Bölüm 1

1357 Words
İki elimi cebime atmış şöminenin üstüne asılı olan tabloya dikkatle bakarken, arkamdan İrem’in öksürüp, hapşırdığını duyunca ondan tarafa döndüm. Eliyle havadaki tozu kendinden uzak tutmaya çalışırken pencereden içeri sızan güneşin altında mor saçları parlıyordu. Duygularına göre renklendirdiği saçları bugün mordu. Anlamını sorduğumda ise heyecan olduğunu söylemişti. Evet, onun heyecanının rengi mordu. Benim ise mektubu aldığımdan beri tek rengim vardı. Siyah. Onun için kendimi kaybetmemeye çalışıyordum ama biran önce faaliyete geçmek için de sabırsızlanıyordum. Ona baktığımı fark ettiğinde bana bakıp utangaçça gülümseyerek “evin temizlenmesi gerekiyor, bütün bu tozlar çok fazla” diyerek parmağını burnuna sürterken tekrar hapşırdığında gülerek ona yaklaştım. İnce beline sarılıp bedenini kendime çekerken “temizlik firmasıyla görüşürüm yarın biz dışarıdayken temizlerler” dedim. İnce kaşları havaya kalkarken “biz nerede olacağız” dediğinde eğilip dudaklarına öpücük kondururken “abimin mezarını ziyaret etmeliyim” dedim. “Doğru haklısın. Üzgünüm aşkım düşünemedim” diyerek hemen endişeyle konuşmaya başladığında ensesini rahatlatırcasına okşayıp “sorun değil, şimdi üst katlara da bir bakalım bu akşamlık odalardan birini temizlesek iyi olacak” dediğimde beni onaylarken birlikte yukarı çıktık. Abimin aldığı ev oldukça büyüktü. İrem ile benim evimizin nereden baksan beş katı büyüklüğündeydi. Zarfa yazdığı talimatların hepsini yerine getireceksem bu büyük eve ve zenginliğin getireceği diğerlerine alışmam gerekiyordu. En üst katın en büyük yatak odasını kendimiz için seçtiğimizde İrem odanın büyüklüğü ve lükslüğü karşısında kendini kaybetmişti. Küçük bir havuz büyüklüğündeki küvetini gördüğünde iki elini çırpıp zıplarken “ah burada banyo keyfi yapmak için sabırsızlanıyorum” dediğinde arkasından beline sarılıp dudaklarımı boynuna bastırırken “bende bebeğim, bu keyfi birlikte yaşamak oldukça zevkli olacak” dedim. Kollarımın arasında bana dönüp parmak uçlarında yükselirken “aslında, belki de şimdi denemeliyiz, malum uzun yoldan geldik yorgunluğumuzu atarız” diyerek dudaklarıma mırıldandığında arsızca gülümserken “neden olmasın” diyerek dudaklarımızın arasındaki mesafeyi kapatmıştım. Şuan aklımda olan tek şey biran önce araştırma yapmaktı ama bekleyebilirdi. Artık burada olduğuma göre yakında hepsini çözecektim. Çok geçmeden aklımdaki düşünceler kollarımdaki kadınıma yönelmiş, onun tüm bedenimi rahatlatan dudaklarının etkisine kapılmıştım. Ruhunu dışına yansıtan, her anını benimle paylaşan bu kadına aşıktım. Bu hayatta uğrunda canımı vereceğim iki kişi vardı. Biri abim diğer hayatımın aşkıydı. Ama artık sadece o kalmıştı. Abimi benden almışlardı ve ben onun intikamını fazlasıyla alacaktım. Bir saat sonra çarşafsız yatağın üstünde çırılçıplak uzanmış yatıyorduk. İrem parmaklarını göğsümde gezdirirken “ne düşünüyorsun” dediğinde aklımdakileri söylemekten çekinmedim. “Eğer, bazı şeyler yapmak zorunda kalırsam yine benimle olur musun?” İrem dirseklerinin üstünde doğrulup yüzünü bana çevirirken bakışlarımı mavi gözlerine diktiğimde gülümseyerek “ilk zamanlardaki gibi mi?” dedi. O zamanları hatırlayarak gülerken “bir nevi belki de daha fazlası” dediğimde çenesini çıplak göğsüme yaslayıp “korkmalı mıyım Ateş” diyerek mırıldanınca kollarımı