Gece yapılan sinir bozucu tartışmanın ardından Narin, ilaçların etkisiyle uyumuş ve sabah anlam veremediği bir baş ağrısıyla uyanmıştı. Bir hekim olmasına karşın çok zaruri durumlar haricinde aneljeziklere başvurmazdı. Ağrıyı yenmenin farklı yolları da vardı. Ama hem kürek kemiğindeki hem de akciğerindeki hasar onu bu yola mecbur bırakmıştı. Şimdi de başı çatlarcasına ağrıyor, hatta görüş kabiliyetini bile kısıtlıyordu. Aldığı yoğun anestezi sonrası bu tür ağrılar bir müddet daha olacaktı, bunun bilincindeydi. Sert bir kahveye ihtiyacı vardı. Etrafa bakındı ve evinde olmadığını anlaması uzun sürmedi. Saatin kaç olduğunu kestiremedi. Penceresinden gördüğü gök yüzü akşam üstünü andıran bir karanlığa bürünmüştü. Şiddetli bir yağmur vardı. Tıpkı ablasının ölüm haberini aldığı günkü gibi. Kor

