YOK ARTIK!

1845 Words
Masal, hızlı başlayan bir günün öğleninde evine ulaşmayı başarıyor. İçeri girer girmez elindeki anahtarları ve çantasını kapının hemen sonrasındaki ayakkabılığın üzerine fırlatıyor. Oflayarak salona geçiyor. Ev arkadaşı Neri, bacaklarını uzatmış, kocaman bir bardak buzlu meyve suyunun tadını çıkarıyor. -''Bazen sana nasıl imreniyorum bilemezsin!'' diyor Neri'ye Masal. Neri, hemen heyecanla yerinden doğruluyor: -''Kız çabuk anlat! İlk gece nasıl geçti?'' -''Ne bileyim? Tuhaf tuhaf fanteziler içinde geçti dersek biraz durumu karşılar.'' -''İhtiyar seni beğenmiş olmalı yoksa seni erkenden paket yapardı. Turnayı gözünden vurdun kız!'' -''Neyi neresinden vurdum emin değilim ama beni o göndermedi, ben kendim sabah erkenden kaçar gibi çıktım oradan.'' -''Eline geçen nimetin değerini bil.'' -''Çok garip ya! Sanki bir mezar gibi, mezarından çıkmış bir ölüyle berabermişim gibi boğucu. En çok da benden istediği sözlerden rahatsız oluyorum. Daddy falan. Giymemi istedikleri de oldukça farklı. Acayip rahatsız hissettim kendimi ve bir an önce ayrılmak istedim oradan.'' Neri, gülüyor: -''Daha çok yenisin de ondan, alışırsın, aldırma! Açlıktan nefesinin koktuğu günleri unutma. Bir serserinin oyuncağı olacağına büyük bir adamın yanındasın artık. İnan bana senden hiçbir şeyi esirgemez, tanırım, cömert adamdır.'' -''Dur, dahası var! Ben aslında daha önce eve gelmiştim ama meğer gelememişim!'' -''O ne demek kız?'' -''Tam arabadan indim ki iki iri beni kolumdan tutup tekrar patronun yanına götürdü.'' -''Aaaaa!'' -''Neymiş efendim, ona görünmeden ayrılamazmışım! Saçma salak işler!'' -''Haydiiii! Adam bunu yaptıysa seni epey beğenmiş, harika! Bunu fırsata çevirmelisin!'' -''Kızdığım için söylendim, bir baktım adam hesabıma yüklü bir miktar transfer yapıyor.'' -''Yaa harikasın!'' -''Dün gecenin ödemesinden hariç bu miktar.'' -''İyi kız, adam sana destek oluyor işte.'' -''Destek oluyor da bazı anlar kendimi çok kötü hissettim yanında. Adam her yerimi yalıyor, antin kuntin laflar ediyor.'' -''Boş ver, takılma, paranı al, gerisi detay. Emin ol alışacaksın, en güzeli bir ilişkiyi tamamlayamamaları. Bunu düşün ve dişini sık. Benimki bana yeni bir araba alıyor şekerim. Değerlerini bilelim yoksa böyle lüks bir evde yaşamamızın ve rahat etmemizin imkanı yok!'' Masal, artık ona karşılık vermeden yerinde düşüncelere dalıyor, derin derin. Bu Neri'nin dikkatini çekiyor: -'' Seni tanırım, çocukluğumuz bile beraber geçti. Sanki bana söylemediğin bir şeyler daha var gibi.'' diyor ama Masal çok başka bir alemde. Bunun üzerine yüksek sesle duyurmaya alışıyor kendini Neri: -''Masaaaal! Sana diyorum!'' -''Ne, ne var?'' diyen masal derin bir uykudan sıyrılmış gibi. -''Diyorum ki bana anlatmadığın bir şeyler daha var sanki!'' Masal, gülüyor: -''Nasıl da biliyorsun beni! Evet bir şey daha var. Garip, sıkıcı ve devamı olmaz umarım.'' -''Ay beni çatlatacaksın meraktan, anlatsana!'' -''Bugün aslında erken ve hızlı başladı. Kendimi dar attım adamın yanından dışarı. O uyurken kaybolmak bana çok mantıklı geldi o an. Keyfim bile yerinde hissettim. Trafiğe karışmamak için bir ara saptım şu bizim kestirmeye. Tam tekrar caddeye çıkmak üzereyken pat diye karşıdan bir araçla kafa kafaya geldik. Neyse ki ikimiz de hız yapmıyorduk. Ufak tefek sıyrıklarla atlattık.'' -'Aman iyi iyi, ufacık bir şeyle atlatman iyi.'' -''Ama, ikimiz de durunca içinden genç bir adam indi. Oldukça yakışıklı, yapılı, uzun boylu. Aracı da lüks ha! Bizim bineceğimiz cinsten değil.'' -''Vay bee! Kız aşık mı oldun yoksa? Sakın ha!'' -''Yok be ne aşkı! Adam bana yamulmaya başladı, bir iki laf da edince gördüm ki avelin önde gideni!'' -''Aha ha ha! Nereden anladın avel olduğunu?'' -''Gözlerini benden alamıyor ve saf saf sırıtıp duruyor.'' -''Kız bu tam romantik komedi gibi olmuş, adam sana tutulmuş!'' -''Ne tutulması be! Herkes hevesini alana kadar bu dünyada! Eteğim havalandı rüzgardan bir ara adam öyle kaldı yerinde, daha önce hiç görmemiş gibi, değişik bir adam.'' -''Bacaklarını beğenmiştir ama genç diyorsun. Bizim hitap ettiğimiz yaş grubunun dışında, salla gitsin!'' -''Salladım ama yine karşıma çıktı.'' -''Seni takip mi etti acaba?'' -''Sanmıyorum. Ben gökdelenden çıkarken kapıda çarpıştık. Hala aynı saf halindeydi. Sanırım çamaşırsız halim onu felç etti aha ha ha!'' -''Çıplak mısın kız?'' -''Ya bana seksi diye verdiğin don çok rahatsız edici, durmadan araya giriyordu, ben de tutup yırttım.'' -''Yani sen sabahtan beri öyle!'' -''Evet öyle. O şaşkın da öyle görünce bir tuhaf oldu.'' -''Şimdi de yok değil mi?'' -''Evet, daha yeni geldim değil mi? Ama patron öyle görünce daha çok heyecanlandı. Anlayacağın sabahtan beri donsuz gezip herkesi mest ediyor gibi bir haldeyim.'' -''Aha ha ha! Bir şey daha soracağım. Adamın yanına tekrar gittiğinde bir şeyler oldu mu aranızda?'' -''Evet, o kıyafetlerden birini giymemi istedi. Şimdi bol para atınca hesabıma hayır da diyemedim, mecbur bir şeyler yaptım.'' -''Aferin sana, çabuk öğreniyorsun! Hah işte sen adamı memnun et, o da seni! Alma verme dengesi harikadır!'' -''Çıkarken de çok güldüm. Sanırım kapıda bekleyen iki iri inleyen sesimi duymuşlar, manalı manalı gülüyorlardı. Yazık, galiba patronun bir şeyler yapabildiğini sanıyorlar.'' -''Biz paramıza bakarız, gerisi bizi ilgilendirmez!'' diyor Neri ve tekrar uzatıyor bacaklarını koltuğa. -''Bir duş alayım. Sonra alışverişe çıkar mıyız?'' Neri, heyecanla tekrar doğruluyor yerinden: -''Ne demek! Bayılırım para harcamaya! Şöyle elbiseler, ayakkabılar, çantalar, makyaj malzemeleri! Yüklü mü kız sana verdiği?'' -''Günlerce alışveriş yapabiliriz!'' -''O derece diyorsun! Ay çok heyecanlandım haydi hemen hazırlanıp çıkalım bir an önce!'' -''Ama merkeze gitmeyelim, trafik berbat! Şu yakınımızdaki avmye gidelim, hem bir şeyler de yeriz.'' -''Bana uyar! Hem yeni yerler açılmış, hepsine bakarız!'' diye zıplayarak odasına geçiyor Neri ve üzerini değiştiriyor. Bir çırpıda hazırlanıp atıyorlar kendilerini alışveriş çılgınlığına. On beş, yirmi metre mesafedeki avm bile uzak kalıyor sabırsızlıklarında. Büyük camlı, dönen kapıdan ve güvenlik kontrolünden geçiyorlar önce ve ilk mağazadan başlıyorlar büyük bir hevesle. Burası gayet büyük bir kadın giyim mağazası. -''Kız şöyle açık ve seksi olanları tercih et!'' diye akıl veriyor Neri Masal'a. -''Haa o don gibi durmadan sıksın beni! Karışma bana, kafama göre seçeceğim!'' -''Sen bilirsin, iyilik de yaramıyor sana!'' diyen Neri Masal'ın tam aksi yönünde ilerlemeye başlıyor. Beğendikleri elbiseleri ayırıyorlar denemek için. Uzun bir çabanın ardından kabinlerin olduğu bölüme geçiyor iki genç kadın. Seçilenlerin içinden alacaklarını belirlemek de oldukça keyifli geliyor ikisine. Oradan çıkıp yandaki ayakkabı sarayına dalıyorlar adeta, ellerinden gelse hepsini alacaklar! Kadınsı ve seksi ince topukları öne alıyorlar. Burada da işleri bitince başka bit giyim mağazasına, oradan çantacıya, daha sonra makyaj malzemelerine, daha daha sonra yine ayakkabı mağazasına gire çıka yoruluyorlar. Masal: -''Ay yeter, ben çok acıktım! Az ara verelim,haydi en üst kata çıkalım!'' Neri, konuşmadan onu onayladığını gösteren bir baş hareketi yapıyor. Yürüyen merdivenlere gidiyorlar ellerindeki çanta yığınları ile. Neri, yukarı doğru çıkarken tebaasını selamlayan bir kraliçe edasında ve çok komik geliyor Masal'a. -''Çok komiksin ya! Ne o öyle kasım kasım kasılıyorsun!?'' -''Kızım az ezilmedik, biraz da biz çıkaralım para denen şeyin tadını!'' diyen Neri istifini bozmuyor bile. Yavaş yavaş en üst kata ulaşıyorlar. Beğendikleri bir mekanın masasına adeta yayılıyorlar ellerindeki poşetlerle. Masal, biraz sonradan görme hallerde olduklarının farkında ama arkadaşının keyfini bozmak istemiyor ve ona bir şey demiyor. Fakat öyle yorgun ki Neri'den bir ricada bulunuyor: -''Benimkini de sen alıp getirir misin? Ayaklarımın altı sızlıyor.'' -''Tabii şekerim! Ne istiyorsun?'' -''Hiç fark etmez, kendine na alıyorsan bana da aynısından!'' Neri, bir anda gözden kayboluyor, Masal yalnız kalıyor masada. Başını iki elleri arasına alıp dinlenmek istiyor birkaç dakika olsa da. Gözlerini kapatıyor genç kadın ve birbirine karışan yemek kokularının içinde öylece kalıyor. -''Bak şurası olabilir!'' diye bir cümle kulağına çalındığında kalbi güm güm atmaya başlıyor. Bu o, Buğra!'' Kendisini tanımaması için ellerini yüzünden çekmiyor Masal. Ama çok yakınında bir yere oturduğundan emin. -''İşte geldimmmm!'' diyen Neri elindeki iki tepsiyi masaya bırakıyor. Masal'ın yüzünü saklar duruşunu fark etmede geç kalmıyor. -''Ne oldu kız, neden yüzünü öyle kapatıyorsun saklar gibi?'' Masal, hafifçe parmaklarının arasından bakışlarını sağ tarafa kaydırıyor ve Buğra'yı görüyor. Neri'ye eğilip fısıldar gibi konuşuyor: -''Benim sağımda, senin sol yanında kalıyor. Çaktırmadan bak, sabah kaza yaptığım adam, şık kıyafetli, fark edersin kolayca.'' Neri, ardına yaslanıp rastgele çevrede gözlerini gezdirir gibi bir pozisyon alıyor ve Buğra'yı görüyor ama tepkisi çok gürültülü ve komik oluyor: -''Ayyyy kızz çok yakışıklı!'' diye bağırıyor ve Buğra yüzünü kendi masalarına çeviriyor. -''Allah kahretsin iyi ki belli etmedin ha, rezil olduk!'' diye azarlıyor Masal Neri'yi. -''Ne bileyim, heyecan yaptım sanırım!'' -''Ne heyecanı yaptın saf!'' diyen Masal, umarım beni görmemiştir diye içinden geçirirken Buğra dibinde beliriyor, yine o çocuksu gülümsemesi ile bakıyor önce ve konuşuyor: -''Bu ne hoş bir gün! Beni hatırladınız değil mi? Üçüncü karşılaşmamız bugün! Nasılsınız, iyi misiniz görüşmeyeli?'' Masal, sinirden ve sıkıntıdan kızaran yüzü ile ona bakmadan konuşuyor: -''Yok artık! Bu nedir böyle ya?! Karabasan gibi!'' -''Anlayamadım efendim.'' sözlerinde Buğra oldukça kibar. -''Hay efendiler götürsün seni!'' diyen Masal daha da gergin. -''Rahatsız ettiysem affınıza sığınırım.'' -''Tamam tamam haydi çekil de karnımı doyurayım!'' Neri, atılıyor söze: -''Aç ve yorgunken hep böyle sinirli olur.'' -''Yaaa!'' diyen Buğra halinden hoşnut. Yanlarından ayrılmaya da pek niyeti yok gibi, yüzünde aynı gülüşle bekliyor yerinde. Masal, dayanamıyor: -''Böyle dikilmeye devam mı edeceksin tepemizde?'' -''A yok! Sadece yemek için ne tavsiye edersiniz diyecektim, ben pek buralara gelmem de!'' Masal, ya sabır diyerek başını çeviriyor, Neri Buğra'ya yardımcı olmaya çalışıyor: -''Izgaraları tavsiye ederim, salataları da hiç fena değildir.'' -''Sağ olun efendim.'' diyen Buğra masasına dönebiliyor ama bakışları Masal'da. Neri, göz ucu ile genç adamı süzmeye devam ediyor. Birkaç dakikanın ardından Neri, Masal'a doğru eğilip alçak sesle konuşuyor: -''Kız bu aynen senin dediğin gibi. İnanamıyorum! Bal gibi sana tutulmuş bu, nasıl hayran hayran bakıyor sana bir görsen!'' -''Görmek istemiyorum!'' diyen Masal köftesinden kestiği büyük bir parçayı iştahla çiğniyor. -''Yazık kızz! Bu eski liseli öğrenciler gibi, bir şans versen mi acaba?'' Masal, ağzındaki lokmayı yutuyor ve duygusuz bir sesle ona karşılık veriyor: -''Ne yapmamı bekliyorsun? Gece patronun yanında, gündüz de Buğra'nın yanında mı olayım? Saçmalama. Fena değil, Allah sahibine bağışlasın! Davul bile dengi dengine!'' -''O da doğru ya! Ben bir an duygulara kapıldım yine. Kim bilir hangi varlıklı ailenin oğlu? Bizim gibileri istemez onlar!'' -''Doğru söze ne denir?! Boş ver onu sen, karnını doyur. Evde pek bir şey yok. Gerçi acıkırsak dışarıdan getirtiriz, artık paramız var nasıl olsa ama insan eski alışkanlıklarından kolay kurtulmuyor. Sanki hala paramız yok gibi geliyor bazen bana.'' -''Bende de oluyor bazen ama çabuk atlatıyorum aha ha ha!'' -''Eve dönerken mutfak alışverişi de yapalım istersen.'' diyen Masal Buğra'nın varlığını artık hiç önemsemiyor. -''Bu paket ve çantalarla olmaz. Bunları önce eve bırakalım ondan sonra yapalım.'' -''Uyar!'' diyen Masal iştahla tabağını tüketmeye devam ediyor. -''Kızzz seninki yerinde kalkıyor ama yanındaki adam hala masada.''diye yeniden yükseliyor Neri bir an. -''E ne var bunda? Şunları gözlemeyi bırak artık!'' -''Aaaaaaa! Geliyor, elinde kocaman bir çiçek demeti var! Kız sana almış olmalı!'' Masal, peçetesi ile ağzındaki yağları siliyor, eğer Neri'nin dediği çıkarsa Buğra'ya haddini bildirmek için hazırda beklemeye başlıyor. Gerçekten de Buğra heyecanlı adımlarıyla geliyor masaya yanlarına. -''Sabahki kaza için! Kendimi affettirmek istiyorum da!'' Masal, büyük bir öfkeyle ona dönse de sabitlendiği bakışlarda biraz duruluyor, kibar olmaya karar veriyor: -''Bak canım kardeşim kazadır, kaza herkesin başına gelebilir, amma büyüttün sende ha!'' -''Kardeşim?'' diye kekeleyen Buğra tutuk kalıyor yerinde. Masal, net tavrını ortaya koymakta kararlı: -''Kabayım, duygusuzum! Ben buyum! Değer görmedikçe, sevilmedikçe sertleştim. Artık kimse beni incitemez. Benden uzak dur ki canın yanmasın!'' Bu sözleri duyan Buğra, ağzı açık kalıveriyor genç kadının karşısında, tek laf edemiyor. Masal: -''Al usta sen bu çiçekleri, annene falan verirsin, çok da düşünme! Kaza işte, oldu, bitti, geçti!''diyor çiçeği Buğra'nın eline tutuşturuyor ve alışveriş poşetlerini alıp Neri'ye dönüyor: -''Haydi kalk sen de! Bu muhabbet fazla uzadı!'' diyor ve arkasını dönüp uzaklaşmaya başlıyor, Neri de peşinden ona yetişmeye çalışıyor. Neri, arada bir dönüp arkasına bakıyor, Buğra'nın bozulmuş ve dokunaklı haline içten içe üzülüyor elinde olmadan. Adamcağız elinde çiçek demeti ile ortada kalıyor ve hala aşkla bakıyor Masal'ın ardından.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD