"O zaman?" diye sordu. "Açık açık mı konuşmamı istiyorsun?" başını salladı. "Sizi öyle görünce midem bulandı, dayanamadım." sinir bozucu olduğunu düşündüğüm bir biçimde gülümsedim. "Olmadı." dedi. "Sorunun bu olmadığını biliyorum." diyerek kolumu tutmaya çalıştığında geriye kaçtım. "Anlamıyorum seni Kağan." yumruklarımı sıktım. "Ne duymaya çalışıyorsun?" "Gerçekleri." net bit şekilde konuştu. "Siktir git." öfkeyle omzundan ittirdim ve boş yolda ilerlemeye başladım ama Kağan'ın kolumu tutmasıyla durmak zorunda kalmıştım. "Sana seninle geleceğim mi dedim? Ya da seni affettiğimi mi söyledim? Seni mi kandırdım? Neyin tavrını yapıyorsun?" diye sorduğunda gözlerimi sıkıca yumdum sakinleşmek adına ama sinirdem delirmek üzereydim. "Kağan sen ne yapıyorsun ya!" diyerek bağırdım boş sokakta.

