinden başka bir adamın ona dokunduğunu düşündüğünde ölüyordu.Yanından gelen hıçkırık sesleriyle başını çevirdiğinde ağlayan kadınını görünce arabayı sağa çekip aşağı indi.
Meryem arabadan inen adamla daha çok ağlamaya başlamıştı.Boranın gördüğü manzara yüzünden suçluluk duygusu hissediyordu.Boran gelmeden önce kendisine evlenme teklifi eden ömere evli olduğundan bahsederken Ömer'in kollarını tutuşu geldi aklına.Evet Ömer'e karşı birşey hissetmiyordu belki fakat bu hissetmeyeceği anlamına gelmezdi.Boşanma davası açabileceğini söyleyen ömere hala boran ağaya çok aşık olduğunu söylememiş donup kalmıştı.
Düşünceleriyle boğuşan Meryem açılan araba kafasıyla dolu gözlerini kaldırıp Borana baktı.
"Y-yanlış anladın herşeyi öm-"
diyemeden sözünü kesen Boran ağa
"ALMAYACAKSIN O ŞEREFSİZİN ADINI AĞZINA KADIN BEN GAYET İYİ ANLADIM HERŞEYİ KİMİN KARISI OLDUĞUNU UNUTMAYACAKSIN O ADAM İÇİN AĞLAMA!!!"
Diye kükreyen boranla daha da ağlamakta başlayan meryem boranın herşeyi yanlış anlamasına daha da üzülmüştü.
Boran ağa karısının o şerefsiz herif için ağlamasına sinirlenmiş ona bağırdığı içinse kendine binbirtürlü küfürleri savuşturmuştu.
Bu olanlar yüzünden başlarına geleceklerden habersiz olan ikili yanlış anlamaların kurbanı olacaklarını asla tahmin edemeyeceklerdi.
Hancıoğlu Konağı
Aşiret ağalarıyla birlikte yapılan toplantı hala devam etmekteydi.Mirza ağalığın vermiş olduğu ağırlığıyla masadaki kargaşayı susturmuş ve sözü ele almıştı.
"AĞALAR SAKİN OLUN HELE"
diye kükreyen mirzayla hayallere dalmış olan Ahu biranda oturduğu sandalyeden zıpladı.Kendisine dönen bakışlarla utanan genç kız kendine bu yaptığını yakıştıramamıştı.
Mirza tarafındaysa olaylar bambaşka bir şekildeydi.Sesiyle irkilen Ahu gözlüsüsünü fark eden mirzanın tek dudağı hafifçe yukarı kalmıştı.Genç kıza yandan bir gülüş atan Mirza masaya döndü.
"Şirvanlar ve lerzanlar arasındaki kan davasını bilmeyen yoktur ağalar bu yüzden kaçanları onlardan önce bizim bulmamız gerekmektedir"
diyen mirzanın sözünü Süleyman ağanın sesi bölmüştür.
"Doğru diyesen Mirza ağa amma ve lakin töre ikisininde infazından yanadır.Bulduğumuz an infaz edilmelidirler."
Duydukları karşısında sinirleri gerilen Ahu hızla elini masaya indirerek ayağa kalktı.
"SEN NEDERSİN SÜLEYMAN AĞA SIRF İKİ GENÇ BİRBİRLERİNİ SEVDİKLERİ İÇİN ÖLDÜRÜLECEKLER Mİ BU NASIL TÖREDİR? KİME GÖRE NEYE GÖREDİR? İNFAZ FALAN OLMAYACAKTIR!!!"
diye bağıran kızla ağaların hepsi çok sinirlenmiştir.Bir kadının karşılarında kendi törelerini sorgulamaları kanlarını dokunmuştur.Bunu fark eden Mirza adaletinin gereği olarak genç kızı sertçe uyardı.
"Otur aşağı kadın sen kimsinde bu kadar ağaya saygısızlık edersin!"
diyerek gözletirini masanın ortasına dikti.Ahu gözlüsünü herkesin içinde rencide etmek istemezdi Mirza ağa fakat kendisi uyarmasa masadaki ağaların uyaracağını biliyordu.Kendisinden başka kimse Ahu gözlüsüyle böyle konuşamazdı.Müsade etmezdi ve etmedi.
Mirzanın tavrıyla gözleri dolan genç kız yerine oturmuş ve başı dik bir şekilde ağalara bakmıştı.
Mirza sözü ele alarak
"Karar yakaladıklarında verilecektir ağalar herkes adamlarını salsın şirvanlar ve lerzanlar arasındaki kan davası sadece onları değil tüm aşiretleri bitirir"
diyen mirzanın sözlerini herkes onaylarken Mirza Ahu gözlüsüne baktı.Çalan telefon sesiyle kendisine dönen bakışları fark eden Ahu kimseyi umursamadan telefonu açtı.
"Söyle özgür"
diyen genç kızla gerilen Mirza özgür denen çocuğu pataklama isteğini geçiremiyordu.
"2 miligram atropin ver geliyorum"
diyerek ayağa kalktı.Kimseyi umursamayan genç kız hızla kapıya yürüdü.
"Toplantı bitmedi daha Ahu hanım"
diyen mirzanın sesiyle arkasına bir bakış atan genç kız
"Benim için bitmiştir"
diyerek açtığı kapıdan çıktı.Duyduklarıyla kalbinde bir acı hisseden Mirza bu sözün neden kendisine bu kadar dokunduğunu anlamadı.
Ulusoy konağı
Geldiğinden beri odasından çıkmayan Meryem saate baktı.Saatin 22:10 olduğunu gören kadın Ahu'nun bugün nöbeti olduğunu hatırladığında oflayarak ayağa kalktı.Boranın yanlış anladığı şeyleri konuşmaları gerekiyordu.Fakat Meryem'in bunu yapacak ne cesareti vardı ne de gücü.Su almak için mutfağa inmeye hazırlanan meryem kapıyı açarak merdivenlere yöneldi.Karşısında gördüğü görüntüyle nutku tutulan kadın olduğu yerde donakaldı.
Üzerindeki kırmızı geceliğiyle heryeri meydanda olan rojda merdivenleri çıkıyordu.Üzerindeki 1 ton makyajla salınan kadın kendisine alaycı bakışlar atarak yanından geçti.Şaşkınlıkla rojdanın arkasından bakan meryem
"Nereye çıkıyorsun sen bu halde"
diyerek arkasından bağırdı.Fakat söylediklerinin hoşuna gitmeyeceğinden habersiz...
Kendine doğru dönen rojdanın söyledikleriyle merdivenden tutunma ihtiyacı hissederek duyduklarını sindirmeye çalışıyordu
"Ağam çağırdı bu gece hazırlanmamı söylemiş kadını olucakmışım."
Meryem yaşadığı hayal kırıklığıyla yukarı çıkan kadının arkasından üzülerek yere çöktü.
Bazen ne yaparsanız yapın tarih tekerrür eder yaşanacakların önüne geçemezsiniz.Çünkü insan naparsa yapsın kaderini yaşar.Ne kadar acı dolu olsa da...