Gök kubbeyi taşıyan melekler işlerini bırakmışçasına üzerime yıkıldı koca kainat. Serkan hastası Fatıma'nın kıyafetlerini çıkarıyordu. "Fatıma...! " Sesim dahi çıkamamıştı duyduğum korku ve endişeden. Ağır bedenime rağmen saliselerle ayaklandım. Fatıma'ya doğru koştum. Fatıma'nın zincirini aldığım gibi benden habersiz olan Serkan'ın boynuna geçirip kendimden beklemediğim bir güçle sırt üstü onu yere çaldım. Serkan sert ve gürültülü bir şekilde dengesizce üzerine düştüğü fayanslarda hareketsiz kalırken bütün bedenim zangır zangır titriyordu. İlk ne yapacağımı bilemez bir şekilde yerde yatan Serkan'a bakınırken ayağa kalksa ne yapacağımı bilmiyorum. Baygın olduğundan emin olduktan sonra Fatıma'ya döndüm korkuyla. Saçlarını açmış, feracesini, gömleğini çıkarmıştı o şeref yoksunu haysiye

