"Gözaltı."

1403 Words

Sabah güneşi, perdelerin arasından sızıp doğrudan şişmiş göz kapaklarıma vurduğunda, uyanmak bir eylemden çok bir işkence gibi geldi. Gözlerimi araladığımda, tavanın o tanıdık beyazlığıyla karşılaştım. Bir an, sadece saliselik bir an için, her şeyin korkunç bir kabus olduğunu sandım. Burcu’nun o buz gibi sesi, Alperen’in bağırışları… Hepsi beynimin ürettiği hastalıklı bir senaryo olmalıydı. İnsan, çocukluğunu paylaştığı, dizleri kanadığında yarasını üfleyen insanlara karşı böyle bir komplo teorisi üretemezdi çünkü. Ama sonra yastığımın nemli olduğunu fark ettim. Ve göğsümün tam ortasında duran o ağır taşı. Gerçekti. Her kelimesi, her hecesi gerçekti. Yataktan kalkarken kemiklerim sızlıyordu. Sanki gece boyunca uyumamış, bir savaş meydanında dayak yemiştim. Odamın kapısını açtığımda,

Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD