"İsimsizler."

1092 Words
"Bir şeyler içer misin?" diye sorduğunda etrafı incelemeyi bırakarak ona döndüm ve derin bir nefes aldım. Üzerimdeki montun fermuarını aşağıya doğru çekerek üzerimden çıkararak "Hayır, teşekkür ederim." dedim. Birkaç saniye yüzüme baktıktan sonra "İyi o halde." dedi ve yorgunluktan kapanan gözlerini ovuşturdu. Kabul etmeliydim, hoş görünüyordu. Küçük dudakları birbirinden ayrıldığında esnedi ve koridorda ilerlemeye başladı. "Nereye?" diye sesimi yükselttim. "Uyumaya." dedi. Sesi kısık geliyordu. Telaşla "Aaa." diye bağırdım. "Aslında benim canım sıcak çikolata istiyordu." dediğimde omzunun üstünden 'sen ciddi misin?' bakışı atarak "Mutfak orada." dedi. "Ama ben misafirim." dediğimde beni dinlemeden bir odaya girdi. "Ama sıcak çikolata..." diye mırıldanarak omuzlarımı düşürdüm ve koltuğa oturdum. Tırnağımın üzerindeki beyaz ojeyi soyarken "Her zamanki gibi mi?" yanımdan gelen sesle sıçradım. Koltuğun kenarına elini yaslamış Kağan'a baktım. Üzerini değiştirmişti. Siyah bir eşofman, üzerine de beyaz bir tişört giymişti. "Evet." dediğimde "Tamam." diye mırıldandı ve mutfağa girdi. Ben de onu takip ederek peşinden girdim. "Nadir değişmeyen şeylerden sanırım." diyerek kupayı çıkarıp tezgaha koyduğunda tişörtünün üzerinden bile belli olan sırt kaslarına baktım. "Anlamadım?" merakla mırıldandım. Kavanozdan üç kaşık, kupaya koydu ve sıcak suyu üzerine ekledi. "Bu güzel bir şey mi?" diyerek yanına gittiğimde tatlı kaşığını kenara koyarak cevapsız bıraktı. "Şimdi uyuyabilir miyim?" Daha fazla bahanem olmadığı için kolunu tutarak "Gitme." dedim ve kolunu sıktım. İlk önce elime, daha sonra yüzüme baktı. Gözleri kısılırken birkaç adımla önümde durdu. Tezgahla onun arasında sıkıştığımda diğer elimi de diğer koluna koyarak destek aldım. "Neden?" diye sordu. "Seninle konuşmayı özledim." diye itiraf ettim. Kağan bu dediğime güldü "Yalan söylemediğimi biliyorsun." dedim kendimden emin bir halde. Başını salladı. "Biliyorum." tekrardan güldü. "Zaten asıl güldüğüm şey de bu." Kaşlarımı çattım. "Nasıl yani?" "Eskiden şey derdin, hatırlıyor musun?" biraz daha yaklaştı. "Benimle konuşmak istemediğini, midenin bulandığını, yüzümü bile dahi görmeye tahammülün olmadığını derdin...hayat çok garip," biraz daha yaklaştı. Nefesim düzensizleştiğinde geri çekildi ve kupayı bana uzattı. "Çok garip Yaprak." diye devam ettiğinde zorlukla yutkundum. "Dediğin gibi eskide kaldı." dedim gözlerimi kaçırarak. Sıcak çikolatayı dudaklarıma götürürken "Dikkat et." dedi. "Sıcaktır." buzdolabını açarak bir şeyler eşeledi. "Al." elime üç yumurta sıkıştırınca gözlerimi kırpıştırdım. "Ne yapacağım ki?" diye sordum merakla. "Tavukların kıçına sokacak halin yok." dediğinde "Terbiyesiz." dedim ve cıkcıkladım. "Sana yemek yapmamı mı söylüyorsun?" "Halim yok," masaya oturdu. "Acıktım." "Tamam." diyerek yumurtaları tezgaha bıraktım ve dolapları kurcalamaya başladım. "Gerçekten yapacak mısın?" bulduğum şeyle parmak uçlarımda yükselince arkamda bedenini hissettim. Bir elini belime koyduğunda anlamamasını umarak yutkundum. "Bunu mu istiyordun?" "Hıhı." dediğimde güldü. "Hem neden yapmayacakmışım ki?" diye sordum arkamdan çekildiğinde. Rahat bir nefes almıştım en azından. "Bu kadar çabuk kabul edeceğini tahmin etmiyordum." gözlerimi devirdim. "Beni dışarıda kalmaktan kurtardığına göre?" tek kaşımı kaldırdığımda alt dudağını ıslatarak "Arkadaşının geleceğini sanıyordum." dedi. Hassiktir pot kırdık. "Gelecekti zaten." diyerek yumurtaları bir tabakta kırarak çırpmaya başladım. Bundan sonra ikimizde sessiz kaldığımızda ne o ne ben konuşmak için adım atmıştık. Yumurtaları pişirdikten sonra masaya koydum. Kağan da kahvaltılıkları çıkartarak çatalları koydu. Karşı karşıya geçtik ve yine sessizce yemeğimizi yedik. Daha sonra sakince mutfağı toparlayarak salona geçtik. Bir şeyler düşündüğünü biliyordum çünkü ben de düşünüyordum. Yıllar sonunda eskisi gibi bir masada oturmuş yemek yemiştik. O günleri özlediğimi hissettim ama bu yanlıştı. "Yumurtayı biraz daha pişirmeliydin bu arada." dediğinde kaşlarımı çatarak ona döndüm. "Az kalsın tavayı da yiyecektin!" diyerek çıkıştığımda çocuk gibi omuzlarını silkti. "Yemeseydim aç kalacaktım." "Kus o zaman." dediğimde koltuğa biraz daha yayıldı. "Aynı türk ailesindeki babalara döndün," onun duyabileceği şekilde homurdandım. "Karnını da ovalayacak mısın şimdi?" alayla devam ettiğimde eliyle 'gel gel' işareti yaptı. "Ne oldu?" diye sordum. "Gel bir." yanına giderek açtığı boşluğa oturdum. Durdu, durdu ve ne dedi biliyor musunuz? "Bir çay suyu koyar mısın?" "KAĞAN!" "Burası stüdyon mu?" diyerek salonda oturan Kağan'a bağırdım. "Biraz daha bağırırsan gelir..." devamını getirmeyince "Ee?" diyerek başımı çevirdim. "Yok bir şey." derin bir nefes aldı. "Evet, stüdyo." İçeriye girdim ve etrafımda bir tur döndüm. Adını bile bilmediğim müzik aletleri vardı. Elimi üstlerinde gezdirirken duvara montelenmiş tahtanın üzerindeki fotoğraflara baktım. Ayaz, Aras, Cenk ve Kağan. İsimsizler. Bu odanın içinde çekilmiş onca fotoğraflardan biriydi. Fotoğrafı incelerken bir anda kapının açılmasıyla yerimde sıçradım. Kağan nefes nefese içeri girdiğinde gözleri beni bulunca rahatladı. "Bir şey mi oldu?" diye sordum. Gerginlikle ensesindeki saçlarını çekiştirip "Hayır." dedi ve yanıma geldi. "Buraya başkasının girmesinden hoşlanmıyorum. Çık." dediğinde kaşlarımı çattım. "Beş dakika sonra mı aklına geldi?" Ellerini omuzlarıma koyarak sıktı ve "Evet." dedi. "Benden bir şey mi saklıyorsun sen?" ona dönmeye çalıştığımda bunu izin vermeden kapıya doğru ittirmeye başladı. "Senden ne saklayacağım?" Beş dakika içinde kapı dışarı edildiğimde şok içinde yüzüme çarpan kapıya bakıyordum. Saniyeler sonra Kağan'ın odadan çıkarak kilitlemesiyle dudaklarım şaşkınlıkla açıldı. "Saçmaladın iyice." dedim sinirden titreyen sesimle. Sesimi duyduğunda gözlerimin içine bakıp dudaklarını birkaç kez kıpırdattı ama geri kapandı. Sinirle salona girdim. Koltuğa oturdum ve yere bakmaya başladım. "Şöyle bakma." dediğinde "Görmek istemiyorsan başka yere bakabilirsin." dedim. Kağan çenemden tuttuğunda ben oturduğum için, o ise ayakta durduğundan başımı iyice yukarı kaldırdı. "Ama gözlerim hep sana bakıyor." dediğinde nefesimi tuttum. İçimde bir şeylerin kıpraştığını biliyordum. "Kızacaksan onlara kız," diye devam etti. "Benim hiçbir suçum yok." Ayağa kalktığım ve titreyen dudaklarımla "Kağan..." diye mırıldandım. "Yaprak." dedi tıpkı benim gibi. Çok şey söylemek istedim ama içimdeki şey sanki buna engel oluyordu. O da mı benim gibi hissediyordu? İkimiz de sessiz kaldık. "Benim uykum geldi." dediğimde başını salladı. "Benim de." dedi. * "Yuh!" "Yok artık!" "Ee?" "Öpüştünüz mü?" "Gebertirim!" Dün olanları kızlara anlattığımda tahmin ettiğimden bile fazla tepki vermişlerdi. "Ay sanki sen Ayaz ile öpüşmedin." dedi Sude yüzünü buruşturarak. "Benim durumum çok farklı." dedi Sedef. Sude ile benim bakışım ona döndüğünde "Çünkü artık o enişteniz." dedi. Sude ile aynı anda birbirimize baktık ve ellerimi çırparak kahkaha attık. "Ne kadar hayırlı bir kızım." dedim. "Yola benim için çıktık ama geldiğimiz duruma bakın..." ofladım. "Birinizin sevgilisi oldu, diğeriniz Aras ile flört ediyor. Benim de yüzüme kapılar kapanıyor işte." bu kadar şey arasında Sedef'in "Aras ile flört etmek mi?" diye çemkirmesiyle başımı salladım ve Sude'yi işaret ettim. "Valla söyleyecektim ya." dedi ve kıkır kıkır güldü. "Hem sen nereden anlıyorsun?" omzumu silktim. "Aldatılmakta üst seviye master yatığım için artık beden dili okumakta bir harikayım," düzelttim. "En azından bu konuda." "İyi bari." dedi Sude. "En azından bir işe yaramış." koluna vurdum. "Bir plan yapmalıyız." dedim ve kağıt kalemi önüme aldım. "Beni asla reddedemeyeceği bir plan." İkisi gözlerini kıstığında gözlerimi devirdim. "Yani beni affedebileceği bir plan." diye düzelttiğimde "Hıhı." dediler. Kalemi üzerlerine doğrulttum. "Vallahi paralarım sizi." ellerini havaya kaldırdılar. "Tamam bir şey demedik." dedi Sedef. "Ama ne yapacağız?" kendini geriye devirdi. "Bence öpü-" Sedef ile "SUDE!" diye bağırdığımızda Sude kulaklarını tuttu. "ize tavsiye verende kabahat zaten." diyerek homurdandı ve eline telefonunu aldı. Sedef'te eline telefonunu alınca inleyerek dişlerimi sıktım. Şimdi plan yapmak için onların flört işlerinin bitmesini bekleyecektim. Gerçekten harika.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD