"Farah'a da selam söyle. Nerede kim bilir?" deyip güldü annem. "Tabi ki mutfakta." diye annem eşlik etti gülerek. "Hadi kendinize iyi bakın, çok öpüyorum. Farah’ı öp benim yerime!" Annemin neşeyle, laf sokucu sesini duymamla bırakmış olduğum işime yeniden döndüm. Kerem hafifçe gülüp, büyük ihtimalle başını salladı. "Bende seni öpüyorum anne. Babama selamlar. Farah’ı da öperim, merak etme…" Pastanın ilk katına kremasını sürüp diğer katı üzerine koydum. Etrafını, üstünü daha doğrusu açıkta boşluk kalmayacak şekilde her yerine kakao sürüp süslemeye geçtim. Kerem'de o sırada çalışma odasından çıkıp basamakları indi. "Salonun kenarındaki odunlardan alacağım. Terastaki şömineyi yakayım diyorum." dedi mutfağın önünde durarak. "Tamaaam!" diye seslendim. Normal bir zamanda asla bu kadar bağır

