Zamanın Laneti

Bu kitapta geçen her şey kurgudur. Hiçbir gerçeklik içermez... Varoluşun başlangıcında her şey uyum içindeydi. Doğa ananın bahşettiği büyüler insanların yarayı için kullanılıyordu. Herkes mutlu ve huzurluydu. Zamanla toplumda ayrışmalar olmaya başladı. Bazıları büyüyü, büyüyü yok etmek için kullanmaya başladı. İnsanlar arasında yayılan bu büyü nefreti arttıkça büyüyü sevenlerin sevgisi de arttı. Herkesin eşit olduğu zamanla aralarına kalın bir sınır çekilmişti. Bu kalın sınır arttıkça büyüye olan nefret ve sevgi insanlara da bulaştı. İki taraf birbirinden önce haz etmemeye başladı. Sonra ise nefret etmeye. Bu nefret büyüdükçe topluluklar oluştu ve kavgalar başladı. Savaşlar çıktı, kanlar döküldü. Doğa ana bunun zamanla ciddileştiğini fark ederken onları durdurmak adına büyük bir yıkım gönderdi insanoğluna. Dinozorlar öldü insanlığın soyu tükenmenin eşiğine geldi. Bunun üstüne büyüyü kabul edip benimseyenler kendilerini diğerlerinden izole edecek yerler aradılar. Meteorlardan birinin yarattığı denizin ortasındaki büyük bir çukur ise onlara bir yuva olmuştu. Büyüleriyle dünyanın içinde yeni bir evren oluşturmuşlardı. Herkes büyüsünün belli bir kısmını verdi. Doğa ana ise onlara yaşam bahşetti. O zamanın en güçlü 3 lideri hepsi birleşip bir kapı koydular araya. Kendilerini insanlardan korudular. Liderleri saklı diyarda yaşamı başlattı. Van Doren Akademisi'ni yaptırdı. İçeriye öğrenciler aldı. Küçük kasabalar şehir merkezleri kurdurdu. Zamanla kaos başladı. Diğer 2 lider bundan memnun kalmayıp kendi akademilerini kendi kasaba ve şehir merkezlerini inşa ettiler. Hamilton ve Lenox Akademisi... Saklı Diyar'ın içinde başlayan kaos büyüye olan sevgiden dolayı başlamıştı. Akademiler arasında güç savaşları başladı. En son liderler son kez daha bir araya geldiler. Akademilerin arasına sınırlar çekildi ve savaş son bulmuş oldu böylelikle. Yüzyıllar geçti. İnsanlığın içinde sinsi bir yılan gibi dolaşan büyü zamanla kayboldu. Ama ara ara insanların içinden de büyünün bahşedildiği kişiler çıkageldi. Doğa ana ise varoluşun başlangıcındaki gibi iki tarafı bir daha birleştirmeyi denedi. Ama zamanın değişmesine rağmen aynı tepkiyi aldı. İnsanlar büyüden o kadar soyutlanmıştı gördükleri bulabildikleri büyü sahiplerini yakalayıp üstünde deneyler yapmaya başladılar. İnsanlarla büyü sahipleri arasındaki farkı arayıp durdular. Bilinmeyenden korktular. Büyü korkularını besledikçe büyüdü. Saklı diyardakiler ise zamanlara güçsüzleşmeye ve büyülerin kaybolduğunu fark edince saklı diyarın kapısını aralamış ve dış dünyada aramaya başlamışlardı büyü bahşedilen kişileri. İnsanlar onların lanetlendiğine inandılar. Büyüye sahip olanlar ise asıl lanetlenenlerin kimler olduğunu biliyorlardı. Bu kitapta geçen her şey kurgudur. Hiçbir gerçeklik içermez...