Yaman'ın notu, malikanenin ağır havasında küçük bir çatlak oluşturmuştu. Hayal o günü odasında geçirdi, dışarı çıkmadı. Yaman'ın sözünü tutup tutmayacağını, o aileyi araştırıp araştırmadığını merak ediyordu. Bu, onun için bir testti. Eğer Yaman, onun sözüne inanıp bu adımı atarsa, belki aralarında ince bir güven ipliği oluşabilirdi. Akşamüstüne doğru, aşağıdan gelen yüksek sesler ve hızlı adımlar Hayal'i yerinden fırlattı. Merdivenlerden aşağı indiğinde, Yaman'ın ofisinin kapısının aralık olduğunu gördü. İçeriden, öfke dolu bir ses yükseliyordu. "Demek öylemiş, değil mi? Sadece Hayal'in dedikleri değil, senin kendi araştırman da aynı şeyi gösteriyor!" Hayal, sessizce kapıya yaklaştı. Yaman, telefonuyla konuşuyordu, yüzü öfkeden kıpkırmızı olmuştu. "Evet, Reşit Bey! Tam da dediğim gibi!

