TERAS

1048 Words
Ben korkuyla donakalırken o, kendinden emin bir ifadeyle yanıma oturmuştu. "Hala güvenliğinizi umursamadığımı düşünüyor musun?" "Cani olduğunu düşünüyorum," dediğimde alayla güldü. "Kimse kimsenin mekanında terör estiremez. Birisine bir şey olsa biz sorumlu olurduk. Kaldı ki kimsenin bana dayılanmasına da izin vermem." Ben sessiz kaldığımda bana sütlü kahve uzattı. Üzerindeki krema ve süslemesi harika görünüyordu. "İsimleriniz?" "Ben Mayıs," dedi hafif çekinerek. Kuzey kafasını sallayıp bana döndü. "Eva Yıldız," dediğimde sinir olduğum gülümsemesi yüzüne yerleşti. "Yıldız demek. Soyadın mı?" "Hayır ikinci adım Yıldız," dediğimde gökyüzündeki en parlak yıldızı işaret etti. "Şu yıldızı görüyor musun? Polaris." "Evet," dediğimde bana döndü. "Kuzey yıldızı." "Çoban yıldızı yani," dediğimde kafasını salladı. "Polaris ismi daha hoş." "Buraya bugün mü geldiniz?" dedi Sarp. Mayıs ve ben kafamızı salladık. "Evet Mayıs istifa etti ben de kovuldum. Biz de hak ettiğimiz o tatile çıktık." "Neden kovuldun?" dedi Kuzey merakla. "Tasarımımı beğenmedi, üç güne düzelteceğimi söyledim ama sen bir tatile çık dedi." "Sen de tatile geldin," dedi Kuzey gülerek. Ardından Mayıs'a döndü. "Sen neden istifanı verdin?" "Sorumlum Sergen Bey beni rahatsız etmeye başlamıştı. Dayanamadım artık," dediğinde Sarp kaşlarını çatmıştı. "İsterseniz burada bir şeyler ayarlarız." "Hayır, iş hayatında yeterince erkeklerin çıakrdığı sorunları çektik biz artık kendimiz bir şeyler yapmak istiyoruz," dediğimde Kuzey sertçe Sarp'a döndü. "Ben torpille kimseyi almam." "İsteyen de olmadı zaten," dedim gözlerimi devirerek. Bir günde nefret etmiştim bu adamdan, bir de patronum mu olacaktı sanki? Kuzey söylediğimi umursamamıştı. "Ne zaman dönüyorsunuz?" "İki haftaya kaçarız," dedim gülümseyerek. Kafasını salladı. "Artık tanışıyoruz, bu kartları göstererek istediğiniz zaman bu terasa girebilirsiniz." Kartı aldığımda kaşlarımı çattım. "Bunu neden yapıyorsun?" "Belki kuzey yıldızını izlemek istersiniz," dedi yaramaz sırıtışıyla. Kartı masaya attım. "Hiç istemem." Sarp gülerek Mayıs'a döndü. "Eva hep böyle dişli midir?" "Aslında hiç değil. Çok sempatik ve uysaldır demek ki Kuzey'i gerçekten de sevmemiş," dedi Mayıs. Haklıydı, ben kaba biri değildim. Kuzey ise sırıttı. "Sevdiririz." "Kuzey biz geldik!" Duyduğum tiz sesle yüzümü buruşturdum. Masamıza iki kız gelmişti. Kuzey ve Sarp kalkıp onlarla selamlaşırken biz de Mayıs ile birbirimize sorarcasına bakmıştık. "Hoş geldiniz, otursanıza." Sarışın kız en köşedeki boş sandalyeye otururken siyah saçlı olan masanın tam ortasına bir sandalye çekmişti. Hepimizle göz teması kuruyordu ve sürekli gülümsüyordu. "Gerçekten de sonunda gelebildiğim için çok mutluyum. Harika tasarımlar getirdim, onları çok büyüttüm. Biliyorsunuz ne zorluklar içinde çabaladım ben." Kuzey onun sırtını sıvazlarken buruk bir şekilde kıza baktım. Nedense kıza karşı içim ısınmıştı ve üzülmüştüm. Bir kuş gibi masum bakan gözlerini üzerimizde gezdirdi. "Merhaba ben Lila. Buraya tasarımcılık yapmaya geldim. Çok daha büyük işler yapmayı düşünüyorum ve şimdilik burayla başladım." "Ben Eva, tatil için geldik biz de Mayıs ile. Yarın havuz etkinliği varmış bizimle gelir misin?" dediğimde gülümsemesi genişledi. "Etkinliği ben yapıyorum." "Çok güzel. Biz şimdiden heyecanla bekliyoruz," dediğime Kuzey kulağıma doğru eğildi. "Benimle konuşan o dişli kız nereye gitti?" Ben de onun kulağına doğru eğildim. "Hala burada merak etme." Lila önce bize hemen sonra da muhabbete dalan Sarp ve Mayıs'a baktı ve seslendi. "Anılarım depreşti burada. Eski patronum bana o kadar kötü şeyler yaşattı ki aklıma geldikçe gözlerim doluyor." Sesi titrerken uzanıp elini tuttum. "Kıyamam ya seni en iyi ben anlarım, şerefsiz patronlar yüzünden ne haklar yeniyor, pırıl pırıl insanlar nasıl eziliyor biliyorum." "Bana eksik maaş da verdi, azarladı da. Hepsi de bana yürüdüğünde yüz vermediğim için oldu," dediğinde Mayıs'a üzüntüyle baktım. O da aynı şeyleri Sergen tarafından yaşamıştı. "Biz de aynı şeylerden şikayetçiyiz şimdi ise kendi işimizi kurup rahatlamak istiyoruz." "İş kurmak zor ama," dedi anında. Burukça gülümsedim. "Evet zor. Sen neler yapmayı düşünüyorsun peki? Belli mi olur beraber bir şeyler yaparız?" Tedirgin bir ifadeyle gözlerini büyütürken bilekliğindeki nazar boncuğuna dokundu. "Burada ne işler yapacaksınız?" "Bir fikrimiz yok," dediğimde sessiz kalıp Kuzey'e döndü. "Gerçekten de çok çalıştım ve heyecanla bekliyorum, senin ofise de geleceğim." Lila'nın tavırları sadece bana mı anormal geliyordu? Mayıs'a baktığımda onların umursamadan Sarp ile sohbete devam ettiklerini görmüştüm. Sarışın kız ise Kuzeyler'e katılmıştı. "Gerçekten çok güzel şeyler yaptı, kıskandım." Onların konuşmalarından sıkılarak manzarayı izleyip kahvemi yudumlamaya başladım. Manzaraya bakarken hiç kuzey yıldızını fark etmemiştim ama Kuzey sayesinde artık gözüm hep ona takılıyordu. Polaris'e... Mayıs ile kalkmak için kaş göz yaptıktan sonra masadan kalktık. "Her şey için teşekkürler, çok memnun olduk." Tek tek hepsiyle tokalaşırken Kuzey'in dudağının kenarı yukarıya kıvrılmıştı. "Görüşürüz Yıldız." Eva yerine Yıldız'ı tercih etmesine şaşırmıştım doğrusu. "Görüşürüz Kuzey." Mayıs ile asansöre bindiğimizde Mayıs gözlerini devirdi. "Ne kadar sıkıcıydı gelen kızlar." "Evet sanki Lila'nın fan buluşması gibiydi," dediğimde ikimiz de gülmüştük. "Çok tatlı kız aslında." "Hep kendisi hakkında konuşuyor, ilgi bağımlısı belli, ben hemen anlarım," dediğinde gözlerimi büyüterek ona baktım. "Abartma, gayet sempatik." "Yok yok ben gördüğüm gibi anlarım. Kız ilgi delisi, bencil bir manyak. Sempatik tavırları da insanları etkilemek için," dediğinde güldüm. "Kimsenin aklına gelmez, çok kötüsün." Odamıza geçtiğimiz gibi kendimizi yatağa atıp bayılmıştık. Mayıs çabucak uyurken ben ise düşüncelere dalmaktan uyuyamamıştım. Hayatımız bitmişti resmen, biz ne yapacaktık? Kovulduğumda içim rahattı çünkü Mayıs çalışıyordu. Ben iş bulana kadar sıkıntı yaşamazdım ona borçlu olurdum ama ikimizin de işi yoktu artık. Sıkıntıyla derin bir nefes alıp odadan çıktım ve yürüyüş yapmaya karar verdim. Yanıma defter kalem de almıştım. Bizi kurtaracak bir çözüm bulmalıydım. Küçük değil büyük düşünmeliydim. İlham almak için en iyi yer terastı çünkü özel misafirler yani iş insanları için orayı rezerve etmişlerdi. Terasta oturup bu insanları gözlemlemeli ve ne yapacağımı öğrenmeliydim. Terasa geçip eski masamıza geçtiğimde insanları izlemeye başladım. Bu saatte bile bilgisayar başında çalışıyorlardı. Defterime ilk notumu aldım. Biz uyurken onlar çalışıyorlar. İzlemeye devam ederken Lila'nın çapraz masamda bir adamla beraber oturduğunu görmüştüm. Pür dikkat onları dinlemeye çalıştım. "Evet böyle bir projem var. Amaçlarını zaten anlattım, siz de ortak olursanız harika bir ekip işi ortaya çıkarırız." "Tabi Lila Hanım, ben bayıldım. Yarın asistanımla detayları konuşun." Lila sevinçle masadan kalktığında göz göze gelmiştik. Yanımdan geçerken duraksadı. "Harika bir işbirliği yaptım da çok mutluyum." "Çok sevindim adına," dediğimde o, bir şey demeden gidince ikinci notumu aldım. İşbirliği. Etrafı gözlemlemeye devam ederken kendime kapı açmak için de bir proje düşünmeye başladım. Aklıma ilk gelen bağış konseri olmuştu. Derin bir nefes alıp şansımı denemek üzere bir masaya gittim. Bilgisayarla uğraşan adama selam verdim. "Merhaba ben Eva, çalışmanızı böldüğüm için özür diliyorum. Burada bir bağış konseri etkinliği düşünüyordum da sponsor olmayı düşünür müydünüz acaba?" dediğimde adam memnuniyetsizce gülümsedi. "Düşünmüyorum, teşekkürler." Mahcup bir ifadeyle kendi masama dönerken ileride Lila ile beraber oturan Kuzey ile göz göze gelmiştik. Hem ilk denememde başarısız olmuştum hem de onlara rezil olmuştum. Çünkü Lila'yı taklit ettiğimi fark etmişlerdi.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD