11. Bölüm: Zarkos'un İletişimi

678 Words
​Atlantik Okyanusu Üzeri, İTB Kaçış Rotası (12 Saat Sonra) ​Kaptan Thorne ve hayatta kalan ekibi, yüksek hızlı arazi araçlarını terk etmiş, şimdi gizlice Atlantik'i geçmekte olan modifiye edilmiş, küçük bir İTB denizaltısında ilerliyorlardı. Su altı yolculuğu, Voran keşif dronlarının görüş menzilinden kaçmak için zorunluydu. ​Thorne, küçük denizaltının dar bölmesinde, bilinci kapalı Elara Vance'ın başucunda oturuyordu. Elara, Zemutlar'ın zihinsel saldırısının ardından hala kendine gelememişti. Thorne, Krono-Silis konteynerini güvenli bir şekilde yanına kilitlemişti. Mor ışıltı, karanlık denizaltı kabininde tek teselli kaynağıydı. ​"Çavuş Renzo, Londra'dan haber var mı?" diye sordu Thorne, sesi endişeliydi. ​Renzo, karasal iletişimin büyük ölçüde çöktüğünü gösteren parazitli bir uydu alıcısıyla mücadele ediyordu. "Kaptan, hava savunma sistemleri tamamen devre dışı bırakılmış. Voranlar, Londra üzerinde tam hava kontrolüne sahip. Şehirde yeraltı direnişine dair söylentiler var, ama teyit edemiyorum." ​Thorne, yüzünü buruşturdu. "Direniş güzel, ama etkisiz. Geleneksel silahlar onları durduramaz. Elara uyanmalı. O elementin, onların zırhını kalıcı olarak aşacak bir silah formu nasıl alacağını bilen tek kişi o." ​Tam o sırada, uydu alıcısından gelen statik ses, aniden kesildi ve yerini soğuk, metalik, yankılanan bir sese bıraktı. Bu ses, sadece denizaltının kabininde değil, muhtemelen tüm yeryüzündeki hayatta kalan iletişim kanallarından duyuluyordu. ​Yüksek Voran Kralı Zarkos konuşuyordu. ​Küresel Yayın (Londra, Kuşatma Merkezi) ​Zarkos'un görüntüsü, Londra'daki harap olmuş bir gökdelenin tepesinden yayınlanıyordu. Yanında, devasa, teknolojik bir Voran birliği duruyordu. Zarkos, insan zevklerine göre tasarlanmış metalik bir taç ve karmaşık, altın renkli zırh giymişti. ​“Yeryüzünün ilkel sakinleri,” diye başladı Zarkos'un sesi, kibir ve küçümseme doluydu. “Siz, enerjiyi israf eden, kaynakları tüketen ve sadece kaosa neden olan formlar. Biz, Voranlar, bu galaksiye düzen ve asalet getiren kadim ırkız. Sizin türünüz, bizim varoluşumuz için bir tehdittir.” ​Zarkos, konuşmasını keserek, arka planda yanan Londra silüetini işaret etti. “Elimizde Krono-Silis’in frekansını tersine çeviren bir silah var. Artık zırhlarımız, sizin o sefil mühimmatlarınıza karşı aşılmazdır. Karşınızda duracak gücünüz kalmadı.” ​Ardından, Zarkos en büyük ültimatomunu verdi: ​“Size 48 saat mühlet veriyoruz. Ya tüm siyasi ve askeri liderleriniz teslim olur, Voran egemenliğini kabul eder ve köleliğinizi ilan edersiniz; ya da biz, bu gezegeni sizin medeniyetinizden temizler, ve onu yeniden biçimlendiririz. Seçim sizin: Ya boyun eğin, ya da tamamen yok olun.” ​Yayın sona erdi. Dünya, sessizliğe gömüldü. Artık bu bir çatışma değil, Voranlar’ın zafer ilanıydı. ​Denizaltı Kabini ​Denizaltı kabininde, Thorne yumruğunu duvara vurdu. "Kölelik mi? Asla!" ​Renzo, çaresizlik içinde başını salladı. "Kaptan, tüm dünya bunu duydu. Muhtemelen birçok hükümet panikleyip teslim olmayı düşünecektir." ​Thorne, Elara'ya baktı. Elara'nın bilinci kapalı olsa da, Zemutların saldırısıyla gelen yorgunluk çizgileri yüzünde derinleşmişti. "Tek umudumuz bu değil, Renzo. Zarkos kibirli. O, insanları ilkel görüyor. Bu, onun en büyük zayıflığı olacak." ​Thorne, Elara'nın yanındaki Krono-Silis konteynerine yaklaştı. Zarkos, elementin sadece bir silah olduğunu sanıyordu. Ama Elara, Tapınak'ta Krono-Silis'in aynı zamanda bir dengeleyici olduğunu öğrenmişti. ​"Yüksek Voran Kralı Zarkos, tek bir şey hesap edemiyor," dedi Thorne, gözleri Krono-Silis'in mor ışıltısına odaklanarak. "O, sadece Voran tehdidini görüyor. Zemutlar'ın ise gölgede pusu kurduğunu unutuyor." ​Thorne, denizaltının kaptanına emir verdi: "Rotayı değiştirin. Londra çok tehlikeli. Güney İngiltere'de, yeraltında terk edilmiş bir NATO laboratuvarı biliyorum. Güvenli, izole edilmiş ve tam teçhizatlı. Elara orada iyileşebilir ve o elementi bir silaha dönüştürebilir. Sadece 48 saatimiz var." ​Thorne, Zarkos'un ültimatomunun yarattığı global paniği, sessizce saklanmak ve karşı saldırı silahını geliştirmek için kullanmayı planlıyordu. ​Stockholm, Gizli Bir Laboratuvar (Eş Zamanlı) ​Zarkos'un küresel yayınını izleyen başka biri daha vardı: Eski AetherCorp CEO'su Malcolm Brandt. Brandt, Zemutlar’ın zihin kontrolünden kurtulan İTB ekibinin yardımıyla gizli bir yerde saklanıyordu. Ancak Brandt, hala Krono-Silis’in gücüne saplantılıydı. ​Zarkos'un ültimatomu, Brandt'ı dehşete düşürmedi; tam tersi, ona ilham verdi. Zarkos, dünyayı yönetiyordu. Brandt'ın planı, şimdi Zarkos'a teslim olmak ve teknolojisini ondan çalmaktı. ​"Krono-Silis'i alacağım," diye hırladı Brandt, titreyen bir sesle. "Vance ve Thorne onu saklıyor. Eğer Voranlar onu benden önce bulursa..." ​Brandt, Zarkos'a bir mesaj göndermeye çalıştı. Ama farkında değildi ki, Zemutlar’ın sinsi sızmaları devam ediyordu. Zemut Kraliçesi Lyra, Zarkos’un kibrini kullanacağı gibi, Brandt’ın Krono-Silis saplantısını da insanlığın aleyhine çevirecekti. Brandt'ın attığı her adım, aslında Lyra’nın amacına hizmet ediyordu.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD