5

1179 Words
Ensemden içime işleyen soğukluk ,beni sonunda uyandırmıştı.Etrafıma bakındım ,hala gözlerim uykudan ayrılamıyordu. Dur ama ben uyumuyordum ki,..... o an için ben en son olanları,Nikclausla konuşmamı ve birden bayılmamızı....evet!evet! biz bayılmıştık ya... hatırladım !! NIKCLAUS aklıma gelince bu kez tamamen uyandım ve ellerimi yüzüme götürmek istediğimde arkadan bağlı olduğumu gördüm ,kafamı çevirdim,içim biraz olsun rahatladı,çünkü,Nikclausta burdaydı,ama onun da elleri bağlıydı... -Yardım edin,kimse varmı? diye bağırdım.Sesime cevap alamasam bile Nicklausu uyandırmıştım. O,önce bana sonra etrafına en sonunda bağlı ellerine baktı ,işte o an delirdi. -ne oluyor burda,nerdeyiz biz? Lanet olsun kim yaptı bunu?! Bu sırada kapıda biri göründü. -ben yaptım kocacığım beyenemedin mi? Benim o an boğazıma birşey oldu,çünkü hiç birşey söyleyemedim ve sadece şaşkınlıkla onu izliyordum. -Siya bu ne saçmalık,neden burdayız,ayrıca bizi neden bağladın.? Nicklausun konuşması karşısında o sadece gülümseyerek ,kafasını salladı -neden mi? gerçekten mi? bunu bana karısını hastanede bi başına acıyla yalnız bırakıp,eski sevgilisinin peşinden koşan biri mi soruyor.?! Biliyormusun Konor bu günün gelmemesi için o kadar dua ettim ki.....ama geldi işte ! Ben senin onu bir gün hatırlayacağını biliyordum,ama buna inanmamayı tercih etmiştim. -sen bunu biliyormuydun?,Ne ZAMANDIR SÖYLE! Daha bir kaç dakika önce seyirci gibi olayları izleyen Rebekka bir anda çıldırarak bağırmıştı.Buna karşı Siya sakin bir şekilde hatta ufaktan sinir edici gülüşüyle konuşmuştu. -evet biliyordum ,senin buraya geldiğin ilk gün öğrendim .Hepsini .... kız sözünü bitiremeden Benjamin içeri geçti. -hadi ama Siya sen bunlara hikayeni baştan anlatmayacaksın değil mi? -Benjamin...sen.....? sesim titrerken Nick yeniden öfkelenmişti -anlamalıydım,Benjamin köpeği olmadan bu iş olmazdı Nicklaus ellerini açmak için yeniden çabalarken,ben bir Nicklausa bir Benjamine bakıyordum,olayların şokunu atlatınca,yeniden konuşmaya başladım. -Benjamin bu ne ? Beni neden bağladın,neden burdayız,ayrıca Deni nerde? -ah benim güzelim,Deni aslında buraya hiç gelmedi...bak sen o kadar arkadaşlarının zarar görmemesini dile getirince,bende tabi ki ,birşeyler yaptım.(o elini ceketinin cebine soktu ve Rdk kalemini çıkardı,bu kalem basit kalem değildi,karşıdakı insanın üzerine tutunca 7saatlik yansımasını senin üzerinde canlandıran bir kalemdi ) Ben kalemi görünce bağırdım. -aşağlık herif ,bu kalem yıllar önce yok edilmedi mi? Bana Deniyi taklit etmediğini söyle!Pislik! -Ricia sana bu lafları hiç yakıştıramadım.Ayrıca ben seni eski sevgilinle,dur yoksa gizlice evlendiğin adam mı demeliyim her neyse,ben sana onun seni nasıl bıraktığını anlatırken ,sen tekrar kalkıp ona yardıma gittin ya,en çokta bu bana koyuyor. -Benjamin,beni yargılarken ,kendini de unutma,sen benim Rebekayı sevdiğimi,hatta evlendiğimi bile biliyordun ,ama bizi ayırdın ,Ahmak! -Siya gördün mü,bu adam hala,eski karısı için mücadele ediyor,yani sen ve çoçuğun hiç onun umrunda olmadı,hadi öldür onu ,sevgine layık değil işte! Rebekka da Nicklaus gibi Siyaya ve elindekine bakıyordu. Siya silahı Nicklausa çevirince Benjamin kocaman gülümsedi. -Konor neden beni sevmedin,neden onu unutmadın....ki.... -Siya gerçekten vuracakmısın hadi vur,ben seni sevdim ,senin gülümsemeni bakışlarını,ama ne yapa bilirim ki,benim bir geçmişim var...ve er ya da geç o geçmiş insanı mutlaka buluyor.. tekrardan.... Nicklaus bunu söyleyince ,Rebekkaya kısa bir bakış attı ve sonra başını öne eğdi ,Siyanın haklı olarak onu vurmsını bekledi.Çünkü istemese bile Rebekka geldiğinden beri aklı karışmış,onu ve çoçuğunu sürekli ihmal etmişti. Siya Konoru öyle görünce gözleri doldu,eli titredi,ne yapsa bile,onu çok seviyordu -doğru geçmişin seni buldu,ama ben seni ondan sonsuza kadar kurtara bilirim. O bir anda silahı Rebekkaya çevirdi. -Siya hayatta ilk defa doğru bir karar,hiç düşünme hemen vur beni,sen bana kötülük değil iyilik yapmış olursun,ben gerçektende çok yoruldum ,sürekli bu ikisi yüzünden kahr olmaktan bittim ....vur ... Ben bu kararı çoktan vermiştim.Yani yaşamam için hiç bir neden görmüyordum.Hele Nicklausun onun için söyledikleri beni tamamen yıkmıştı bir kez daha... Son olayları hiç kimse beklemiyordu,çünkü Nicklaus Siyanın Rebekkayı öldüreceğini görünce kendini öne verdi. -hayır,Siya bunu yapma lütfen...lütfen bak Rebekkayı öldürürsen eline birşey geçmeyecek... Kız inadını bozmadı ve ilk ateşi yaktı ,Rebekka omuzuna isabet eden kurşunu görünce,acı acı güldü. -doğru yapmadın,kafama yada kalbime vurman gerekiyordu,öğrettiğim gibi.. Nicklaus "hayır,yapma ,bunu yapamazsan ,buboyunda suçlu benim" diye tekrardan bağırdı.Ateş edildi......ama yere düşen beklenen kişi değil....Siya oldu.... Nicklaus hala Rebekkanın tekrar yaralanmadığını anlamak için gözleriyle onu inceliyordu ki,Siyanın düştüğünü gördü.Ikisi de Siyanın katili kişiye bakındı. Benjamin elindeki silahı yere fırlattı. -hep söylemişimdir,kendi işini kendin yap..bak ne gerek vardı,alt tarafı Nicklausu vuracaktın,ama sen benim senariyomun dışına çıkmaya karar verdin,kendi senaryonu yapmaya ne gerek vardı.Şimdi benim seni öldürmem gerekiyordu. Nicklaus şoktan kendine gelince Siyaya doğru kıvrandı.Siyanın soğuk yüzüne baktı ,kolları bağlı olmasa ona sarılırdı. -Siya hayır,hayır ölme lütfen beni bırakma..... Onun ağlaması Rebekka yı da çok üzmüştü,sonuçta uzun zamandı onlar birlikteydiler.Bunu düşününce ,Rebekka da kötü olmuştu. -aşağlık öldürücem seni,kollarımı çözünce yemin ederim ki seni öldüreceğim - işte bu çok zor şimdi,dışarıdakılar nerdesiniz,gelin Rebekayı götürün,onun daha fazla üzülmesini istemem de,zaten senin aptal kız arkadaşın için çok acı çekti. -ne? beni nereye götürüyorsun? öldürsene a,ne bekliyrsun beni de öldür,zaten benim ölüden farkım yok. -öyle konuşma Rebekka sen benim karımsın...unutttun mu, katili bulmaya arkadaşlarının yaşadığı şehire gitmek için bir evrak imzaladın,o benimle evleneceğine dair bir sözleşmeydi aslında, tabi sen o zaman tek düşündüğün arkadaşların olduğu için ,evrakı okumaman normal . -bunu yapamazsın,hayır ben gitmiyorum,bırakın beni. O an Rebekka hiss etmeden ,biri onun arkasından dolandı ve sakinleştiriciyi ona yaptı.Rebekka artık istemese bile çabalamayı bıraktı.Adamın biri onu dışarı çıkarmaya çalışırken onun tek gördüğü şey Nicklausun ölü bir cesede sarılışı ve ağlamasıydı. Ya Rebekka, kimse onu düşünmüyormuydu?Hayelleri defalarca yıkılmış,umutları çalınmış,defalarca sevdiklerinin acısını yutmaya ,unutmaya çalışmıştı o. Meğerse bu kimsenin umrunda değilmiş...belki de artık çabalamaya,hayata karşı direnmeye bir son vermesi gerekiyordu.Benjamine boyun eğmesi gerekiyordu,zaten ona bir tek destek olanda oydu,onu önemseyen,yaşamasını bu kadar içten isteyen o vardı bir tek. Zaten umursadığı her kes eninde sonunda onu yalnız bırakıyordu.Kapıdan çıktığı sırada son kez ,belki bir daha hiç görmeyeceği eskiden can parçası gibi gördüğü,şimdiyse bir kırık parça gibi yabancı adamın suratına baktı.O,çözdüğü eliyle,kaçmak yerine hala karısının saçlarını okşuyor,kulağına birşeyler fısıldıyordu.Rebekka ilk kez ölen birine gıpte etmişti.Acaba o olsaydı,öylece yerde soğuk cansız beden sadece Rebekka olsaydı,Nicklaus ona da böyle sahip çıkarmıydı ki..... Öyle yorgun ve bitkindim ki,arabaya nasıl götürüldüğümü hatırlamıyordum.Tek hatırladığım,ben götürülünce Nickin yüksekden"onu nereye götürüyorsunuz?? "diye bağırmasıydı.Bu kez umutlu değildim,belki bu kez de o karısından bahs ediyordur diye düşünmüştüm. Karanlık bir boşlukta gibiydim .Ben ne zaman bayılmıştım,yoksa öldüm mü? Aniden silah sesleri duydum.Yerimden firladım. Sanki ilaçlar bile beni uzun süre bayıltamadığını anlamııştı .Arabanın kapısını açıp ,dışarı dahası daha bir kaç dakika önce bağlı olduğum yere gitmek istedim.Ama olmadı,beni Benjaminin adamları kapı önünde bekliyorlardı,tam o sırada depo kapısından biri çıktı.Içimden dua ediyordum.Ne olur Benjamin Nicki öldürmesin ,ne olur..... -Nick...Nicklaus....? Şu an çabalamaya son verip dikkatimi kapıya verince bunun Benjamin olduğunu fark ettim.Işte o an yıkıldım.O yalnızdı....Arkasından kimse gelmiyordu...Peki Nick nerde? Onu öldüremez değil mi?! HAYIR HAYIR! Bunu yapamazdı.Tam Nick diye haykırmak isterken depo bir anda alev aldı.Içeriden alevler fışkırıyordu.Benjamin birşeyler diyordu ,ben duymuyordum.Burnumdan birşeyler aktığını hiss ediyordum.Bir anda yine gözlerim kararmaya başladığında ,ben son gücümle çırpındım,adamardan kurtulup,Benjaminin boğazından yapıştım. -çabuk söyle Nick nerde,onun ölmediğini,orda ölüme terk etmediğini söyle. Ilk kez baktığım adamın gözünde üzüntü gördüğüme şaşırsam da öfkem ondan cevap alamadığım için daha da yükseliyordu. -üzgünüm ,ama bu hikayeye noktayı koymanın zamanı gelmişti. Onun ağızından duyduğum her kelime beni mahv etmeye yetmişti.Ellerim titremek ne kelime esmeye başlayınca ben yanan ,alevli yere doğru gitmeye,koşmaya çalıştım.Ama kısa sürede yakalandım.Boynuma enjekte edilen ilaçla gözlerimin kapandığını hiss ettim. -Böyle bitmemeliydi....Nick.......bu böyle bitmemeliydi.....diye bildim. BÖLÜM SONU. Sonunda bu bölümü bitirdim Sonrakı bölüm Benjamin denilen adamın ve Rebekkanın gizli hesaplaşmaları ve saklanan sırların ortaya dökülmesi sonucu kırıklar ve kayıp parçaların tekrardan yerine oturmasıyla ilgili olacak.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD