Gözyaşlarının Anlattıklarını Görmek

1313 Words
Zaman. Dünyadaki acımasızlığın en büyük kanıtlarından biri zamandı. 4 ay önceki halimi düşünüyordum. Aklımdan ayağa kalkamam, ben bir daha yaşayamam gibi şeyler geçiyordu. Ama zaman hepsini yok etmişti. Canım hala yansa da ayağa da kalkmıştım. Yaşayamam desem de tekrar yaşamaya başlamıştım. İçimdeki acıları ilerleyen zamanlarda tamamen yok edeceğine dair bir güç yoktu içimde. Ama his vardı. Güç zaten histen doğmaz mıydı ? Annemin peşinden bir o mağaza bir bu mağaza koştururken kuytuda bir kitapçı görmüştüm. " Anne ben şuradaki kitapçıya gidiyorum. " Deyip onaylar yanıt aldığımda oraya doğru adımladım. Çok da uzak olmayan kitapçıya yürürken ellerimi ceplerime sokmuştum. Hava çok soğuk değildi ama asla sıcak sayılmazdı. Kahverengi eski bir binaya kurulmuş kitapçının önüne geldiğimde yavaşça kapıyı itmiştim. İçerisi çok güzeldi. Ahşap duvarları saran kitaplıklar, her bir rafında kitaplar ve kitaplardan gözükmeyen binanın duvarları... Bana fantastik kitapların gotik kütüphanelerinden birindeymişim gibi hissettiriyordu. İçeride kimseyi göremeyince raflara yaklaştım ve elimi kitapların üzerinde gezdirdim. Tozlu değildi demek ki düzenli olarak temizleniyordu. Dikkatimi çeken bir kitabı elime aldım. " Onu okumuştum. Mükemmel bir kitap ama senin psikolojine şuan uygun değil Asel. " Arkamı döndüğümde Barlas Demirhan 'la göz göze gelmiştik. Bu kadar tesadüf benim için bile fazlaydı. " Siz. " Deyip ne diyeceğimi bilemeden sustuğumda o devam etmişti. " Sık geliyor musun buraya ? " Başımı olumsuz anlamda salladım. " Buralarda alışveriş yapıyorduk. İlk kez geldim. " Gülümsemişti. " Ben 5 yıldır buraya geliyorum.Çok sıcak bir ortamdır. Arka tarafı kütüphane olarak kullanılıyor. " Şaşkınlıkla gözlerimi büyüttüğümde o da benimle beraber gülümsemişti.Çok normaldi adamın ofisi buraya 5 dakika uzaklıktaydı. Kitaplıktan farklı bir kitap alıp elime tutuşturdu. " Bunu oku. Eminim seveceksin. " Elinden kitabı alıp inceledim. " Şey ben kasaya gideyim o zaman. " Eliyle ilerisini işaret edip kolunu uzattığında gösterdiği yere ilerlemiştim. Kasaya geçip aldığım 2 kitabı ödediğimde Barlas Demirhan kollarını birleştirip sütuna yaslanmıştı. Beni bekliyordu. Bildiğim kadarıyla kliniği 10 gibi açılıyordu ve muhtemelen ilk hastası bendim. O yüzden beklemesine pek şaşırmamıştım. Ödediğimde onun da bir kitap aldığını görmüştüm. İşi bittiğinde kitapçıdan çıkmıştık. Kapının dışında öylesine bekliyorduk. " İlk randevu senin. İstersen anneni arayalım direkt kliniğe geçsin. Biz şimdi geçebiliriz. " Başımı olumlu anlamda sallayıp telefonumu açmıştım. Anneme durumu anlatan bir mesaj attım. Konuşmakla uğraşmak istemiyordum. " Gidebiliz. " Dedim yanından yavaş adımlarla ilerlerken. Yan yana sessizce yürüyorduk. Seans sırasında neler demem gerektiğini aklımdan seçerken zorlanıyordum. Çok fazla detay vermek istemiyordum. Sadece artık rahatça uyuyabilmek istiyordum. Ofise geldiğimizde direkt odasına geçmiştik. Odanın kapısını kapatıp koltuğuna oturduğunda ben de masanın karşısındaki koltuğa oturmuştum. " Evet Asel. " Demişti uzata uzata. " Görüşmeyeli nasılsın ? Bir şeyler oldu mu ? " Görüşmeyeli 2 gün olmuştu. Ama bu iki günde bile kendimi iğrenç hissettirebilecek şeyler bulmayı başarabilmiştim. Bana görüşmeyeli bir şeyler oldu mu demesi değil de bu sürede neler olmadı ki diye sorması gerekiyordu. Gözlerimi kaçırdım. " Pek iyi değilim. " Deyip bakışlarımı tekrar ona çevirdim. Koltuğuna yaslanıp zaferle gülümsemişti. Sanırım yavaş yavaş yelkenleri suya indiriyor olmam bir hayli hoşuna gitmişti. " Bir şeyler anlatmaya karar verdin demek. " Masaya yani bana daha da yakınlaşıp devam etmişti. " Son nokta ne oldu? " Derin bir nefes verdim. Anlatırken zorlanacaktım ama başka bir seçeneğim de yoktu. " Kabuslarım kötüleşti. Bir gün içinde iki kez görmeye başladım. Uyumaya korkuyorum." Gözlerini kıstı. Kelimelerini seçmeye çalışıyor gibiydi. " Kötüleşti dediğine göre bunların farkındaydın." Sessiz kaldım. Sessiz kalmam ona yeterli bir cevap olmuştu. " İlk seansta da dediğim gibi Asel. Bana bir şey anlatmazsan sana yardımcı olamam. " Kendimi sıkıyordum. Çok detaya girmek bana zarar vermekten başka bir şey yapmazdı. " Ben. " Derin bir nefes aldım. Kelimelerimi birleştirmede çok zorlanıyordum. Sonunda zihnimde birkaç şeyi toplayıp konuştum. " Ben bir olaydan sonra her gün kabus görmeye başladım. " Devam edecekken sözümü kesmişti. " Asel. " Sert sert suratıma bakıyordu. Yavaş yavaş anlatmaya çalışıyordum işte. Benden ne istiyordu ? " Nasıl bir olay ? Anlatır mısın lütfen ? En azından neyle alakalı ? Birkaç ipucu dahi olsa vermen gerekiyor. " Kararsızlıkla onu süzdüm. İçimde tutmaktan o kadar yorulmuştum ki. " Rahat hissedeceksen gözlerini kapatarak anlatabilirsin. " Hızlıca gözlerimi kapattım. Belki de karşımda o yokmuş da kendi kendime konuşuyormuş gibi hissedebilirdim. Bir nevi evde bazen yaptığım gibi kendimle dertleşebilirdim. Dudağımı ısırdım. " Arkadaşlarım... Daha doğrusu eski arkadaşlarımdan biri hakkında. 4 ay önce kadar bir şey oldu. O gün başladı her şey. " " O gün peki neler hissettin ? " Sorusuna çok kolay bir şekilde yanıt vermiştim. Çünkü bir tek o zamanlar ne hissettiğimden emindim. Aşksa aşk, arkadaşlıksa arkadaşlık, acıysa acıydı. " Pişmanlık. Değmezmiş ya dediğim ilk andı o benim. Güvensizliği tattığım ilk andı. O duygular arasında o kadar sıkışmıştım ki kim olduğumu bile bilmiyordum. " Deyip sıkıntılı bir nefes verdim. " Şimdi biliyor musun peki ? " Hala gözlerim kapalıyken yavaşça başımı olumsuz anlamda sallamıştım. " Bilmiyorum. Aslında ben de hala çözemedim. Kimim ? Ne için yaşıyorum ? Sanki bunların cevabına ulaşsam benim için her şey bitecek gibi hissediyorum. " Demiştim aynı tonda. Başka da diyecek bir şeyim kalmamıştı. Gerisini anlatmaya şu anlık gücüm yoktu. O da yüz ifadelerimden bunu anlamış olmalıydı. " Gözlerini açabilirsin. " Dediğinde açıp koltukta doğrulmuştum. " Bazı durumlarda olması gerekenden de fazla yıpranırız. 17 yaşındasın daha ve bunlardan birini yaşamak zorunda kalmışsın. Ne yaşadığını tam olarak bilmiyorum ama anlattığın kadarıyla çözemeyeceğimiz bir problem değil Asel. " Yüzüne ufak bir gülümseme yerleştirmişti. " Kabuslarım o gün hakkında demiştim. Olayı bilip derinine inebilirsem emin ol onlara da çözüm bulabiliriz. " Başımı hızla olumsuz anlamda salladım. " Olmuyor. O kabuslar geçecek gibi değil. Bazen o kadar çok kabus olmaktan çıkıyor ki... Kim görürse görsün sahte bir gerçekliğe boyanıyor. " " Eski dosyalarının hepsini inceledim. " Demesiyle dudağımı ısırmıştım. Lütfen tahmin ettiğim kadar zeki olma Barlas Demirhan. " Her psikoloğun farklı tanılar koyması normal bir şey değil Asel. Ne yaptığını, daha doğrusu ne yapmaya çalıştığının farkındayım. Her psikoloğa farklı şeyler anlatarak oyalıyor, aileni vazgeçirmeye çalışarak kendini güvenceye aldığını sanıyorsun. " Diyerek devam etmişti. " Ama sana kötü bir haberim var. Çok yanılıyorsun. Ve bilmeden geri dönülemez hatalar yapmaya davetiye çıkarıyorsun. " Anlımı ovaladım. Bunu anlayacağını hiç düşünmemiştim. Gittiğim diğer psikologlar kendi işlerine bakıyorlardı. Eski hasta kayıt dosyalarımı hiç incelememişlerdi ki. Bunun da anlayacağını beklemediğimden hem şaşırmış hem de tedirgin olmuştum. " Size yalan söylemiyorum. " Dedim sakin bir ifadeyle. Ona yalan söylemeye içim el vermediği için geldiğim ilk seanstan beri hep dürüst davranıyordum. Kollarını birleştirdi. " Biliyorsun ki bunu ben şuan bilemem. " İsyanla konuştum. " Gerçekten ilk kez bir psikoloğuma doğruyu söylüyorum. Evet dedikleriniz doğru ama onlara kendimi duyurmaya çalışmıştım. Hepsinin tedavi anlayışı basmakalıp teselli sözleriydi. Bu durumda kime ne anlatabilirdim ki ? " Diyerek konuşmamı bitirdiğimde yutkundum. Bir süre suratımı incelemişti. Sonra kaşlarını çatmıştı tekrardan. Dediklerimin doğruluğunu ölçmeye çalışıyordu. Eline her zamanki kalemini alıp döndürmeye başladı. " Bana ne zaman kendini açacaksın peki Asel ? " Dediğinde çekingenlikle konuşmuştum. " Önce alışmaya çalışsam. " Dediğimde yine duraksamıştı. Ama dediklerimin hepsini kafasında tarttığında haklı olduğumu düşünmüş olacaktı ki başını olumlu anlamda sallamıştı. " En azından kabuslarına çözüm bulabilmem için birkaç şey bilmem gerek. " Diyerek bana her psikoloğun sorduğu rutin soruları sormuştu. Her birini dikkat ederek ve gerçek cevaplarımla cevaplamıştım. " Sana dediklerimi unutma. " Diyerek konuyu kapattığımda hafiflediğimi hissetmiştim. Az bir şey de olsa anlatmak iyi gelmişti. İçimi uzun zaman sonra ilk defa kendimden başka birine dökmüştüm ve sanırım bu hissi özlemiştim. " Düzenli olarak her hafta gelmen gerek. Ve bana söz vermeni istiyorum Asel. " Devam et dercesine kafamı sallamıştım. " Bana hızlıca alışmaya çalışıp en yakın zamanda her şeyi anlatacaksın. " Kararsızlığımı gözlerimden sezdiğinde devam etmişti. " Senin iyiliğin için bu gerekli. " Ben de bir süre duraksadıktan sonra ağzımdan sadece bir sözcük çıkmıştı. " Peki. " Deyip ayaklanırken o da ayaklanmıştı. Sanırım bugün içimi döktüğüm konular önüme daha çok çıkacaktı. Karşılarında güçlü ve dimdik durmak benim çabama bağlıydı. Ya dik durmayı başarıp herkesin karşısında eski halimle durup onları yok sayarak pişman edecektim ya da başaramayıp yıkılmış halimle onları mutlu edecektim. Ve ben kesinlikle ilk seçeneği gerçekleştirmek için elimden geleni yapacaktım.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD