6

2076 Words
Düşünsene kimseye güvenmemek için yıllarca çabalıyorsun biliyorsun ki, o koruma kalkanı bir gün inerse ,sen yaralanacaksın ama yine de insan içindeki boşluğu doldurucak ,bu güne kadar savrulan tüm parçalarını toplayıp birleştiren bir insan arıyordur.Ben yıllarca ailemdeki herkesin mutlu olması için çabalarken meğerse kendi mutluluğumu unutmuşum.Bir gün içimdeki boşluk sarışın ve gözleri yıldız gibi parlayan adamla karşılaştığım an sanki işte tam o an boşluk bir anda diğer duygularla kaplandı.Onun gözleri de bir yıldız gibi parladı ama o an o yıldızın benim kalbime kaydığını o hiss etmiş olamazdı Ben ve öldüğüm o günden 2 ay geçmişti .Düşünüle bilirdi ölenle ölünmüyor ,zaten adam seni sevmiyordu .Ama o yangında onunla birlikte hala içimde koruduğum insanlığımın ve hala umut ettiğim hayallerimin son parçaları da ölmüşdü.Aynaya bakınca karşımda zavallı biri duruyordu, sevdiği tarafından unutulmuş,ailesi tarafından terk edilmiş ve seviyorum sözü altında tüm özgürlüğü alınmış bir kız.Neden hala yaşıyordum onu bile bilmiyordum,bu kadar kötü biri olduğum için mi bu kadar sınavla karşılaşıyordum. Bizde bir söz vardı bir kere çamura bulaştıysan bataklığa batmak seni korkutmaz artık, evet ben de tam bu durumdaydım.Yine bir anda aklıma o geldi .Artık ismini söyleyemiyordum,korkuyordum,Nicklaus söylersem daha çok canım yanacak gibiydi.Gözlerim yine doldu,ben öyle sürekli ağlayan kızlardan değildim.Bunu çoçukken anlamıştım.Daha o zaman böyle birine dönüşeceğimi bilmiyordum.Ufak tefek şeyler hatırlıyorum ama komşumuzda 2 kardeş vardı biri çok kaba diğeri uslu ,zeki ve sessizdi. Bi gün ben küçük pembe arabamla dışarıda oynarken kaba olan çoçuk oyuncağımı benden aldı ,ben ağlamaya başlamıştım.O çabuk arabamı geri vermiş -ufak arabayla sen erkeklere eşit olamazsın ya,gidip kuklanla oyna,bak hemen de ağlıyorsun korkak kızsın işte. -ben korkak bir kız değilim diyerek yerden taş alıp çoçuğa fırlatmıştım.Çoçuk kaburgasını tutarak ,sinirle bana bakmıştı. -ne yapıyorsun manyak ,seni şurada öldürürdüm de dua et bir kızsın . İşte o günden sonra ben bir daha ağlamamaya söz vermiştim,çünkü ağlarsam sen zayıfsın,sözünü duymak istemiyordum.Kaba çoçukla da karşılaşmak istemiyordum onun yerine okulda onun küçük kardeşini izliyordum çoçuk çok başarılı ve inanılmaz yakışıklıydı .Zaman geçtikce bu hayranlık aşka dönüşe bilirdi.Ama o bana değilde benim yakın arkadaşıma çıkma teklifi edene kadar.Zaten çoçukluğumdan belliydi ,benim beğendiklerim beni sevmiyor,nerde benim sevmediklerim vardı bana aşık oluyordu. Zaman geçiyordu ,ben büyüdükce o çoçuğa gizliden gizliye hayranlığım da artıyordu ,ama büyük kardeşinde ,tuhaf bakışları benim peşimi bırakmıyordu.Sonra üniversite falan derken ben evimize döndüğümde öğrendimki, benim çoçukken hoşlandığım çoçuk yurtdışında okuduğu sırada kaza sonucu hayatını kayb etmiş,büyük çoçuksa ünlü bir iş adamıyla çalışarak isminden söz ettiren birine dönüşmüştü.Ne tuhaftı biri esmer biri sarışın iki kardeş ama farklı hayatlarının olması ,en önemlisi ben küçükken fark etmiştim aile büyüğü değil de küçüğü daha çok seviyorlardı belki de daha sakin ve uslu olduğu için ,diğer kardeş gibi sürekli sorun yaratmadığı içindi.Ama malesef bu hayat iyilere göre değildi,benim gizliden aşık olduğum , sevdiğim çoçuk yoktu artık!!! Aklımda sadece kardeşinin beni incittiği her olayda abisini babasına şikayet etmesi ve kantinde sürekli bana gülümsemesi kalmıştı.Sonra tabi ben spor hocası olarak aynı okulda işe başlamam ve ablamın başına gelen olayla benimde hayatım değişmişti. Kapı çalınca ben eski hatıramdan ayrıldım -gir desem bile bunun Benjamin olmaması için dua ediyordum. O değildi,gelen yaşlı bakıcımız Rozaliydi.Kadın üzgün bakışlarla daha 2 saat önce koyduğu yemek tepsisine baktı,ona dokunmadığımı fark edince ,benim yanımda oturdu. -kızım daha ne kadar kendini cezalandıracaksın a,biliyorsun zamanı geri getiremezsin ,biliyorum unutmak zor ama sende o adam için çok fazla acı çektin ,bak Benjaminde seni böyle görmek istemiyor,çok üzülüyor -üzülüyor mu ha ha ha O an benim gözlerimden yaşlar gelmesine rağmen kah kaha atarak gülüyordum. -o mu üzülecek,benim ailemden sonra tutunacağım dalı tekrar tekrar kırarak mı üzülüyor.A bu arada ona söyle neden bu kadar yavaş ,artık yaşlandı mı neden hala beni hafıza siliciye takmadı .Madem bir işe başladı,sonunu da getirsin o zaman . Bağırmamla kapının arkasında bir hareket hiss ettim .Kadın yine birşey söylemeden eski tepsiyi götürdü ve oddan çıktı O sırada Benjaminin çalışma odasının işıkları yanınca adam hızlıca odaya girdi ve arkasından kapıyı kapattı.Az önce duydukları sözler karşısında yüzündeki mimikler haraket etmeğe başladı.Bu iyiye işaret değildi ,eğer şu an bu durumda kendini toparlayamazsa görevini bitiremeyecekti.Aynaya bakınca karşıdan ona siyah saçlı ve sakallı beyaz tenli biri bakıyordu.Adam kendini tutamadı .Sinirle aynaya bir yumruk attı.Elinden kanlar yere damlarken ,o sürekli birşeyler söylüyordu. Hepsi senin yüzünden..... Bu zaman kapı çaldı ve Rozali içeri girdi -Benjamin oğlum iyimisin ? Bu ne elin mi yaralandı Adam arkaya bile dönmeden -odamdan çıkarmısın,yalnız kalmak istiyorum dedi Kadın giderken sadece bir söz söyledi -o yine hiç bir şey yemedi Ardından kapı kapandı. Ve yine Rebekkanın sözleri geldi aklına "o tutunduğum dalı tekrar tekrar kırdı" -Üzgünüm Rebekka,gerçekten üzgünüm Bir kaç gün daha geçti.Sanki benim bedenim ve ruhum şuan bir birine karşıydı.Bir tarafım artık yaşamak için bir neden aramazkan,diğeri bunun aksini yapıyor tam tersine yaşamak için direniyordu.Ne için peki ne için yaşamalıydım,doğru, insanlar tekrar birileri ile tanışır ve tekrar mutluluk elde ede bilirdi.Ama ben o tür insanlardan değildim ,bana göre aşk,sevgi hayatımızda bir kere geliyor.İster o insan beni unuttu ve ya mutluluğu başkasında buldu ama onun bana yaşattığı güzel anılar vardı ,o anılar bana o adam için bir ömür sadık kalmamı gerektiriyordu.Ben şuan Nicklasun tüm yaşattıklarıyla değil güzel anılarıyla onu hatırlamak istiyordum,İşte şuan yine gözümde güzel bir anı canlandı Ben onun takımından ayrıldıktan sonra yeni takımımda ilk günler erkeklerle anlaşamadığım bir zamanda , kızlarla da, Kiara dışında kimseyle aram iyi değildi. Ve işte tam o günlerden biriydi.Benim için zor geçen bir turnuva sonrası ve bütün bedenimde oluşan morluk yetmezmiş gibi ateşim çıkmıştı .Akşam 12-den sonra tüm yerler kapandığı için revire gidememiştim ,ilac almış olsamda ,biraz da olsun iyi değildim.Koridorlarda ve odalarda işık yanmıyordu,ama benim soğuk duşa girmem gerekiyordu,yoksa yarına kadar cayır cayır yanacaktım.Odadan sessizce çıktım,bacaklarım tutmuyordu ama tutunarak kızların soyunma odasına girmeği başarmıştım.Kapıyı kapattım ve duşa girdim.Soğuk su sanki yaralarıma ilac gibi gelirken ,ateşli bedenim tir tir titriyordu.Birden tuhaf sesler duyunce ,duşu kapattım ve sese odaklanmaya çalıştım,içeride iki kişi vardı ve erkekti .Hemen elbiselerimi giymek için çabaladım,Sesler yükselince ,anlamıştım içerdekiler benim yeni takımımın beni sevmediğini açıkca belli eden oyuncularıydı ve galiba konu da benim varlığımdı .Cama doğru yaklaştım ve yavaşca kafamı kaldırdım.Onların elinde siyah bir çuval vardı ,ellerindeki eldivenle benim dolabıma birşey koyduğunu göre bildim ve ardından kapı yine açıldı.Bu sefer gelen yalnızdı ama az öncekiler onu görünce şaşırmaktan çok donmuştular o bunu fırsat bilip onların ikisine de dayak attı -bu kadar mı düştünüz kendi takım arkadaşınıza tuzak kuruyorsunuz,üstelik bir kıza......Sonra bir yumruk daha ve içerde parlayan son işıkta gitmişti ,ben artık hiç birşey göremiyordum.Ama dolap seslerinden duyduğum tek şey kavganın devam etmesiydi ,o sırada ben üst kiyafetlerimi aradım .Atletle çıkamazdım ve hala yanıyor ve titriyordum bir yandan da kaburgam da aldığım darbelerden çok ağrıyordu.Beni burda ,bu saatte görmeleri iyi değildi,bu yüzden biran önce gitmeleri için dua ediyordum.Ama kim gelmiş ola bilirdi diye de merak ediyordum .Hastalık yüzünden kendimi tutamadım ve üst kiyafetlerimi bulamadan bayıldığımı hiss ediyordum.Aynı zamanda sert şekilde zemine çarpmış olmalıydım ki,kaburgalarımın ağrısı daha da şiddetlenmişti.Uzun zaman mı böyle kaldım bilmiyorum ,ensemde soğuk birşey hiss edince gözlerimi zorla açmaya çalıştım.Ateşli ve halsiz olduğum için o an sadece onun yüzünü ve üzgün bakışlarını görmüştüm.Ondan ayrılmaya çalışınca o beni daha da kollarıyla sarmış ve suyu açmıştı.O an çok tuhafdı ,ama ben soğuk suyu hiss edince titremek yerine Nicklasusun bedeninden sıcaklık alıyormuş gibi rahatlamıştım.Üstümde sadece atlet olması ve onun tüm kiyafetlerinin ıslanması,onu hiç rahatsız etmemişti. Beni büyük havluyla sarınca ,karalıkta nasıl bulduğunu bilmediğim küçük havluyla saçlarımı kurutmuştu Artık kendime gelmiştim ve bu yüzden kafamda deli sorular yarandı.Hemen havluya sıkıca sarıldım.Sanki şimdi anladım az önce olanları ve hemen onun elini kenara ittim. -senin ne işin var burda ?Neden buradasın ve o adamlara ne yaptın? O sadece gülümsedi ve daha da yaklaştı ,fısıltıyla bana birşeyler anlattı. Ben bir domates gibi kızardım O bunu fırsat bilip,dolaptan birşeyler aldı ve elime bıraktı. -Şimdi ben çıkıyorum,hemen üstünü değiş,birazdan geleceğim Ben arkasından kısık sesle" gelme daha iyiyim gide bilirsin" diye bağırsamda o umursamazca çıkmıştı Ben tüm ıslak kiyafetlerimden arınıb kuru kiyafetlerimi giydim.Yeniden küçük işığı açtım ,içeriyi tam aydınlatmasa bile yürüyorken takılıp düşmemi engelliyecekti.Yandakı masada bazı ilaçlar görünce şaşırmıştım.İçinde yaraya iyi gelen sadece pahalı olduğu için kimsenin alamadığı melhemde vardı.Şimdi gerçekten de şaşırmıştım.Onunla bedenimin mor yerlerini kapatınca kapı açıldı ama tedirgin değildim,çünkü Nicklaus oldukca ters biriydi, bunu uzun zaman önce anlamıştım.Bu kadar ilgi beni mutlu etse de o zamanlar daha benden hoşlandığını söylemesi de çok yeniydi.Bu yüzden onun en ufak yakınlığında ben domates gibi kazarıyor,kendimi zor idare ediyordum.Evet ben çok güçlü bir kız ola bilirdim,tüm gün arenada en güçlü rakiplerimi bile kolaylıkla alt ederken ,onun aşk sözleri benim ona karşı hareketlerimi değişmişti.O,benim onu izlediğimi fark edince - bu kadar çok bakmana gerek yok,yaşlanıncaya kadar bu adam seninle dedi ve elindeki torbayı bana uzattı. Ben torbayı inceledim.Bu adam bu kadar şeyi ne zaman almıştı. O sırada Nick termostan 2 bardak sıcak kahve aldı birini bana verince,benim yanımda oturdu.Ben torbadan aldığım bisküviyle kahvemi yudumlarken,o beni izlemekten vaz geçmiyordu.Benim ona baktığımı görünce ,torbayı işaret ederek konuştu. -orda sadece senin sevdiğin meyveler ,çikolata ve bisküvi var hepsini yarın akşama kadar bitir. Tam yarın ne var diyecektim ,ama hatırladım,yarın onların sırasıydı,yarın turnuvaya çıkacaktı ama bu saate kadar benimle oturmuştu. -o zaman bence sende yarın için gidip dinlenmelisin,iyi uyku almadan savaşı kazanamazsın. -en iyi dinlenme şu an burası O bunu gülerek söyleyince istemsizce ben de gülümsedim Sonuçta komik olan ikimizinde gece yarısı kızların soyunma odasında olmamız gerçeği idi. O gece o bana odama kadar eşlik etmişti,şansımıza gece saat birde elektrikler bir saatlik kapanıyordu ve tüm cihazlar yeniden çalışmaya başlıyordu .Etraf karanlık olduğu için Nick önceden kameralarında yönünü değişmişti,böylece kimse Nickin bu saatte burda olduğu gerçeğini bilmiyordu. Ben bu gün yaptıkları için teşekkür etmek isterken o gülümseyerek,"iyi geceler benim çikolatam ,tüm gece söylediklerimi düşünmen dileğiyle" söyleyip gitmişti.Ama eminim gitmeden o çekici gülümsemesini ve göz kırpmayı da unutmamıştı,tabi ki karanlıkta ben bunu göremezdim.O gün sabaha kadar onun bana söylediği ilk cümlesi aklımdan çıkmamıştı. -Senin bu hallerini bile gördüm ,artık mutlaka karım olacaksın Derler ya haberler çabuk duyulur.O günde Kiara koşarak bizim takıma bazı haberler anlatmıştı.Akşam gördüğüm o iki kişi gerçektende benim yeni takımımdandı ve söylentilere göre onlar dün revirden bazı ilaç çalmışlar bu yüzden güvenlik tarfından dayak yemişlerdi,üstelik zehirli yılanın olduğu torba da vardı ki,onu da birileri Benjaminin kapısına bırakmıştı.Kimin bıraktığı malum değildi denildiğinde ben asıl gerçekleri anlamıştım .Demek onlar beni ilan sokmasıyla takımlarından uzaklaştırmaya çalışıyorlardı,ne kadar acımasız bir dünyda yaşadığımı bir kez daha iyi anlamıştım.Ama Nick nasıl olanları önceden anlamıştı bilmiyordum,üstelik iyi biliyordum ki o ilacı da onlar değil ,Nick benim için çalmıştı, ve dayak olayı da ona aitti,bide yılan meselesi bak onu gerçekten sahibine yollamıştı,diye düşününce çok gülmüştüm.O gün erkenden koşarak kızların soyunma odasına gitmemin sebebi de buydu,hala orda şüpheleri bizim üstümüze çekecek birşeylerin olmasından korkuyordum.Aceleyle dolabımı açtım orda bir not ve kızıl gül vardı,Kızılgül burda her zaman göreceğimiz birşey değildi.Özel ve özenle yetiştiriliyordu ve oldukca pahalı birşeydi .Notu açtım ve hızlıca göz gezdirdim. "En ulaşılmaz gül bile senin yanında sönük kaldı , güzel kız" Şimdiki zaman Yine ağlamamak için tırnaklarımla avucumu kanatıyordum.Nasıl bu kadar güzel hatıraları bir anda görmezden gelecektim,eskiden yaşadığını bildiğim zamanlar içimde Benjmine olan öfkemle beraber ona da kızıyordum,ama yaşıyordu bu beni ayakta tutuyordu.Ne zaman karşılaşırsam yaşadığım zorluklardan dolayı suçlayacağım birinin olduğunu biliyordum.Şimdi o gitti ,beni de kabuk bağlamayacağı bir yarayla ve hiç unutulmayacağı hatıralarıyla baş başa bıraktı.Ayağa kalktım bu böyle devam edemezdi,ben ağlarken Benjaminin güldüğüne eminim. Kesin kazandım diye kutlama yapıyordu,ama ben kolay kolay pes etmem bunu o da biliyor.Madem bir oyun istedi,ben ona gerçek oyunlar nasıl oynanır asıl şimdi gösterecektim.Beni sevdiğini mi söylüyor bakalım sevgisi ne kadar derin bu sevgi yüzünden o neleri göze alacak.İşte tam şuanda aynadakı gözlerimde görünen boşluk yerini ateşe bırakmıştı.Onun için aşk mı daha önemli para mı ilk sorum ve sınavımda bu olacaktı.Bu güne kadar o benim hayatımı kukla gibi oynattı .Sıra bendeydi ve ben onun hakkında hiç birşey bilmiyordum.Tek avantajım onun evinde olmamdı,sırf bu yüzden ben bugünden asla yapmam dediğim şeyleri yapcak ama bazı gerçeklere ulaşacaktım.Tuhaf bir hiss bana onun sadece aşk yüzünden Nicklausdan nefret etmediğini söylüyordu.Başka birşeyler olmalıydı ama ne,hangi hiss onu canavar yapmıştı anlamak istiyordum.Derler ya kaplanı ya öldüreceksin ya hiç saldırmayacaksın ama asla yaralı bırakmayacaksın.Yaralı kaplan sonra intikam için geri gelir.Bu güne kadar Benjamini suçlarken ben onu asla bir düşman olarak gözümde büyütmedim ve o da bunu anlamış olmalı ki,beni sürekli yaraladı.Ama yeter ,madem aşık görelim bakalım gerçekten aşık mı yoksa hala kurnazlık peşinde mi?.Doğru o bana sadece kötü şeyler vermedi beni kimseye güvenmemek konusunda da çok güzel ders vermişti.Bu günden sonra asla eski ben olmayacktım.Şimdi öğrecisinin ustasını yenme zamanıydı. O sırada yan odada savaş çıktı gibiydi.Benjamin masanın altını üstüne getirmişti,ama birşey bulamamıştı. -lanet olası kayıtlar nerde,nerde ola bilirdi..ki.. Telefon çaldı -acilen bana "Whitecity" için bir bilet ayarla eski ofisime gitmek istiyorum -emindim o kayıtların Reynoldun ofisinde olduğuna emindim ve onu bulacak ve geçmişin sorularına sonsuzadek nokta koyacaktım.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD