bc

kekeme

book_age16+
36
FOLLOW
1K
READ
others
dark
friends to lovers
drama
comedy
sweet
bisexual
transgender
asexual
spiritual
like
intro-logo
Blurb

Gözlerimi açtığımda annem yine başımın üzerinde dikilmiş beni sarsıyordu.

Hemen yataktan kalkıp anneme baktım.

Ben:günaydın anne.

Annem: bi git be düzgün de konuşamıyor zaten.

Annem odamdan kapımı kıracak şekilde kapatıp çıkmıştı.

Saate baktığımda saat 7 olmuştu.  Her zamanki satte kalkmıştım.

Okul kıyafetlerimi giyinip hazırlanmıştım.

İsmim alev. Alev yüksel. 15 yaşındayım. Kekemeliğim var ve bu benim elimde değil.

Annemin cimriliği yüzünden babam beni tedavi ettiremiyor.

Babamı seviyorum. Ama annemi pekte sayılmaz. Beni küçüklüğümden hiç sevmedi.

Bazen el kaldırmaya bile kalktı. Açıkçası yaptıda. Aslında ben pek te suskun sakin biri değilim.

Tabi konu kusuruma gelene kadar. Babam her keste kusur vardır ve bu kusurlardır insanı insan yapan dese de.

Annem hep kusurlatımla yargılamıştır beni. Ailemiz üç kişilik.

Babam ben ve annem. Okuluma gelince. Çalışkan biriyimdir.

Derslerim çok iyidir. Hedefim avukatlık. Benden iyi avukat olurmuş.

Hayellerim iyi güzel de hep hayellerde kalacağına idda girerdim.

Belli ki kusurum hep benimle. Annem insafa gelene kadar tabi.

Düşüncelerimi bırakıp  hazırlanmıştım. Evimiz tek katlı küçük ama tatlı bi evdi. Annem hep isyan etse de ben seviyordum evimi.

Odamdan çıkıp mutfağa girmiştim. Annem salonda oturmuştu. Babam uyuyordu hala.

Kahvaltı masasını hazırlamaya başlamıştım. Annem yine başlamıştı söylenmeye.

Annem:okula böyle mi gidilir. Şu süse püse bak. Sen okumaya mı gidiyorsun yoksa koca aramaya mı. Ay seni kim alır. Kaldın yine başıma. Düzgüm de konuşamıyon da zaten...

Gibi şeyler vırlıyordu. Eskiden daha da beter şeyler derdi ama doktor üzerime gelmemelerini deşişti.

Belki düzelirmiş diye. Ama annem hala bitirmiyordu beni şu ezmelerini.

Başkası olsa cevabını veriyordum da annem yani. Sesimi çıkaramıyordum.

Sofrayı hazırladıktan sonra babamın odasına girmiştim. Yanağıya öpücük kondirduğumda uyanmıştı.

Ben:günaydın baba sofra hazır gel.

Babam:günaydın güzelim geliyorum.

Annem sofrayı benim kurduğumu dememi istemese de ben araya sıkıştırıp diyordum.

Babam da geldiğinde yemeğe başlamıştık. Bir süre sonra ben doymuştum.

44 kiloydum zaten. Kekemeliyim sinirimi bozuyordu bazen onu kafaya taka taka e bide annemin ezmeğe çalıştığı cümleleri.

Saate baktığımda okul saatimin geldiğini anlamıştım. 

Ceketimi alıp çıkmıştım. Yolda yavaş adımlarla ilerliyordum.

Okul zaten yakınımızdaydı. Annemin diyişine göre tabi ki.

Telefonumun çalmasıyla düşüncelerimi bırakmıştım.

Telefonu da devlet vermişti. Anneme kalsa asla bana telefon aldırtmazdı.

Arayan tek arkadaşım cemreydi. Aslında çirkin değildim.

Ama kekemeliğim yüzünden bu güne kadar bir tane bile ne sevgilim ne de bi arkadaşım olmuştu.

Olan kalan tek arkadaşımdı cemre. Telefonu açıp kulağıma götürmüştüm.

Ben:alo cemrem

Cemre:aşkım nerdesin

Ben:evden şimdi çıktım sen

Cemre:otöbüsteyim bende birazdana ulaşırım

Ben:tamam.

Telefonu kapatıp hızımı arttırmıştım. Bir süre sonra okulun önündeydim. Sınıfa yürüdüğümde insanlar yine bana o bakışlarla bakmışlardı.

Sanki uzaylı görmüşlerdi.  Ne yapayım benim elimde değil ki kekelemek.

Gözlerim yine dolmuştu. Hayır alev hayır ağlamayacaksın. Onların konusu daha da olmayacaksın.

Kendimi avutarak sınıfa girmiştim. Tabi çocukların o bakışları fısıltılarını da görmezlikten gelmiştim.

Cemre de kızlarla konuşuyordu. Ona yaklaşamıyordum.

Benim arkadaşım olduğunu kimsenin bilmemesini istiyordu.

Bende mecburen tamam demiştim. Gözlerimi ondan çekip yerime geçmiştim.

Yerime oturup kitap defterlerimi çıkartmıştım.  Derslerimi tekrar etmeye başlamıştım.

Bir süre sonra hoca içeri girmişti. Selam verdikten sonra derse başlamıştık.

Okulun son zili de çaldığında her kes sınıftan çıkmıştı.

Kitap defterlerimi çantama topladıktan sonra bende çıkmıştım sınıftan.

Okulun bahçesine inip yavaş adımlarla eve ilerliyordum.

Telefonumu çıkarıp cemreye mesaj atmıştım. Ona bu gün bize gelmesini hatta piknikte yapacağımızı demiştim.

Tamam yazdığında yüzüme gülümseme yayılmıştı. Koluma bilerek çarpan emre o gülüşü soldurmuştu.

Emre:ne oldu gene yüzün gülüyo

Alaylı bir şekilde gülerek konuşuyordu. Benimle dalga geçmeleri tabi ki sinirimi bozuyordu.

Anneme demiştim. Tabi ki oda kekemeye kekeme denir demiş ve babama ya da hocalara demememi demişti.

Derin bir nefes alıp emreye bakmıştım. Kekelememek için çok uğraşmıştım.

Ben:sanane

Kekelemiştim. Bu elimde değildi. Yine alay konusuydum. Arkamı dönüp ilerlemiştim.

Emre:sa sa sa na ne ne

Arkamdan büyük kahkaha kopmuştu. Gözlerimden yine her günkü gibi yaşlar akmaya başlamıştı.

Biraz ilerlediğimde cemreyle kızlar sohbet ediyordu.

ve cemreyi de çağırıyorlardı.

Cemre de olur demişti. Olur...

chap-preview
Free preview
istediğini almıştı o. gerisi umrunda değildi öyle değil mi. ama bu saatten sonra acı çekecekti. benim canımyandığı kadar
Ne neden. Ama biz yapacaktık o pikniği. Yalnış duymuş olmalıydım. Biraz ilerledikten sonra telefonuma mesaj gelmişti. Cemreydi. Pikniğin iptal olduğunu yazmıştı. Bende bir şey demeden yoluma devam etmiştim. Tabi gözümden akan yaşları da durduramıyordum. Çevremdeki insanlar mal mal isimler uyduruyorlardı. Ama en ağırını yine emre demişti. Yine ve yine her zaman ki gibi ve her zaman yapmaya çalıştığı gibi. Emre:afferim sana ağlamak yakışıyo. Sinirlerim bozulmuşken ağlamam daha da şiddetlenmişti. Güçlü kadın damarım bazen tutuyordu. Ama ağlayınnca da kalbim çok yanıyordu. Ağlayarak yolda ilerliyordum. Eve yaklaşınca gözlerimi silmiş gülümseme provası yapmıştım. Eve girdiğimde annem salonda oturmuş televizyon izliyordu. Dilinin altında yine beni ezmeye çalışacak cümleler kuruyordu. Bu sözcükleri duymadan odama girmiştim. Babam işteydi. Otoparkta görevliydi. Kıyafet dolabımı açıp rahat bir şeyler giyinmiştim. Babam giyimlerime karışmıyordu. Annemde karışmıyordu. Aslında umursamıyordu. Bu yüzden de ilgilenmiyordu. Sınavım yaklaşıyordu. Bu yüzden çalışmam lazımdı. Büyüyünce avukat olacaktım. Tüm yardıma ihtiyacı olan insanlara karşılıksız yardım edecektim. İnsanların ezilmesine izin vermeyecektim. Bu dünya da her kes eşit olmalıydı. Kimse kimsenin kusuruyla dalga geçmemeliydi. Kitap defterlerimi önüme döküp çalışmaya başlamıştım. Hava yavaş yavaş kararmaya başlıyordu. Saate baktığımda saat 4 olmuştu. Zaten iki de çıkmıştım okuldan. İki saat ders çalışmıştım demek ki. Sınavdan en az 70 bekliyordum. Dualarımı okuduktan sonra odamdan çıkmıştım. Mutfağa girdiğimde annem yemek yapıyordu. Ben:yardım lazım mı anne Annem:yok Mutfaktan çıkıp salona girmiştim. Annem hep böyleydi. Hiç hatırlamıyorum bi kez kızım deyip başımı öptüğünü. Acaba neden böyleydi. Kaç yılda cesaret edip soramadığım şeyi ona soracaktım... Bir süre sonra annem mutfaktan çıkmıştı. Koltuğa oturup televizyona odaklanmıştı. Haraketleri onun yanında olduğumdan rahatsız olduğunu gösteriyordu. Bunu hep yapardı annem. Ama neden? Kaç yıl ben bu soruyla yaşamıştım. Babam beni en değerli şeylerden değerli hissettirirken. Annem en değersiz şeylerden de değersiz hissettiriyordu. Hep. On beş yıl boyunca ben bu acıyla yaşamıştım. Bi insan on beş yıl içinde kendi öz kızını bi kere ya bi kere güzel söz diyip hadi demesin bi alnından öpmez mi? Hayır öpmezmiş. Annemden biliyordum. Babam her karaketin bir amacı bir sebebi vardır derdi. Peki annemin bu haraketinin sebebi neydi. Bi insan öz kızını neden sevmez. Kusuru var diye ezermiydi bi anne çocuğunu. Yoksa aksine destek mi olurdu. Sorumu anneme soracaktım ki kapı çalmıştı. Kapıyı açmaya gittiğimde babam olduğunu anlamıştım. Bunu babamın yanında soramazdım. Çok üzülürdü babam. Babam odasına geçtiğinde ben de masadaki ekdikleri tamamlamak için ayağa kalkmıştım. Bir süre sonra üçümüz de masaya geçmiştik. Yemeğimizi yemeğe başladığımızda babam konuşmuştu. Babam:kızıım. Ben:babam Babam:nasıl geçti bakalım bu gün günün. Ben:iyi güzel sakin işte Babam:hmmm hocanla konuştum bu gün. Arkadaş çevresi yapmaktan kaçınıyormuşsun. Ona kusurum alay konusu olduğunu ve bu da benim canımı fazlasıyla yaktığını söyleyemezdim ki. Ben:ben iyim ya babam böyle nyse senin günün nasıl geçti Babam:güzel geçti bebeğim günüm. Yemeğimizi bitirdiğimizde babam salona geçmişti. Bende annemle beraber masayı toparlamıştım. Annem tabakları mutfağa toplayıp babamın yanına gitmişti. Beni beklerdi tabaklar. İşim bittiğinde ben de salona geçmiştim. Babamın kolları arasına girmiştim. Orası bana en huzur veren yerdi. Dışarıda fırtına kopsada sanki orada olduğum zaman bana en ufak taş bile değemezdi. Ama hep bi yanım boştu be. Babam tamamdı ama hep anne yokluğu içinde yaşamıştım. İnsan alışıyor ya. Alışıyor ama bazen burnunun ucu sızlıyor. Başkaları anne diye annesine sarıldığında kalbin sızlıyor. Düşüncelerimi bırakıp saate bakmıştım. Babamın yanağına öpücük kondurup konuşmuştum. Ben:uyku saatiiii Babam:aaa ben kaçırdım. İkimiz de kahkaha attığında annem gözünü televizyondan çekmiyordu. Odama girip yatağıma yatmıştım. Gözlerimi kapatıp uykunun kollarına yatmıştım. Gözlerimi açtığımda alarmım çalıyordu. Alarmımı kapatıp banyoya ilerlemiştim. Günlük rutin işlerimi hallettikten sonra okul kıyafetlerimi giyinip saçımı da taradıktan sonra hazırdım. Çantamı alıp salona bırakmıştım. Annem ortalıklarda yoktu. Uyuyor olmalıydı. Mutfağa girip kahvaltı masasını hazırlamaya başlamıştım. Bir süre sonra annem de kalkmıştı. Yapa bildiğim kadar yapmıştım ve geri kalanları anneme bırakmıştım. Bir az daha oyalansaydım geç kalacaktım. Ayakkabılarımı giyinip evden çıkmıştım. Kulaklığımı çıkarıp ucunu telefonuma takmış ve kulak yerlerini de kulağıma takmıştım. Güzel bir müzik seçip yoluma dönmüştüm. Dün çok düşünmüştüm. Eğer arkadaşım yoktuysa da benle oynamalarına da izin vermeyecektim. Cemrenin bu zamana kadar bana yaptıklarını düşündüğümde benimle oynadığını anlamıştım. Telefonuma mesaj geldiğimde bakmıştım. Cemreydi. Dakikası olmadığı için onu aramamı istiyordu. Onu arayıp fırsat vermeden konuşmuştum. Ben:yaptıkların ortada cemre bu zamana kadar benimle oynadın sana hiç bir şey demiyorum. Seni allaha bırakıyorum. Bir daha da bana yaklaşma. Sözümü bitirip telefonu kapatmıştım. Kekelememeye çok özen göstermiştim ama illa kekeliyordum. Bu benim elimde değildi. Telefonum tekrar çalmıştı. Cemreydi. Açmamıştım bir kaç kez çaldığında engellemiştim. Bir süre sonra okulun önündeydim. Alaylı bakışlar üzerimdeydi ve ben bunların hiç birini takmıyordum. Sınıfa girip yerime oturmuştum. Çok geçemden içeri cemre ve yanında bi iki kız girdi. Cemre yanıma yaklaşmıştı. Cemre:ayy çok üzüldüm yaaa bana bedduamı ettin sen. Ay mal bu. Sanki takan var bunu. Ağlamamk için kendimi çok sıkıyordum. Oturduğum yerden ayağa kalkmıştım. Kızlar bana adım attıkça bende geriye adımlıyordum. Sonunda sırtım duvara değnişti ama cemrenin son lafı çileden çıkarmıştı beni Cemre:seni kim takar sürtük. Git ne bo Sözünü bitiremeden saçına yapışmış ve duvara yapıştırmıştım onu. Arkasındakı kızlar uzaklaştığında ven kontrölümü kaybetmiştim. Onu sınıfla bir sürüklemiştim. Kolumdan çekilmesiyle durdurulmuştum. Ne yaptığımı yeni anlamıştım. Cemre yerde yatıyor ve kalkamıyordu. İçerisi öğrentmenlerle dolmuştu. . . . Disiplin odasında anne babamı bekliyordum. Bir süre sonra içeri cemrenin anne babası girmişti. Gelip bağırıp çağırıp kusurumla alay edip çıkmışlardı. Çok geçmeden annem de gelmişti. Bi kaç evrağa imza attıktan sonra annem onlardan özür dilemişti. Beni de özür dilemem için zorladıklarında her şeyi anlatmıştım. Ben:ben niye özür diliyorum ya ilk o kaşındı. Küfür etti bana suçlu o değilmidir? Müdür içeri bi kaç öğrenci getirtmişti. Olayı sorduğunda tabi ki cemrenin tarafı tutulmuştu. Onların anlatımlarına göre ben cemreyle arkadar olmak istemişim cemre de istemeyimce onu dövmüşüm. Cemre arkadaşım olduğunu annem biliyordu peki niye sesini çıkarmıyordu. Eve doğru ilerliyorduk. Annem söyleniyor ezmeye çalışıyordu beni ama ben bunları dinlemiyordum. Eve geldiğimizde odama girmiştim. Annem sesini yükselttiğinde çok ağır kelimeler kullanmıştı. Kendimi tutamamış karşılık vermiştim. Ben:neden sevmiyorsun beni ya neden. Neden düşmansın bana ben sana ne yaptım ya anlat biliyim sen biliyordun cemrenin zaten arkadaşım olduğunu ama neden sesini çıkarmadın neden böylesin sen ya el alemin annesi çocuğu topal kör bile olsa severek besler ama sen neden bana hep acı çektiroyorsun neden sevmiyon beni ya neden nedeen? Annem:acı çekiyormusun? Ben:evet anne çok çok... Annem:afferim. Diyip odasına girmişti. Olayı anlamaya çalışıyordum. Ne olmuştu az önce göz yaşlarımı silip odama girmiştim. Kendimi yatağa atıp düşünmüştüm. Yalnış duymalıydım. Bi anne... Hayır yalnış değildi. O anne değildi düşmandı bana. Acı çekmemi seviyordu. Ama ben ağlamayacaktım. 1 yıl sonra...

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

الدهاشنه لملكة الابداع اية محمد رفعت

read
1K
bc

العنيده والامبراطور(وعشقها الامبراطور 2.) لملكه الإبداع"ايه محمد"

read
1K
bc

وردتي الخرساء (غصن بين الصخور)

read
5.6K
bc

روح ملاكي

read
1K
bc

خبايا القدر

read
1K
bc

The last siren(السيرين الاخيرة)

read
4.3K
bc

عشقت سجينتى البريئة

read
1K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook