bc

KANLI DÜĞÜN [+21]

book_age18+
433
FOLLOW
8.4K
READ
revenge
dark
HE
opposites attract
friends to lovers
playboy
badboy
gangster
heir/heiress
drama
tragedy
bxg
campus
city
enimies to lovers
musclebear
like
intro-logo
Blurb

🔞 CİNSEL İÇERİKLİDİR… ❗️ SAHNELER DETAYLI ANLATILACAKTIR. ❗️

“Giymek zorunda bırakıldığım gecelik balayım için hazırladığım bavulumdaki geceliklerime benziyordu. Fakat bu daha pahalı ve büyük ihtimal ipek olanındandı…

Kırmızı tülün altından görünen bedenim korkudan titrerken açık kapıdan giren ay ışığı odayı aydınlatıyordu.

Daha bi kaç gün önce kocam olmasına ramak kala sevdiğim adamın gözlerimin önünde öldürülüşüne şahit olmuştum. Şimdi ise hiç tanımadığım bi adam için hediye paketi gibi süslenmiş bekliyordum. Ardı sıra düşen göz yaşlarımı sildim. Beni mecbur bıraktıkları her ana lanet ederek…”

Hiç bir şeyin göründüğü gibi olmadığı bol tutku, entrika ve aşkın doruklara çıktığı müthiş kurgu için geri sayım başladı…

chap-preview
Free preview
SONSUZ MUTLULUK
AYLİN “Ahh koluum!” Gözlerimi açtığımda, üzerime atlayan Ece’nin yarısı hâlâ vücudumun üzerindeydi. Böyle saçma sapan hareketleri yapmaya bayılırdı zaten. “Haydi kızım kalk, ne uykusu bu? Gelinsin sen, gelin!” Gözüm duvardaki kuğulu saate kaydı. Öğlenin üçüydü. Aklıma bir anda yıldırım gibi çakılan gerçekle yataktan fırlamaya çalıştım. Üzerimdeki Eceyi iterken panikle homurdandım: “Kalk, kalk, kalk! Bugün nikâhım var benim!” Ece gözlerini devirerek, “Evet kızım, onu diyoruz ya! Camış gibi yatıyorsun hâlâ,” diye karşılık verdi. Dün gece sabaha kadar kız kıza sohbet etmiş, son bekar günümüzün tadını çıkarmıştık. Artık her sabah sevdiğim adamın kollarında uyanacağım; düşüncesi bile içimi kıpır kıpır yapıyordu. “Geç kalacağız!” diye söylenerek kendimi banyoya attım. Duşun altında, kuaföre gitmemiz gereken saati kafamdan hesaplamaya çalışıyordum. Nikâh, gün batımına doğru, yedi buçuk - sekiz gibi olacaktı. Duştan hızla çıktım. Islak saçlarımla Eceyi da peşimden sürükleyerek kuaföre koşturduk. Saatler süren saç, makyaj ve giyinmenin ardından aynanın karşısında nihayet hazırdık. Karşımızdaki yansımamız, her şeye değmişti. Benim saçlarım sade bir topuzla toplanmıştı; kumral tonlarıma yumuşak ama asil bir hava katıyordu. Gelinliğim… tek omuzdan saten kumaştı. Dizlerimle bileklerimin arasında hoş bir yerde bitiyor, belimden sonra hafifçe prenses modeline açılıyordu. Abartısız ama zarifti. Belime kadar inen gelinliğin duvar kısmında incecik papatyalar işlenmişti. Gerçekten, tam anlamıyla bir kumsal geliniydim. Elime telefonumu aldım. Sevgilimi aramak için tuşlara bastığım anda kapının önünde belirdi. Simsiyah takımı içinde zarif ve etkileyiciydi. Papyonunu düzeltirken, sevdiğim adamın karizma dolu aurasını içime çektim. Bugün… sevdiğim adamın karısı oluyorum. Vakit kaybetmeden arabaya atladık ve nikâhımızın kıyılacağı yere doğru yola çıktık. Her şey… tam da hayal ettiğim gibiydi. Gün batımında, kumsalda… Ayaklarımda beyaz tasarım gelin babetlerim, kumun üstünde yürümek için adeta yaratılmıştı. Yerimizi aldığımızda kalbim göğsümden fırlayacak gibiydi. Parmak uçlarım titriyordu. “Heyecanlı mısın kuzum?” Ece… en yakın arkadaşım, aşkımın ve bu özel günümün en büyük şahidi. “Of Ece , heyecandan ölecek gibiyim…” Duvağımı düzeltirken gözlerinde aynı kıpırtıyı gördüm. O da en az benim kadar duyguluydu. “Çok yakışıyorsunuz kuzum ya… maşallah,” dedi gözleri dolarak. Tam o sırada, Akın yanımıza geldi ve belimden sarıldı. Derya’nın sözlerini duymuştu. “Bu güzellik… sonunda sonsuza kadar bana ait,” dedi kulağıma usulca. Boynunun kıvrımına sokuldum, kokusunu içime çektim. Tanıdık, huzurlu, güvenli… “Ve bu yakışıklı adam da bana ait,” dedim usulca. Kokteyl masalarına göz ucuyla baktım. Her şey kusursuzdu. Akın… benim müstakbel eşim… ne hayalim varsa hepsini gerçekleştirmişti. Nikahımız sade, sadece sevdiklerimizin arasında… En fazla 15 kişiydik, belki daha az. Ama tam kalabalığın değil, kalpten bağlı olanların günüydü bugün. Ve dakikalar sonra… Dünyanın en klişe hareketini yapacağımı düşünmek tuhaftı. O bordo kapaklı defter… Altına imzamı atıp, usulca havaya kaldıracağımı biri bana altı ay önce söylese, kahkahalarla gülerdim. Şimdi ise, Akın’la nikah masasında göz göze gelmiş, kumral saçlarım rüzgârda savrulurken birbirimize âşık gözlerle bakıyorduk. Yüzümde tarifsiz bir gülümseme… Gözlerimse, sevdiğimi yüreğime mühürlercesine içine hapsetmişti. O da bana bakıyordu. Rüzgâr saçlarını hafifçe dalgalandırıyordu. Ve biz, birlikte güneşin batmasını bekliyorduk. Çünkü söz vermiştik… Aşkımızın şahitlerinden biri de, kızıllığını üzerimize savuracak olan batmakta olan güneş olacaktı. Sevgilim… Aşkım… Ömrüm… İnsan bu kadar kısa sürede âşık olabilir mi? Ben oldum. Hem de en mükemmel insana… Ömrümün sonuna kadar onun kadını olmaya razıydım. Aynı yatakta uyanmak, her sabah gözlerini görmek, her gün onun olmak… başka hiçbir hayalim yoktu. Masanın altında kenetli ellerimiz, heyecandan sırılsıklamdı. Kömür karası saçları, derin kahverengi gözleri… Hani derler ya, “boyuna da posuna da bin maşallah”… işte benim sevgilim, tam da öyle bir yiğitti. Kulağıma eğildi. “Seni seviyorum,” dedi fısıltıyla. Sesi titrekti. Benim kadar heyecanlıydı. Gözlerim ışıldarken sadece bir kelime döküldü dudaklarımdan: “Ben de.”Sonra ellerimi dudaklarına götürüp öptü. O an dünya sadece onun avuçlarındaydı.

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

AŞKLA BERDEL

read
78.8K
bc

ÇINAR AĞACI

read
5.7K
bc

HÜKÜM

read
222.8K
bc

Ne Olacak Halim (Türkçe)

read
14.3K
bc

MARDİN KIZILI [+18]

read
518.8K
bc

PERİ MASALI

read
9.5K
bc

Siyah Ve Beyaz

read
1.8K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook