8.Bölüm

1277 Words
"BIRAKKK"dedi. son gayretiyle genç kız.Mirza genç kızın kokusuna o kadar dalmıştı ki bırak deyişinde irkildi ama bırakmadı.Kızın bedenini daha sıkı sararak kulağına yaklaştı. "Bunu sen istedin." Mirzanın dedikleriyle korkusu iyice artan kız genç adamın ne yapacağını kestiremiyordu.Ama içinde bir taraflarda bu adamın ona asla kötü birşey yapmayacağını söyleyen bir taraf vardı. Genç adam "Sen istedin sana düşman olmamı sen istedin Ahu Ulusoy ayrıca senin gibi bir kadına dokunacak değilim midem kaldırmaz" diyerek kızı bıraktı.Arkasının dönüp yürüyen genç adam kalbindeki acıyı hissetmek istemiyordu.Artık asla bu acı olmamalıydı.Aralarındaki savaşı kendisi başlatmış olabilirdi ama yangına körükle giden ahuydu. Genç kız mirzanın kendisine sarf ettiği sözlerle ve gidişiyle dizlerinin üstüne çöktü.Gözlerinden akan yaşlarla Fırat'a döndü.Kalbindeki minik minik karıncalanmayla ellerini kalbine vurmaya başladı.Hüngür hüngür ağlayan genç kız Fırat'a döndü. "ACIMA KALBİM O ADAM İÇİN BÖYLE OLMA YALVARIRIM YAPMA ARTIK OLMAZ İSTESEMDE OLMAZ SEVECEK BAŞKASI MI YOK. ALLAHIM YARDIM ET" diye bağırarak fırata içindekileri döktü. İstanbul Meryem boş tavana bakarken aklındaki tek şey nasıl Mardin'e gidecekti hangi yüzle.Kızını alması lazımdı peki ya oğlu ya kocası ne diyecekti.Yıllar sonra Boranı görmeye dayanabilecekmiydi. Peki ya Boranın yanında yıllardı duran o kadını görmeye dayanabilecekmiydi.Belkide Boran o kadınla kendine yeni bir hayat kurmuştu.Kızının Mardin'e gittiğine hala inanamıyordu.Nasıl affetmişti babasını bilmiyordu tek bildiği artık kaçmayacaktı.Ömer bey iyi bir adamdı.Ona çok yardımı dokunmuştu. Hala daha dokunuyordu.Güler yüzlü yardım sever bir adama rastladığı için çok şanslıydı.Yanındaki haraketlilikle Ömer beyin sandalyeye oturduğunu gördü. "Bugün nasılsın meryem" "İyiyim Ömer bey sağolun" "Lütfen bana bey deme Ömer demen yeterli" "P-peki" "Doktorunla konuştum ayağa kalkıp yürüyüşlere başlasın dedi " diyerek tebessüm etti.Genç kadın gülümseyerek "Bu iyi bir haber sağolun yani sağol" "İyileştikten sonra Mardin'e gidecekmisin?" diyerek merak ettiği soruyu soran Ömer bey dikkatle Meryem'e bakıyordu.Genç kadının ağzından sadece "Bilmiyorum" sözleri döküldü. Ulusoy Konağı Rojin ahu konağa geldiğinden beri odasından dışarı adım atamıyordu.Bu işe bir hal çare bulması gerekti.Ama aklına hiçbirşey gelmiyordu.Rojda babaannenin bu sıralar kendisine soğuk davrandığını aklına gelince kaşlarını çattı "Bunak kadın ne olacak" diye mırıldandı.Rojin 6 yaşında görmüştü Boran ağayı.Görür görmez gönlünü vermişti.Hala ilk gün ki gibi hatırlıyordu.Köyün meydanından geçerken bütün gözler üstündeydi ağasının.Meryemle düğün yaptıkları gece gözüne uyku girmemişti.Sabaha kadar ağlamıştı.Anası babası neyin var diye sorsalarda ses etmemişti o gece. Meryemin kısır olması için Allah'a yalvarmıştı günlerce.Böylece boran ağa'ya kuma olarak gidebilecekti.Fakat o da olmadı.Meryem hemen hamile kalmıştı.Kıskançlığından kendini yiyordu günden güne.Bu seferde kız doğurması için yalvardı Allah'a büyücülere kadar gitti,türlü büyüler yaptırdı.Ama bu seferde talih ondan yana olmadı.Aslan gibi bir oğlu olmuştu Boran ağa ve meryemin.Yıllarca ölü gibi yaşadı.Komşuları,akrabaları ve tanıdıkları evde kaldığını yüzüne vurup duruyorlardı.Babası bakkalın biri ile evlendirmeye kalkınca nolursa olsun diyerek gelmişti konağa.Rojda babaanne sayesinde kurdukları planla kurtulmuştu meryemden ama yıllarca kadınsız kalmasına rağmen Bora'n ağaya yaklaşamamıştı.Hırsından kendisini yiyordu hala.Koynuna girmesi lazımdı boran ağanın yaşı geçiyordu.Eğer menopoza girerse bir çocuk veremezdi.Kendi kendine mırıldandı genç kadın "Ne olursa olsun bir gün başaracağım" Hancıoğlu Konağı Mirza konağa geldiğinden beri nefes alamıyordu.Allah kahretsin dedi içinden.Çalışma masasındaki bütün herşeyi deviren genç adam kapıdaki annesiyle nefes nefese koltuğuna oturdu. Sultan hanım eve sinirli sinirli gelen oğlunun bir derdi olduğunu anlamıştı.Bu yüzden çalışma odasında olan mirzaya bakmak için yukarıya çıktığında gördüğü görüntüyle şok yaşadı.Oğlunun ellerini tutan Sultan hanım "Ne oluyor oğlum sendeki bu haller nedir böyle" dedi sesindeki üzüntüyle "Birşey yok" diyerek dişlerinin arasından tıslayan mirza kendini odadan dışarı attı.Kendisinin düşünmeye ihtiyacı vardı. Ulusoy Konağı Eve gelen genç kız ağlamaktan şişmiş ve kızarmış gözlerle odasına çıktı.Kimsenin kendisini bu halde görmesini istemiyordu.Kendini yatağa bırakan genç kız aklına mirzanın söyledikleri gelince hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.Annesinin fotoğrafını eline alan genç kız kapıda kendini izleyen Rojda babaanneyi fark etmeden ağlayarak konuşmaya başladı. "N-niye bı-bıraktın beni anne ben şimdi kimin kucağında ağlıycam" diyerek hıçkırmaya devam etti.Fotoğrafı sımsıkı sarılan genç kız göğsüne bastırdı. Kapıda gördüğü görüntüyle donup kalan Rojda babaanne belki ilk defa içinde bir nebze olsun merhamet hissetti pişmanlık duydu.Ama son pişmanlık neye yarar değil mi? Annesini almıştı elinden genç kızın o kadını istemiyordu ama Ahu onun torunuydu.Ağlayacak bir omuza ihtiyacı vardı.Bu düşüncelerle girdi odaya. Ahu kapıdaki hareketle ağlamasını kesti.Yataktan doğruldu ve ummadığı o sesi duydu. "Neyin var senin de bakalım" diyen babannesiyle gözündeki yaşları sildi.Ağlamaktan boğuklaşan sesiyle "Seni ilgilendirmez çık çabuk burdan" diyerek karşısına dikildi.Yaşlı kadın torununun bu tavrıyla gülümsedi.Yavaş yavaş yatağa ilerledi ve oturdu. "Aynı anan gibisin dik başlısın" "ANNEMİN ADINI AĞZINA ALMAA!!!" diye bağıran genç kız gözyaşlarını tekrar akıtmaya başladı.İçindeki zehri daha fazla tutamayacağını anlayan genç kız titreyen dizleriyle babaannesinin önüne oturdu. "NİYE İSTEMEDİN Kİ ANNEMİ HA NİYE NE YAPTI SANA O ROJİN ANNEMDEN DAHA MI İYİ SANIYORSUN BENİM ANNEM KİMSEYİ ÜZMEZDİ.BİLİYORMUSUN BANA ASLA SENİN YA DA BABAMIN HAKKINDA KÖTÜ ŞEYLER SÖYLEMEDİ AKSİNE BEN NE KADAR ESKİ GÜNLERİ HATIRLAYIP SİZDEN NEFRET ETTİĞİMİ SÖYLESEM BANA KIZARDI.BENİ KORURDU.ŞİMDİ BENİ KİM KORUYCAK KİMİN OMZUNDA AĞLIYCAM BEN ANNEM Ö-ÖLDÜ BENİM" diyerek hıçkırıklara gömüldü.Rojda babaanne hıçkırıklara boğulan kıza sarıldı. "Ananı sevmezdim ama sen benim torunumsun ne kadar göstermesemde severim seni belki anan öldü ama babaannen var burda biraz geçmişi unut şimdilik neyin var de hele bana" diyen Rojda babaannenin dedikleriyle genç kız aklına gelen ilk şeyi söyleyiverdi. "Aşirette iki çocuk berdele kurban gidecek.Bende aşirete kafa tuttum.Ben konuşurum hallederiz berdel olmayacak dedim ama ba-başaramadım"dedi. Rojda hanım biraz düşündükten sonra "Ağlamayı kes bakalım herşeyin hal çaresi bulunur elbet." diyerek genç kızın yanaklarındaki yaşları eliyle sildi ve odadan çıktı. Rojda babaanne genç kızın söylediklerini düşünüp adamlarından birini yanına çağırdı.yanına gelen adam "Buyurun hanımım" "Beni iyi dinleyesin Rohan şu Davut'un ölen hayvanlarının parasını eline tutuştur berdelden vazgeçsin" "Emrin başım üstüne hanımım" diyen adamla odasına giden yaşlı kadın sessizce mırıldandı. "Madem kızın anasını öldürdün rojda o zaman torununa analık edeceksin" Ertesi Gün Genç kız hastanedeki işini bitirince aşiret toplantısına gitmek üzre arabasına atladı.Aslında hiç gitmek istemiyordu çünkü başaramamıştı ama kimseyi kendisine güldürmek istemiyordu.Dün ağlamaktan şişmiş gözlerine makyaj yapma gereği duymadan sürüyordu arabayı.Konağa gelen geç kız arabadan inince kapıdaki devranla buruk bir tebessüm etti. Arabasından inen ahuyu gören devran tebessümle arkadaşına bakarken bir anda surat ifadesi değişti.Kendine doğru gelen genç kızın ağladığı çok bariz belliydi.Genç kıza sarılan devran "Ne oldu sana prenses" dedi.Devranın sesindeki merak tınısını duyan Ahu "Hiçbirşey devran sa-sadece annemi Özlüyorum." diyen kızın dolu gözlerine baktı devran "Üzülme prenses ölüm Allah'ın emri eğer bir kardeşe ihtiyacın olursa ben hep burdayım"dedi. Olumlu anlamda kafasını sallayan ahu telaşla "Toplantı başladı mı?" "Evet prenses yukardalar koş bence" diyerek göz kırptı.Ahu Hızla yukarı çıkarken içerdeki seslerden tolantınun başladığını anladı.Kapıya vurmadan Hızla içeri giren genç kız kendisine şaşkınlıkla bakan gözlere aldırmadan yerine geçip oturdu.Yanında mırıldanan Süleyman ağanın "Tövbe yarabbi" sesiyle gözlerini önünden çekip etrafından baktı.Mirzayla göz göze gelen genç kız adamın yüzündeki tuhaf bakışla iğrenircesine gözlerini ondan çekti. Mirza karşısında oturan ahuyu süzerken büyük bir şaşkınlık ve üzüntü içersindeydi.Ağlamaktan gözleri kızaran genç kızın gözlerini öpmemek için kendiyle büyük bir savaş veriyordu.Bir çocuk kadar uysal görünen genç kıza şaşkınlıkla baktı demekki ahuda başararmamıştı.Alayla güldü.Söylemişti kendisine.Derin bir nefes alan mirza "Çağırın davut efendiyi ve çocukları" "Emrin olur ağam" İçeri giren dolu gözlü çocuklar ve savur efendi Mirza ağaya döndü. "Evet anladığım kadarıyla hala berdelde kararlısın sabit bu yüz-" "Ağam biz istemiyoruz berdeli konuştuk anlaştık çocuklarımız için vazgeçmişez Ahu hanımım aklımızı başımıza getirdi." diyen adamla şokla başını kaldıran Ahu biranda kendisine sarılan çocuklarla tebessüm etti.Mirza şaşkınlık içersinde adama bakarken sesizce mırıldandı. "Seni hafife almışım Ahu gözlüm" Mirza ağa artık herşeyden emindi.Kendisi Ahu Ulusoy'a tüm kalbiyle aşıktı.Tebessümle genç kıza baktı.Ahuyu kendisinden korumak istemişti ama yapamazdı.Artık hislerini içime gömüp o herkesin korktuğu adam olmayacaktı.En kısa zamanda konuşacaktı genç kızla.Ama nasıl konuşacaktı orası merak konusu idi.Genç kıza söylediği sözler hala kulaklarında çınlıyordu.Kendine lanetler yağdırdı içinden.Herşeyin yerine oturması için zamana ihtiyaç olduğu düşüncesi yerleşti aklına ve kalbine.Ama ne yazıkki karşısındaki Ahu gözlü kızdan 1 saniye ayrılmak istemiyordu.Odanın yavaş yavaş boşalmasıyla ahuya baktı. Ahu odanın boşalmasıyla kendine bakan mirzayı fark etti.Alayla dudaklarını kıvıran Ahu yerinden kalkıp Kapıya yönelicekken elinde hissettiği elle elektrik çarpmışa döndü.Hızla elini çeken genç kız mirzayla göz göze geldi.Duyduğu şeyle ağlasa mı?Gülse mi? bilemedi.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD