Gizlenenler Kalbe Değer

1200 Words
Göz göze gelinen herkesle selamlaşmalar, sahte gülüşler, kayıp kimlikler... İş toplantılarının geneli benim için böyle şeylerden ibaretti. Bu yüzden pek sevmezdim. Babam daha doğrusu ailem dolayısıyla gitmek zorunda kaldığımda da çoğunlukla dinliyormuş gibi yapardım. Şuan da tam olarak o anlardan birindeydim. Babam yarım saattir iş hakkında bir ortağıyla konuşuyordu. Ben de yemeğimi yiyip dinliyormuş gibi yapıyordum. Aslında daha çok beynimde bir şeyleri çözüme ulaştırmaya çalışıyordum. " Sen bu konu hakkında ne düşünüyorsun Asel ? " Bana yöneltilen soruyla Salih Amca 'ya döndüm. Gülümsemeye çalışıp çatalımı masaya bıraktım. " Bence çok iyi olur. Hem böyle prestijli projeler şirketinin itibarını arttırır. Bu konuda babama katılıyorum. " Babamın gurur dolu bakışlarımı üzerimde hissederken ona sadece gülümsemekle yetinmiştim. Yanlışlıkla duyup öğrendiğim şeyler ara sıra işe yarıyordu. Babamın telefonu çaldığında müsaade isteyip kalkmıştı. Fırsattan istifade elime telefonumu aldım. Sosyal medya hesaplarımda gezinmeye başladım. Neredeyse 4 aydır fotoğrafı bırakın hikaye bile atmıyordum. Sınıf grubunda birkaç mesaja cevap verdikten sonra babam masaya gelip sandalyesinin arkasına attığı ceketi giymişti. " Kusura bakma Salih. Sıla acilen eve çağırıyor. Yarın şirkette devam ederiz. " Salih Amca ayağa kalkıp babamın elini sıkmıştı. " Kusuru mu olur Haluk ? Tabi ki yarın devam ederiz. " Dediğinde babam gülümsemişti. " Hadi kızım. " Ayağa kalkıp yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirdim. " Asel iyi bak kendine. " Başımı salladım. " Sen de Salih Amca. İyi akşamlar. " Deyip babamın beni ilerletmesine izin verdim. Bu ortamdan kurtulabildiğim için çok seviniyordum. Okulun yanına geri yürüyüp arabaya bindiğimizde kulaklığımı taktım. Bugün yeteri kadar insanla muhattap olmak zorunda kalmıştım. Yol bana olağandan da yavaş geçiyor gibi gelirken gözlerimi kapattım. Midem kasılıyordu ve bu son birkaç aydır sürekli olan bir şeydi. O yüzden alışmıştım hatta olmadığında garip hissediyordum. Eve geldiğimizde arabadan ilk ben inmiştim. Kapıyı çaldığımda yardımcımız Semra Teyze kapıyı açmıştı. " Hoş geldin kızım. Geç hemen üşüme. " " Hoşbuldum. " Diye mırıldanıp içeri girdim. Annem salonda dergi inceliyordu. Kapı sesini duyup kafasını kaldırmış olmalıydı. " Asel hoş geldin bebeğim. " Ona da aynı tonla cevap vermiştim. " Hoşbuldum anne. Ben yemek yedim. Odama ödev yapmaya gidiyorum. İyi geceler. " Başını sallamıştı. " Peki kızım bugünlük böyle olsun. İyi geceler. " Hızlı adımlarla odama çıkıp ardımdan kapıyı kapattım. Çantamı çalışma masamın kenarına bıraktıktan sonra üstümdeki hırkayı çıkarıp yatağıma attım. Pijama takımımı giydiğimde kendimi de yatağa bıraktım. Gözlerimi tavana dikerken derin bir nefes almıştım. Bugün de bitmişti. Kendimi biraz iyi hissettiğimde kalkıp çalışma masama geçmiştim. Edebiyat notlarımı çıkarırken elimden geldiğince kafamı derse vermeye çalışıyordum. Bir süre çalıştıktan sonra test çözmeye başlamıştım. Gözlerim ağrıdığında kitabı kapattım. Kısa bir uykuya sanırım ihtiyacım vardı. Yatağa gittiğimde bu kez yorganın altına girip gözlerimi kapatmıştım. Günlerin yorgunluğuyla hızlıca uykuya dalmıştım. " Hayır. Lütfen yapma. Hayır. " " Hayır. " Diye bağırılıp doğruldum. Hızlı hızlı nefes alıp veriyor, derin soluklar almaya çalışıyordum. Terden anlıma yapışmış saçlarımı geri itip ellerimi yüzüme kapattım. Uyuyamıyordum. O günden beri kabuslarla uyanıyordum. Elimi ağrıyan kalbime koydum. Sıkışıyordu. Her gün olduğu gibi bugün de sıkışıyordu. Zorlukla olsa da yavaşça ayağa kalktım. Tutuna tutuna banyoya ilerleyip yüzümü yıkadım. Kendime gelmeye çalışıyordum. Elimi mermere dayayıp aynadan solmuş yüzüme baktım. ' Neden ben ? ' Diye fısıldıyordum kendime. Olayları yaşarken seyrinin bu yönde ilerleyeceğini bilemezdim. Eğer bilseydim lanet ederdim o güne. O günü bir daha yaşamamak için her şeyini verebilirdim. Biraz da olsa iyi hissettiğim kanısına vardığımda yatağıma geri döndüm ve oturup sırtımı başlığa yasladım. Artık normalleşmesi gerekiyordu. Madem engelleyemiyordum o zaman alışmak zorundayım. Yoksa canım çok daha fazla yanacaktı. Bunun olmasını istemiyordum bu duruma katlanmak istemiyordum. Derin bir nefes aldım ve ardından telefonumu açtım. Saat gece 04.00 'a geliyordu. Olmuyordu. Ben ne yaparsam yapayım hayatım düzgün gitmiyordu. O an kalbimin ağrısıyla fark etmiştim. Herkes haklıydı. Annem, babam, arkadaşlarım... Bu olaylar canımı yakmaktan başka bir işe yaramıyordu. Tekrar uyumam gerekiyordu. Uyku bandını gözüme taktım. Birkaç kez yatakta döndüm. Her zamanki gibi şarkı mırılanıyordum. Benim için mükemmel bir kaçış anıydı. Kendimden, gerçeklerden ya da en önemlisi gizlediklerimden... Sıçradım. Yatakta nefes nefese sıçramıştım. Güneş gözümü kamaştırırken ben derin derin nefes almaya başladım. Bir gün içerisinde ilk defa iki kez kabus görüyordum. Ve buna katlanmak daha da zorlaşıyordu. Uykudan kaçmak istemiyordum. Bu saatten sonra uyuyamayacağımı fark edip aynanın karşısına geçerken göz altlarımda ellerimi gezdirdim. Bana ne olmuştu böyle ? Bu şekilde devam ederse güzelliğim geçip gidecek miydi ? Yüzümü yıkayıp kapatıcıyı yüzüme yaydığımda hafif bir makyaj da yapmıştım. Solgun gözükmek istemiyordum. Kapım çaldığında şaşkınlıkla saate baktım. 6'da kim gelebilirdi ki ? Kimse uyanık değildi. " Gel. " Dedikten sonra içeri babam girmişti. " Güzelim iyi misin ? " Başımı salladım. " İyiyim babacığım ? Bir şey mi oldu ? " Babam sıkıntılı bir nefes vermişti. " Gece su içmeye kalktığımda çığlıklarını duydum Asel. Az önce bir çığlık daha attığını duyup geldim. " Duraksamıştı. Yüzümü inceledi. " Ne zamandır oluyor bunlar ? Ne zamandır rahat uyuyamıyorsun ? " Diye devam ettiğinde başımı eğip ellerimle oynamaya başladım. Bu kadar kolay anlamasını beklemiyordum. " Uzun bir zamandır. " Diye mırıldanıp gözlerine baktım. Kaşlarını çatmıştı. Eliyle anlını ovalamıştı. " Bugün okula gitmiyorsun. Barlas 'a randevu alacağım. " Durup tekrar devam etmişti. " İtiraz istemiyorum Asel. " Demişti sert bir tonda. Başımı onaylar anlamda salladım. " Tamam. " Demiştim. Ben de sıkılmıştım artık. Sanırım detaya girmeden bir şeyler söyleyebilirdim. En azından kabuslarımla ilgili belki bana yardımcı olabilirdi. Babam saçıma bir öpücük kondurmuştu. " Üstünü giyin güzelim. Annen birazdan uyanır. Semra Hanım 'a kahvaltıyı hazırlamasını söylemiştim. Ben de Barlas 'ı arayacağım. " Gülümsemeye çalışıp başımı tekrar salladığımda odada çıkıp kapımı kapatmıştı. Sandalyeye yaslanıp sıkıntıyla iç geçirdim. Bu kadar çabuk olayların ilerlemesi ben, hem rahatsız ediyor hem de ürkütüyordu. Ama aynı zamanda belki dedirtiyordu. Belki kelimesi bana her zaman umudu hatırlatmıştı. Dolabımın karşısına geçip siyah bir jean, siyah bir kazak, siyah bir hırka giydim. Simsiyah olmak bana rahat hissettiriyordu. Saçımı tarayıp telefonumu elime alarak odamdan çıkmıştım. " Günaydın anne. " Diye seslenmiştim yemek masasında oturup bana bakan anneme. " Günaydın birtanem. Hadi kahvaltını yap. Dışarıda işlerimiz var. 11 gibi de Barlas 'a randevuya gideceğiz. " Diyen anneme geçiştirmek için başımı sallayıp sandalyeye oturdum. Yavaşça kahvaltımı yaparken babam neşemi yerine getirmek için iş yerinde olan komik olayları anlatıyordu. Onun da canını sıkmamak için dinleyip yer yer tepkiler veriyordum. Ama zihnimde dönen olay bambaşkaydı. Dün geceki kabus o kadar gerçekçiydi ki. Bir an için o anları tekrar yaşamış gibi hissetmiştim. Etkilenmekse sonuna kadar etkileniyordum. Kahvaltı bu şekilde geçerken annem çantasını almak için yukarıya babam da şirkete gitmek için dışarıya çıkmıştı. Telefonum çaldığında cevaplamıştım. " Efendim Melisa. " " Alo tatlım gelecek misin ? " Yanaklarımı şişirdim. " Bugün önemli bir işim var. Gelemiyorum. Yarın konuşsak ya da akşam da olur. " " Sen nasıl istersen canım. Görüşürüz. Dikkat et. " " Sen de. " Dediğimde kapatmıştım. Kısa bir telefon konuşması bile beni sıkmaya yetmişti. Arkadaşlarımın bu halimi anlayıp üzerime gelmemesi benim için büyük bir şans sayılırdı. Annem merdivenlerden aşağı inerken yüzünde her zamanki ışıldayan gülümsemesi vardı. Sıla Sargın benim her zaman güzellik idolüm olacaktı. " Hadi tatlım arabaya geçelim. " Dediğinde derin bir nefes aldım. Gün uzundu ve ben an itibariyle ilk saniyesine adım atmıştım bile. Beni en çok geren detaysa günün planlarının içinde yer alan Barlas Demirhan 'dı. Neler olacağını veya seansta neler anlatmam gerektiğini bilmiyordum. Sadece ben anlatmasam da yaşadıklarıma bir çözüm bulmasını istiyordum. Bunun imkansız olduğunu bildiğim için gerilen bedenimle ilerlemeye devam etmiştim.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD