Saatlerdir kulağıma gelen ve hiç kesilmeyen odunun yanarken çıkardığı ses azalmaya başlayınca anladım sabah olduğunu. Gözlerimi açmaya korkmuyordum ama açmakta gelmiyordu içimden. Kerem ya uyanıksa ya ben gözlerimi açar açmaz onunla göz göze gelirsem düşüncesi beni utandırıyordu. Saatler öncesinde yaptığımız şeyden değil de bundan utanıyordum. Kendimi yavaş hareketlerle sol tarafıma çevirip yavaş yavaş açtım gözlerimi. Sabah olmuştu. Perdeler tamamen kapalı da olsa aradan sızan güneş ışıkları odayı az da olsa aydınlatıyordu. Arka tarafımdan gelen içli nefes sesi Kerem'in hala uyuduğuna işaretti. Bu defa sağ tarafıma döndüm ve bir eli başımın altında derin bir uykuda olan Kerem’e baktım. O kadar sakin nefes alıp veriyordu ki, nefes alışını izlemek bile hızla atan kalbimi sakinleştirmişti. O