etrafına sarıp onu kendime çektim. “Sana asla zarar vermem bebeğim ama abimin intikamını alacağım ve sonuna kadar durmayacağım.” “Abinin suçlu olmadığını nereden biliyorsun” dediğinde bedenim gerilirken, onun bunu söylememiş olmasını diledim. İçimde kabaran öfke yoğunluğu çoğalırken “bunu nasıl söylersin” dediğimde kollarımda çıkıp doğrularak yatakta oturup “buraya gelmeden önce söylediklerinle ilgili araştırma yaptım Ateş, abin çok kötü şeyler yapmış gibi görünüyor” dediğinde ona hayretle bakıyordum. Öfkeyle yataktan kalkıp banyonun orada çıkardığım pantolonuma sinirli adımlarla giderken “Ateş lütfen dinler misin?” dediğinde pantolonumu giyip düğmeleri iliklerken “daha ben herhangi bir şeyi araştırmamışken sen…” diyerek sustum. Göğsüm içime çektiğim şiddetli nefeslerle şişerken öfkem kabarıyor ona saldırmamak için ellerimi yumruk yapmış sıkıyordum. Koluma dokunan yumuşak elini hissettiğimde gözlerimi kapatıp dişlerimi sıktım. Vücudunu vücuduma yaslarken “aşkım sadece anlamaya çalışıyorum ve kötü bir şey yapmanı istemiyorum, eğer sen abinin suçsuzluğundan eminsen sonuna kadar yanındayım, beni yanlış anlama” dediğinde öfkem biraz yatışmıştı ama yeterli değildi. “Ateş lütfen bana bak” diyerek eliyle yüzüme dokunduğunda içimdeki öfkenin biraz daha söndüğünü hissederken gözlerimi açıp ona baktığımda “sana güveniyorum ve suçsuz yere kimseni canını yakmayacağını biliyorum, intikam almamız gerekiyorsa seninleyim” dedi. Onu kendime çekip kucağıma alırken bacaklarını belime dolayarak kollarını boynuma sardı. Gözlerinin içine bakarken “bir daha abimden şüphe ettiğini duymak istemiyorum, bu şekilde en ufak bir düşüncen varsa…” dediğimde elini dudaklarıma bastırırken “pişman olacağın bir söz etme” dedi. Mavi gözleri koyulaşırken “benden vazgeçmeye hazır mısın?” dediğinde onun olmadığı bir anı düşünmek bile içimi yakarken sessiz kalınca “bana bir daha aynı şeyi ima edersen geri dönüşü olmayan yola gireriz Ateş” dedi. Sessiz kalmaya devam ederken onu yatağa yatırıp dudaklarımı teninde gezdirmeye başladığımda devam etmeme izin verince durmadım. İki dakika önce giydiğim pantolonum tekrar çıkarken sinirle ima ettiğim şey yüzünden şimdiden pişmandım. Hayır, gitmek isterse bile onu hiçbir yere göndermezdim. Gerekirse bir odaya kilitler yine göndermezdim. Uzun zamandır kullanılmayan evin bodrumunda eski temizlik malzemeleri bulurken, yatak odasını bir parça kullanılabilir hale getirmiştik. İkimizin de bavullarını odaya çıkardıktan sonra yatağa uzanıp bilgisayarımı açarak İrem’in yapmış olduğu araştırmayı kendim yaptım. “Eren Yedikul” yazar yazmaz karşıma çıkan haberlerin haddi hesabı yoktu. Bir ay önce öldürülmüştü. Nefsi müdafaa olduğu söylenen yazıda cinayetin B.Y. adlı kız tarafından yapıldığı yazıyordu. Gerçek ismi yazmasa da ben kim olduğunu biliyordum. Hakkındaki tüm bilgileri abim bana mektubunda yazmıştı. Bütün haberleri tek tek okurken İrem’in neden abimi suçlu gördüğünü çok daha iyi anlamıştım. Kesinliği kanıtlanamamakla birlikte sayısız suçtan sorumlu tutuluyordu. Bunların çoğu cinayetti. Bunu yanında hackerlık vardı ki onun doğru olduğunu ben biliyordum. Abim tam bir dahiydi. Kendi ürettiği programla dünyadaki bütün hesaplardan İsveç’teki banka hesabına para aktarıp onları tekrar başka kişilere dağıtabiliyordu. Dağıttığı kişilerin biri bendim, bir diğeri ise Keş’ti. Ben, bana gönderilen paraları uygun yatırımlara yatırıp, daha karlı bir şekilde satarken parayı haklayıp onun kullandığı asıl hesaba geri gönderiyordum. İsveç’teki hesap sadece aracı görevini görüyordu. Bana gönderdiği mektubu açarken üçüncü defa okumaya başladığımda intikam hırsım tekrar alevlenmişti. Ateş, Sevgili Kardeşim… Bu mektubu aldığına göre ben artık hayatta değilim. Bunu kısa sürede gerçekleşecek nakit döngüsünün gelmediğinde belki kendin de anlayacaktın ama yine de ben sana yazmak istedim. Birkaç yıldır seni ziyarete gelemedim çünkü başımda ciddi bir bela vardı. Daha önce sana aşık olduğumu söylemiştim. Aşık oldum ve kaybettim kardeşim. Hem aşık olduğum kadını hem de doğacak çocuğumu. Ve bunun tek sorumlusu olan kadın dışarıda kendi hayatını yaşamaya devam ediyor. Benim yaşayamadığım mutluluğu o gözümün önünde sevgilisiyle birlikte yaşıyor. Dayanamıyorum kardeşim. Sevdiğim kadın karnında çocuğuyla acı bir şekilde öldüğünden beri intikam için çıldırıyorum. Ama belli ki yenilmişim. Onu çok hafife almış olmalıyım. Planlarım vardı. Ona hayatı zindan edecek acı içerisinde ölmesini sağlayacak planlar ama yeterli olmamış. Bu mektubu okuyor olmanı istemezdim. Sana bir söz vermiştim. Bir daha seni terk etmeyecektim. Sözümde duramadığım içi beni affet. O çılgın kıza aşık olduğunu biliyorum. Beni en iyi sen anlarsın. Ona bir şey olsaydı ne yapardın kardeşim. Abimin yaşadıklarını yaşamayı hayal etmek bile nefesimi keserken, yanımda uyuyan kadının saçlarını okşayarak “seni benden kimse alamaz” diye fısıldadım. Mektuba geri döndüğümde abim kızın adından ve diğer bilgilerinden bahsediyordu. Onları artık ezberlemiştim. En kısa sürede onu bulacaktım. İrem yanımda kıpırdanıp gözlerini araladığında “hala uyumadın mı ?”deyince iç çekerek “abimin mektubunu tekrar okumam gerekti” dedim. Açık olan bilgisayara ve elimdeki mektuba baktıktan sonra “anlıyorum” dediğinde mektubu ona uzatırken “hayır bebeğim, anlamıyorsun ama okursan anlayacaksın, Eren sandığın gibi biri değil. Burada yazanların hiçbirini yaptığına inanamıyorum ama ona yapılanların bedelini bu yazılanlar gibi ödetmeye hazırım” dedim. İrem bana ürkek gözlerle bakarken “gözlerin yine kararmaya başladı ve ben bundan nefret ediyorum, o karanlığı dağıtmak için yıllarımı harcamışken sen şimdi tekrar aynı karanlığa geri dönüyorsun” dediğinde “İrem” diyerek mektubu kucağına atıp “oku ve bana hak vermediğini söyle” diyerek yataktan kalktım. Okuması için ona fırsat verirken pencerelere doğru ilerleyip temiz havayı içime çekerek sakinleşmeye çalıştım. İntikam almak için kimsenin onayına ihtiyacım olmasa da onun beni anlamasını istiyordum. Çok geçmeden yanıma geldiğinde gözlerindeki yaşları görünce kalbim sızladı. “Bebeğim” dediğimde “gerçekten sevgilisini ve bebeğini kaybetmiş mi?” dediğinde onu başımla onaylayınca “ah üzgünüm Ateş” diyerek bana sarıldı. Kollarımı onun etrafına dolarken “şimdi beni daha iyi anlıyor musun?” dediğimde “evet aşkım” diyerek boynumdan öpüp “kesinlikle seninleyim” dedi. Vücudum anında rahatlarken ona daha sıkı sarılarak saçlarını öperek “seni seviyorum” dediğimde “bende seni seviyorum” diyerek cevap verdi. Onun yardımıyla abimin intikamını alacak ve tekrar eski hayatımıza geri dönecektik.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD