Gözlerini açtığında bu isteksiz bir eylem gibi tekrar göz kapaklarının ağırlaşmasına sebep oldu. Neredeyse uyumaya geri dönecekti. Onu durduran şüphesiz elini tutan adamın varlığıydı. Hayret içinde uykusu açılırken Asaf’ın yerde ayaklarını uzatmış bir hâlde oturduğunu, yüzünü koluna yaslayarak uyuduğunu ve aynı kolun ucundaki eli sıkıca kavradığını fark ederek soluğu kesildi. Şimdi tamamen kendine gelmişti. Şaşkın bir hâlde önündeki manzarayı izlemeye devam ediyordu. Kıpırdamaktan ve ses çıkarmaktan öyle korkuyordu ki nefes alırken bile kendini kısıtlıyordu. Asaf gitmemiş miydi? Yade onun dün başında durduğunu, böyle uyuyamayacağını kendi kendine mırıldandığını hayal meyal hatırlıyordu. Sonra ne olduysa uyumuştu ve adamın burada kalacağını hiç düşünmemişti. Asaf’ın da düşünmediğini hâli

