Dışarıdan birinin boğuk sesini duydum, bakışlarım kapıdan yerdeki kana kaydı. Ne hızlı kaybediyordum... Baktığım kan birikintisinin içine beyaz manolyalar düştüğünde ne olduğuna anlam verememiştim ta ki Merih'i görene dek. "Ne yaptın sen? Ne yaptın?!" Kestiğim bileğimi sıkıca tuttuğumda halsizleşen bedenim ona doğru devrildi. Bana kızgın olduğunu anlayabilmiştim, ölmeden önce bile onun hayalini görmek üzücüydü de. "Yardım edin!" diye haykırdığında bir yandan da beni sarsıyordu. Gerçekten ölmüştü de hayalini mi görüyordum yoksa Yağız bana yalan söylemişti? Neden yalan söylesin ki? Merih değilse o ceset kime aitti hem? "Ne olur yardım edin!" "Karen, Karen bana bak." Bedenim kucağına tamamen devrildiğinde bakışlarımı kaldırıp endişeli yüzünü inceledim, duygularını saklamadan gösterse

