Tanıtım
Ellerim bağlı sürüklenirken, yırtılan elbise eteğim yüzünden dikenler tenimi çiziyor, tenimin ince sızılarla yanmasını sağlıyordu. Savaşın gölgesinde yaşamak zaten çok zorken, şimdi birde esir alınmıştım. Benimle aynı yerde saklanan genç ve çocuk karışık 5 kişi daha vardı. Aslında kendimi bir şekilde feda etmiş gibi oldum. Saatlerdir yolda olduğumuz için bedenim bitkin düşmüştü. Benimle birlikte esir alınan 10 dan fazla kadın, kız görmüştüm. Hepsi için ayrı üzüntü duyuyor, kendim için ekstra endişe ediyordum. Can tatlıydı ve ben namusunu korumaya çalışan genç bir kızdım.
"Biraz dinlenmek için mola vereceğiz" diyen binbaşı ile etrafa baktım. Ağaçların arasında bir açık alanda bizi durdurmuştu. Askerler tek tek oturmaya başlayınca, bizim başımızda ki askerler de bizi oturmamız için teşvik etti. Kızlar tek tek otururken bende kendime rahat bir yer baktım.
"Sen oturmayacaksın asi Türk kızı, hemen yanıma gel" diye böğüren binbaşına sinirle baktım. Hepi topu 200 civarında askeri vardı. Geriye kalanlar Türk askerleri sayesinde cehennemi boylamıştı. Nefretle yüzüne baktım. Onun da nefreti benden aşağı değildi.
"Gelsene, bir kere de anlamıyor musun?" diye bağırınca sinirli bir soluk bırakıp yanına doğru yürümeye başladım. Ona uzak bir mesafede durunca yüzüne baktım.
"Yaklaş" dedi. Az daha yaklaştım.
"Yaklaş" dedi. Aramızda iki adım mesafe bırakana kadar önüne ilerledim.
"Ne istiyorsun?" diye sorunca beni baştan sona süzdü.
"Gergin hissediyorum, rahatlamaya ihtiyacım var" diyince mal mal yüzüne baktım.
"Masaj mı istiyorsun?" diye sorunca etrafta bir gülme sesi oluştu. Bin başı etrafına ters ters bakınca gülenler sustu.
"Masajı benim ufaklığa yapacaksın" diyince ilk başta anlamadım ama daha sonra gözlerim büyüdü.
"Ne saçmalıyorsun?"
"Aranızdan birini seçecektim ama seni becermek en zevkli olan diye düşünüp seni seçtim" dedi pişkin pişkin.
"Bu asla olmayacak" derken sesim gür çıkmıştı.
Yanıma ulaşıp kulağıma yaklaştı.
"Şimdi kararı kendin vereceksin asi Türk kızı, ya benim altıma yatıp beni memnun edeceksin, yada tüm gördüğün askerler senin üzerinden geçecek?" diye iğrenç bir teklif sunduğu zaman ağzım açık ona bakakalmıştım. Lanet pislik.
"Ben dinlenene kadar zamanın var, daha sonra kararını öğreneceğim" diyerek beni omuzumdan itti. Sinirle gerilen bedenimle geriye dönüp bir kenara oturdum. Şimdi ben ne halt yiyecektim?...