bc

SERT

book_age18+
1.1K
FOLLOW
6.7K
READ
dark
HE
mystery
city
enimies to lovers
poor to rich
assistant
like
intro-logo
Blurb

yetimhaneden çıktıktan sonra hayatta kalabilmek için birbirinden destek alarak yaşamaya çalışan iki genç kızın hikayesi.

chap-preview
Free preview
KAHRETSİN!
     Genç kadın direksiyonun başında oldukça gergin. Bir yandan çantasındaki cep telefonu ısrarla çalıyor. Ama umursamıyor. Çünkü arayanın kim olduğunu gayet iyi biliyor. Ona göre insanlar bir şeyi başlattıkları gibi bitirmeyi de bilmeli hem de şimdi olduğu gibi tadı kaçmadan. Arabanın içini sert bir rock melodisi dolduruyor. Genç kadın gözünü yoldan ayırmadan bu sert ritme uyum sağlıyor. Direksiyonu tutan elinin parmakları ritmik bir şekilde müziğe uygun hareket ediyor, arada bir başını sallıyor oyun oynarcasına. İçini kaplayan bu özgürlük duygusu paha biçilemez. Bir ara telefonun sustuğunu fark ediyor ve gülüyor kendi kendine, ardından da kendi kendine konuşmaya başlıyor: -''Sen kimsin oğlum! Biz senin gibi nelerini gördük! Allahın aveli! Bir de aklı sıra bana sahipleniyor. Yemişim senin paranı da mevkini de!'' Bu sözlerin ardından kadın, müziğin sesini biraz daha yükseltiyor. Canı müthiş şekilde sigara istiyor ama önce kendine rahatsızlık veren iç çamaşırını düzeltmeli. Hareket ettikçe minik dantel parçası sorun oluyor bacaklarının arasında. Hafifçe geriye atıyor kendini, gözü yine yolda. Hızlı bir hareketle kısa eteğinin altına bir elini sokup içine sıkışan iç çamaşırını normale getiriyor. Biraz daha devam ediyor yola, bu mutluluk anlarına bayılıyor ve oldukça enerjik hissediyor kendini, bakışlarıyla çevreyi kolaçan ediyor ve bir parça sakinleşen trafikte sağ elini yan koltuğundaki çantasına daldırıyor.  -''Bingo!'' diyor sevinçle çünkü elini attığı an sigara paketine ulaşıyor. Paketi göğsüne doğru yerleştirip tek eliyle bir tane alıyor ve dudaklarına yerleştiriyor, ardından paketi yan koltuğa fırlatıyor, araba çakmağını kullanıyor ve ilk derin nefesini çekiyor içine. Bir yandan da şarkının sözlerini mırıldanmaya çalışıyor: -''oooo baby ooo baby!'' Yaşamının en güzel günlerinden birinde ama, çamaşırının yine içine kaçtığını fark ediyor. -''Hay anasını satayım! Herife seksi görüneceğim diye giydim bunu ama hiç de günlük kullanıma uygun değil. Sanki kalçalarımın arasına durmadan tuzak kuruyor hay amk!'' diye söyleniyor genç kadın ve sigarasını yeniden dudaklarının arasına sıkıştırıp yine hafifçe geriye atıyor kendini ve yukarı çekiyor bedenini. Yine hızlı bir hareketle eli çamaşırı girdiği yerden çıkarıyor. Hareketlerinin kısıtlanmasına asla dayanamıyor. Bunu yapan bir çamaşır olsa bile. Birkaç uzun nefeste biten sigarasının izmaritini camdan dışarı fırlatıyor ve tam o hareketinde çamaşırı yine içine giriyor. -''Hay Allah kahretsin!'' diye bağırıyor ve bir elini eteğinin altına sokup küçük dantel parçasını hızla çekiyor. İncecik çamaşır elinde kalıyor. Genç kadın çamaşırı yan koltuğa bırakıyor sigara paketinin yanına ve ilerliyor. -''Ohh be böyle de güzelmiş hava ala ala! Efil efil aha ha ha!'' diye kendinle alay ediyor, bacaklarını aralıyor, açık camlardan giren rüzgarın bacaklarını bacak arasını yalamasına bayılıyor. -''İyiymiş ya, arada bunu yapmalı aha ha ha!'' Kaçtığı yoğunluktan sonra bir süre şehir dışında seyir haline devam ediyor ama biraz ileride şehrin ana caddeleri görünmeye başlıyor tekrar. O bunaltıcı kalabalığa girmeye hiç niyeti yok. Çok iyi bildiği ara yollardan birini tercih ediyor, hızını düşürüyor ve ilk dönemeçten sapıyor. Tam düşündüğü gibi tenha. Dar sokağın kıskacında ama güvenle ilerliyor. Boğazının kuruduğunu hissediyor, ortalık yanıyor! Yan koltuktaki ufak su şişesini alıyor, şişeyi sigara paketine yaptığı gibi göğsüne yerleştirip kapağını açıyor ve şişeyi dikiyor başına. Ana yola çıkmak üzere çünkü bu sokağın vadesi bu kadar. İşte tam o an hayal meyal görüyor kendine doğru dönen aracı ve ani bir refleksle frene basıyor. Karşıdaki araç ile kafa kafaya geliyorlar. İkisinde de hız düşük olduğu için durabiliyorlar yoksası olsa felaket. Kadın elindeki su şişesini yan tarafa fırlatıyor, vücudundaki titremenin ve ilk şok etkisinin geçmesini bekliyor. Bu sırada karşı araçtan bir erkek iniyor sinirli sinirli. Hemen kendi aracını gözden geçirmeye başlıyor, bir yandan da öfkeyle konuşuyor: -''Hay sana ehliyet verenin ben....'' Kadın onun sözünü bölüyor: -''Ne yaparsın ona?'' Erkek, kadının sesini duyunca irkiliyor ve ona bakıyor. Kadın aracın açık penceresinden başını dışarı uzatmış neredeyse erkeğe saldırmak için hazır pozisyonda.Erkek: -''Ne yapacağım canım? Ben sizin bayan olduğunuzu hiç akıl edemedim bir an, fark edemedim de.'' -''Eee ne olmuş kadınsam?! Araç kullanamaz mıyım?!'' diyen kadın o sırada bir dövüş horozu gibi kabarıyor, aracından iniyor hışımla. Erkek bir anda yerinde donup kalıyor. Bu kadar biçimli hatlara sahip, bu kadar güzel bir kadın beklemediği oldukça net. Bir an arabayı falan unutup hayran hayran bakıyor kadına. Kadın ise soğuk bakışlarıyla adeta erkeği dondurmaya kararlı.Kadın, dik duruşunu bozmuyor. -''Ne olmuş dedik, cevap versene!'' Erkek, en yumuşak ses tonuyla ve saygılı bir hal ile ona karşılık vermeye çalışıyor: -''Ne olacak ki! Lafın gelişi, işte öyle.'' diye lafları gevelerken gözlerini kadının uzun bacaklarından alamıyor. Kadın bunu görüyor ve ikinci bir çıkış yapıyor: -''Oğlum sen sapık mısın, o nasıl bakış öyle, hiç kadın görmedin mi?'' Erkek, duymuyor bu son sözleri. Karşısındaki genç kadının alımında kayboluyor adeta. Kadın bir seksen civarında olmalı.İri göğüsleri, ince beli, yuvarlak kalçaları ile erkek için aaacaip. Yavaş yavaş bakışlarını kadının yüzüne kaydırıyor adam. Upuzun saçlar omuzlarından aşağı asi bir ırmak gibi dökülüyor. Oval, ufak bir yüzün en değerli hazinesi olan iri, yeşil gözler çakmak çakmak. Yılankavi kaşlar, ufacık bir burun ve hafif etli dudaklar bu sanat eserini tamamlıyor. Kadın, erkeğin suskunluğu üzerine yeniden ona seslenmek zorunda kalıyor: -''Kardeş sen engelli misin yoksa başka bir rahatsızlığın mı var?'' Erkek, kendini toparlaması gerektiğini görüyor ve konuşmaya çalışıyor: -''Yok bir şeyim yok! Sadece şaşkınlık diyelim.'' -''Aslında giderin de var, yani ilk defa kadın görüyorsun diyemem çünkü epey heveslin olmuştur.'' Erkek, görücüye çıkmış bir genç kız mahçupluğunda hafifçe kırıtıyor: -''Aman efendim estağfirullah!'' -''Ne diyorsun sen be! Sanırım sıcak çarpmış seni,hala ebleh ebleh bakıyorsun. Araba diyorum araba! Hasar nasıl, ufak mı?'' -''Bakayım efendim!'' diyen erkekte kadın tanımlayamadığı bir tuhaflık seziyor. Böyle biraz çok nazik gibi, böyle biraz kız misali yetiştirilmiş gibi sanki. Oğlunu dizinin dibinden ayırmayan bir kadının oğlu olduğuna kesin gözüyle bakıyor kadın ama umursamıyor. Bir kolunu araca dayayan kadın, yiğit bir sesle devam ediyor konuşmaya: -''Ne var usta, durum vahim mi?'' Erkek, alışık olmadığı bu konuşmalara şaşkın bakışlarla karşılık verirken durumu kurtarma gayretinde: -''Sadece ufak tefek sıyrıklar var, o kadar!'' -''Oldu o zaman! Sorun yok, diyelim!'' -''Şeyyy isterseniz ben ufak sıyrıkların bedelini takdim edebilirim size.'' diyor ve kadından ne kadar etkilendiği ayan beyan ortaya çıkıyor. Kadın, daha arabadan indiği an bunu hissetse de belli etmiyor. -''Yok yiğidim ben hallederim ama iyi niyetin için sağ ol!''diyor kadın ve kendi aracının ön tarafını inceliyor, gerçekten çok dikkatle bakılırsa fark edilecek minik izleri görüyor. -''Sana yalancı demiyorum ama bir de kendi gözümle göreyim dedim. Malum dünya, kimseye güvenilmiyor.'' -''Bana güvenebilirsiniz efendim. Buyurun size kartımı vereyim!'' diyor erkek nezaketle. İşte o an kadın da erkeğe alıcı gözle bakmayı akıl ediyor. Bir doksan ya da üzeri, geniş omuzlu, hafiften yapılı. Oldukça muntazam yüz hatlarına sahip, ela gözleri hala bir parça çocuk gibi bakıyor sanki. Dalgalı kumral saçlarını usta bir elin kestiği o kadar belli ki! Üzerindeki takım elbisesi, kullandığı aracı ve özellikle üslubu iyi ve varlıklı bir aileden geldiğini bas bas bağırıyor kadına. Kadın içinde erkeğe karşı bir sempatinin bir anda var olduğunu duyumsuyor. Tatlı şey, diye geçiriyor içinden ama belli etmiyor bunu erkeğe. -''E ben gideyim artık!'' diyor kadın ve aracının kapısı açıyor ve çapkın rüzgar bir anda kısacık eteğini havalandırıyor. Kadın hemen eliyle eteklerini bastırıyor ama erkek gördüğü karşısında ikinci bir tutulma yaşıyor. Bu arada kadın az önce iç çamaşırını yırtıp çıkardığını hatırlıyor ve yüzü kırmızının en koyu tonuna bürünüyor. Elindeki erkeğin kartını yan koltuğa atıveriyor. Ama gidemiyor, erkek iri iri açılmış gözleri ile yerinde sabit, yüzünde tuhaf bir gülümseme. -''Ne oldu yine?'' diye soran kadın hızlı hareketiyle eteğini kapattığı için onun pek bir şey görmediğini sanıyor ama yanıldığını anlamakta gecikmiyor. Erkek, hala yuvarlak ve minik kalçaların sihrinde. Bu çok uzadı, diye düşünüyor kadın ve erkeği transtan çıkarmak için ona sesleniyor: -''Hoppp dünyaya gel! Bu kadar şaşırma, insan bazen çamaşır giymeyi unutabilir!'' -''Eh ehe he anlıyorum...'' gibisinden bir şeyler saçmalıyor erkek ama hala yerinden kıpırdamıyor. Kadın, aracı çalıştırıyor ve konuşuyor: -''E ben gideyim artık diyorum!'' -''Tabii efendim buyurun, yol sizin.'' -''Sen benimle dalga mı geçiyorsun?! Arabanı çeksene! Çek şu aracını da yoluma devam edeyim!'' -''Aaaa doğru ya, benim bir aracım vardı.'' diyor erkek ve direksiyonun başına geçene dek bir kaç kere çarpıyor aracının muhtelif yerlerine.Şaşkınlığın verdiği beceriksiz hareketlerle yoldan çekiliyor, hemen ardından aracından inip kadına bakıyor: -''Buyurun efendim, bu olaydan dolayı çok üzgünüm.'' diyor erkek ama hiç de üzgün görünmüyor, aksine kadınla karşılaştığı için neredeyse bu ufak kaza için dua edecek. Kadın sert bir hareketle kalkıyor yerinden, erkeğin yanında aniden duruyor ve içindeki yaramaz kıza uyup onunla biraz dalga geçmek istiyor: -''Şu an gördüklerin bir rüya, uyandığında hepsi geçecek aha ha ha!'' -''Adınız neydi?'' diye sormayı akıl edebiliyor erkek sonunda ama kadının bir andan hızla uzaklaştığını görüyor. Kadın, onun nadir bulunan saf insanlardan olduğunun farkında ama buna inanamıyor da. Bu devirde böylesinin kalması, hayret! Sonra aklına erkeğin eline tutuşturduğu kart geliyor. Eğilip alıyor yan koltuktan, kartın üzerindeki ismi okuyor: Buğra Akhan, .....şirketi...'' -''Bingo! Bunun hanım ve varlıklı evladı olduğunu anlamıştım! Kızım sen hislerinde yanılmazsın! Yanılmam da bir daha nerede göreceğim ki onu? Kocaman şehirde tekrar karşılaşır mıyız bilmem! Ya nasip, diyelim ve işimize bakalım.'' Kadın, şehrin yoğun trafiğine karışıyor bir anda ama nedense zihninde Buğra adı dolanıp duruyor.

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

ATEŞLİ SUCLU

read
7.1K
bc

Kader Çıkmazı

read
4.6K
bc

KUMANIN ÇİRKİN SAHİBİ +18

read
185.5K
bc

Tenimin Efendisi (+18) -Töre

read
298.0K
bc

AŞKIN KARANLIK YÜZÜ

read
3.4K
bc

DELİ MAVİ +18

read
23.5K
bc

ÂĞA'NIN BERDELİ ( TÖRE VE AŞK ARASINDA)

read
38.0K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook